Mesih Nerede, Mehdi Kim?

Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan Fethullah Gülen Hocaefendi'nin Mehdi ve Mesih'le ilgili sorulara verdiği cevaplar herkul.org isimli internet sitesinde yayınlandı.

Mehdi, Mesih ve Deccal konularında geniş bilgilerin yer aldığı yazıda özellikle iki şeyin arası dikkatle açılıyor. Bunlardan birincisi Mehdilik, Hz. İsa'nın nüzûlü ve deccâliyet gibi konularla ilgili rivâyetler ve bu rivâyetlerden neler anlaşılabileceği konusu. İkincisi de, bu konularda spekülatif hatta bilerek ve birtakım amaçlar doğrultusunda yapılan istismarlar yer alıyor.

"Mesih nerede? Mehdi kimdir?" başlığı ile sitede yer alan bilgilere göre, Hz. Peygamber'den hemen sonra yalancı peygamberler çıktığı gibi, Sudan ve Somali mehdilerinden Bahaullah, Gulam Ahmed ve Hind mehdilerine ve Alija Muhammed'e kadar birçok kişi mehdiliğini ve peygamberliğini iddia etmiş. Böyle bir iddia dini açıdan değerlendirildiği takdirde konunun vahametinin boyutları ortaya çıkıyor. Çünkü peygamber olmayan bir kişinin peygamber olduğunu iddia etmesi küfre girme sebepleri arasında yer alıyor.

Abdulkadir Geylani gibi mehdiyet çapında işler yapmış kişilerin asla kendilerinin mehdi olduğunu iddia etmediği, aksine tevazu ve mahviyet içinde bulunduğu belirtiliyor. Mehdiyet konusunda Ehl-i Sünnet dışındaki oluşumların özel bir geçmişi olduğu belirtilerek şöyle deniyor: "Hususiyle de Râfizîler mehdiyet mülahazasını çok canlı tutmakta, 'On iki imamdan birisi hayatta iken gizlenmiş, âhir zamanda çıkacak' demektedirler. Ne gariptir ki, Abbasî'lerin şerrinden kaçtığına ve saklandığına kâil oldukları kurtarıcının âhir zamanda Abbasî fitnesinden daha büyük bir fitnenin olduğu deccaliyet döneminde birden bire zuhur edeceğine, Kaf dağının arkasından çıkıyor gibi çıkacağına inanmaktadırlar. Bu mesele akîde bakımından da sorgulanacak bir husustur: Nasıl gelecek? Gökten mi inecek? Sırr-ı teklif nasıl olacak? Siz reenkarnasyona mı kâilsiniz? Ulûhiyet hakikatini taşıdığına inanıyorsanız, bu mülahazanızla acaba hulûl ve ittihaddan mı bahsediyorsunuz? Bu usul-ü din açısından münakaşası yapılacak husustur ama onlar öyle inanıyorlar."

Hz. İsa'nın ahir zamanda nüzûlü konusuna da genişçe temas edilen sitede, Gülen Hocaefendi, bu konudaki görüşleri değerlendirerek, Hz. İsa'nın şahıs olarak nüzûlünü ilahî hikmete ters gördüğü için, şahs-ı manevi olarak, yani Hz. İsa'ya inananların İslam'a yaklaşması şeklinde yorumlayanları daha makul bulduğunu belirtiyor. Yakın geçmişte tartışmalara sebep olan bu ilginç konunun dikkat çeken bir yanı da, Mehdiliğini ya da Mesihliğini iddia edenlerin haricinde birtakım kişiler tarafından istismara uğraması. Fethullah Gülen Hocaefendi bu konuda din düşmanlarının samimi dindarları bu yolla karaladıklarını belirtiyor ve şunları ilave ediyor: "Bir kısım cahiller hüsn-ü zan ettikleri kimseler hakkında 'Mehdî' tabirini kullanabilirler. Daha insaflı bazıları, 'Belli bir zaman içinde bir mânâda Mehdî'nin bir vazifesini ifâ ediyor.' diyebilirler. İmam-ı Gazalî, İmam-ı Rabbânî ve hatta Bediüzzaman hakkında böyle diyenler çıkabilir. Her şeyden önce bu umumun kanaati değildir. Hele ondan sonrakiler hakkında öyle diyen de zaten yoktur. Öyle bir iddiada bulunan bir safderûn varsa şâyet, onu kendi safderûnluğuna mahkum etmek lazım. Aklı başında bir mü'min ne öyle bir dalalete tâlib olur, ne de –hâşâ ve kellâ- Mesîh iddiası gibi bir küfrün arkasına düşer."