Sübuhât-ı Vech Neticesinde Olabilecek Güzel ve Hatalı Davranışlar

Sübuhât-ı vech karşısında duyulup hissedilen mahv u fenâ veya ıstılâm'ın, yerinde şâyân-ı takdir bir kısım sonuçları olduğu gibi mahzurlu ve hatarlı neticelerinin olması da çok defa kaçınılmazdır: Bu seviyedeki ârif-i billâhın, tamamen Allah'a müteveccih bulunduğundan -şer'î muvazeneyi koruma şartıyla- bütün mâsivâyı tâlî, hatta tâlînin de tâlîsi görmesi, her şeyi Hak tecellilerinden ibaret sayıp zâhir u bâtınıyla O'nun ziya ve nurlarının bütün varlığı kuşattığını duyması takdire şâyân görülebilir. Şuursuzca sekr ve mahv u fenâ hissiyle nâsezâ, nâbecâ sözler söylemesi, şathiyyât ve hezliyât türünden lâkırdılar etmesi ise memnu, tehlikeli ve idlâl edicidir. Bu itibarla, şer'î ölçüleri şuuraltı müktesebât hâline getirememiş kimselerde mahv u fenâ veya sekr bazen sebeb-i haybet ve hüsran olabilir.