Mutlu Yarınlar'ın Vefalı Dostunun Aziz Anısına

Geçen Şubat ayında vefat edip, aramızdan ayrılan Salih Yıldız, Stuttgart'ın adı hizmetlerle bütünleşmiş vefalı simalarından biriydi. Adı gibi salih bir insandı.. Soyadı gibi semamızdan kayıp gitti, ama kaybolmayan bir yıldız olarak hep aramızda olacağına inanıyoruz.

Salih Yıldız: Mutlu Yarınlar'ın Vefalı Dostunun Aziz Anısına

Salih Yıldız abiyi Stuttgart'a geldiğim ilk günlerde tanımıştım. Bize gelip giderdi. Fakat esas görevi bir cami yönetimindeydi. Cami hizmetleri yapıyordu. Bir cuma günü Kadızade Camii'nde, cuma namazı sonrasında sohbetimiz anında: "Hocam gönüller bir olsun, ben sizin yaptığınız bu öğrenci hizmetlerini seviyorum" dedi. Ben de Salih abi, gönüllerin bir olması ve takdir etmeniz güzel, fakat yeterli değil. Cesetlerin de bir olması ve destek olmanız gerekiyor deyince "tamam, bundan sonra cesetler de, gönüller de bir ve beraber olacak" dedi ve o günden beri son nefesine kadar hizmet düşündü, hizmet solukladı. Hizmet için yaşadı.

Hizmet edemez duruma düşünce de aramızdan ayrıldı. Ayrılırken de bize şu dersi verdi: "Hizmet ettiğim sürece aranızdayım, hizmet etmiyorsam, edemiyorsam yaşamanın da bir anlamı yok." Rabbim hepimize böyle şuur nasip etsin.

1992 de Fethullah Gülen Hocaefendi Stuttgart'a geliyor. Kadızade Camii'nde üç gün misafir kalıyor. Salih abi o bereketli sohbetlere katılan talihlilerden. Orada Hocaefendi Kur'an okumanın öneminden bahsediyor ve "arkadaşlar Kur'an okuyun, size şefaatçı olur" diyor. O günden itibaren Salih abi her gün iki cüz Kur'an okumaya başlıyor ve son anına kadar terk etmiyor. Allah'a şöyle dua ediyor. "Allah'ım yaşadığım müddet içinde bana Kur'an okumayı nasip eyle. Bir günüm bile Kur'an okumadan ve namaz kılamadan geçmesin. Kur'an okuyamadığım, namaz kılamadığım an benim canımı al."

Evet dualara cevap veren Rabbim onun bu samimi duasını kabul ediyor. Hastalığı iyice ağırlaşıp artık Kur'an okuyamaz ve namaz kılamaz duruma gelince ruhunu teslim ediyor. Nur içinde yatsın. Okuduğu Kur'an ve yaptığı hizmetler şefaatçisi olsun. Amin.

Oğlu Osman başta olmak üzere onu tanıyan gönül dostları bu mübarek insan için 3 şey söylüyorlar:

  • Onun sağlam itikadına hayrandık. Tam bir inanmış adamdı.
  • Hayatı boyunca inandığı doğrulardan hiç taviz vermedi, inandığı gibi yaşadı.
  • Gözü, gönlü tok; kanaatkar bir insandı.

Gazete kampanyasında Salih abi 3 abone bulmaya söz verir. Fakat hastaneye yatar, abone için gezmeye vakit bulamaz. Yanına gelip hal- hatır soran ve kendisinden helallik almak isteyenlere devamlı abone bulamadığından, kampanyaya katılamadığından söz eder.

Vefat ediyor. Üç aboneyi bulamıyor. Vefalı dostu Yusuf Altaş taziye ve cenazeyi defnetmek için gelen arkadaşlara "Salih kardeşimizin üç abone sözü vardı, bunu bizim bulmamız gerekir" diyor. Gelenler vefat eden Salih insana yakışacak bir vefakarlıkla kendi aralarında hemen üç abone parası toplayıp Salih abiyi borçlu göndermiyorlar. Vefalı olursanız, vefa bulursunuz. Samimi olarak söz verirseniz, Allah'u Teala o sözünüzü gerçekleştirmeyi size nasip eder.

Salih abi ölmezden önce iki şey istiyor:

  • Ölümüm anında aile fertlerim, dava arkadaşlarım ve gönül dostlarım yanında bulunsunlar.
  • Şuurumu kaybetmeden, bilincim yerindeyken Allah'ı anarak O'na kavuşmak istiyorum.

Oğlu Osman Yıldız'ın anlattığına göre ölümünden az önce hastalık hakkında ve uygulanacak tedaviler konusunda kendisiyle konuşan doktorlara: "Ben Allah'a inanıyorum. O'nun takdirine razıyım. Hastalığımdan şikayetçi değilim. Bana narkoz verip uyutmayın" diyerek, ölümü memnuniyetle ve metanetle karşılıyor.

Oğluna vasiyet olarak da: "bana uyuşturucu vermesinler. Ben aklımı kaybetmek istemiyorum. Şuurlu bir şekilde ruhumu teslim etmek istiyorum" diyor. Son gününe ve bir saat öncesine kadar ağır narkoz vermiyorlar. Onun için devamlı Allah'ı anıyor, zikir yapıyor ve kelime-i şehadet getiriyor. Ölümünden bir saat önce vasiyetini yapıyor, herkese hakkını helal ediyor.

Sevenleri ve akrabaları Türkiye'de sahip çıkıyorlar. Son yolculuğuna dualar ve hatimlerle uğurlanıyor.

İstanbul'da Gümüşhane'liler derneğinde Kur'an okunup, dualar edilip ölüm hakkında sohbetler yapılıyor. Orada bulunanlar; "Bu program bize ölümü sevdirdi, acımızı unutturdu" diyorlar.

Almanya'dan cenazeye refakatçi olarak giden üç arkadaştan birisi olan Yusuf Altaş oradaki cemaata: "Arkadaşlar rahmetli Salih Yıldız sizin akrabanızdı. Fakat bizim de Almanya'da 30 yıllık dava arkadaşımızdı. Hayatında beraber olduğumuz gibi bu son anında da yanında olmak istiyoruz. Müsaade ederseniz mezara indirme işini biz yapalım" diyor. Onların da gönlü alınarak rahmetliye son vazife yapılıp "O'ndan geldik, yine O'na gideceğiz" ayeti okunarak Rahmet-i Rahmana teslim ediliyor.

Dünyayı ahiret hesabına değerlendiren, dünyalık bir hesabı olmayan Allah ve ahiret yörüngeli yaşayan bu insan ufkumuzdan bir yıldız gibi kayıp gitti.

Fakat hatıralarımızda, dualarımızda ve gönüllerimizde hep yaşayacaktır. Nur içinde yatsın. Ruhuna fatihalar gitsin inşaallah.