Her şeyden önce, hiçbir iş ve şe'nin Allah'ın (celle celâluhu) kudretine ağır gelmeyeceği malumdur. Elmanın birini de binini de, bir bahçeyi de bütün dünyayı da, atomu da galaksiyi de, balığı da denizi de aynı kolaylıkla yaratan Allah (celle celâluhu), insana, meleğe ve cinlere de istediği ölçüde güç ve kudret verebilir. Esasen insanın yaptığı, meleklerin ve cinlerin yaptığından hiç de aşağı değildir. Dünya küresinin ve gök cisimlerinin hareketlerine nezaret eden melekse, dünyayı evirip çeviren, maddeye şekil veren ve medeniyetler kurup, teknolojiler üreten de insandır; insan, elinde beş parmak yerine bir parmak, kollar yerine kuş kanatları ve kendi ayağı yerine fil ayağı olsaydı, bütün bu yaptıklarını yapabilir miydi acaba? Sonra bütün bu işleri el, ayak ve parmaklara mı vereceğiz? İşte, görünmeyen meleklerin ve cinlerin yaptıkları harika işler ve işte, beyindeki görünmeyen reaksiyon ve elektrik akımlarının yaptıkları!. Elimiz, kolumuz, kaslarımız ağırlıkları ne ile kaldırıyor? Gide gide maddî güç ve kuvveti bulunmayan kemik iliklerine ve beyinden gelen latîf akımlara varmıyor muyuz?