Ruhlarla Beraber Ceset de Haşrolacak mı?

Önce şu hususu belirtelim ki, cesedin ruh ile münasebetinin keyfiyeti değişik âlemlere göre farklı farklıdır; bu âlemde başka, kabirde başka, berzahta başka ve ahirette daha başkadır. Bu dünyada biz, maddî cismaniyetimizin tesiri altında bir ruh ve ceset münasebetine şahit olmaktayız.

Pek çok ehl-i tahkik, zerrât-ı asliye denilen insandaki asıl ve temel zerrelerden bahseder. İnsanın ilk zerreleri, yani insan bedenine âdeta kaide ve temel olup, hadiste "acbü'z-zeneb"[1], yani kuyruk sokumu kemiğiyle ifade edilen bu zerrât-ı asliyenin tam nerede olduğunu tespit etmek mümkün değildir. Allah (celle celâluhu), insanı bu temel zerreler üzerine kurmuştur ve ahirette de onlar üzerinde haşredecektir. İnsana ait hususiyetleri camî olan bu zerreler, kim bilir, belki de genlerdir. Eğer böyleyse, bir insandaki genler, bir yüksüğü ya doldurur, ya doldurmaz. Ama bu kadarcık az bir şey, ruhla kontak olduğu zaman cismaniyet adına acı duyuyorsa, elbette lezzet de duyacaktır. İhtimal, haşir esnasında ve daha sonraki âlemlerde insanın bütün zerreleri değil de, kendine ait bu aslî zerreler ruh ile temas kuracak ve çoklarının parmak bastığı üzere, Allah'ın (celle celâluhu) lütfuyla, sağdan soldan alınmış diğer zerreleriyle birlikte, meyvelerin ve zeminin zerreleri gibi, şu dünyada hizmet eden daha başka zerreler de cismaniyeti teşkil edecektir. Bunun böyle olmasına mâni bir durum olmadığı gibi, zannediyorum aslında mâkul olanı da budur. Diğer zerreler ise, o âleme muvafık şekilde asıl zerrelerin etrafında toplanıp, insan bedenini teşkil edebilirler...

[1] Buhârî, tefsîru'l-Kur'ân (39)4; Müslim, fiten 141-143; Ebû Dâvut, sünne 22; Nesâî, cenâiz 117; İbn Mâce, zühd 32; Muvatta, cenâiz 48; Ahmet b. Hanbel, el-Müsned, 2/322.

Ruh