Diyaloga Vakfedilen Ömür

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, hoşgörü ve diyalog adamı, eğitim mimarı Fethullah Gülen'le ilgili olarak oluşturulmaya çalışılan karalama politikasına, basın organlarında çıkan değişik düşüncelerdeki yazarların cevap niteliğindeki yazılarıyla cevap veriyor. Her kesimden kalemin konu üzerine yazdığı yazılar Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Yayınları arasından çıkan "Diyaloga Adanmış Hayat" isimli kitapta toplandı.

Vakıf bundan iki yıl önce de fahrî başkanları Fethullah Gülen'in şahsiyeti ve faaliyetleri hakkında basında yer almış olan yazıları "Medya Aynası'nda Fethullah Gülen: Kozadan Kelebeğe" ismi altında derlemişti. Malum olduğu gibi bu kitabın piyasa çıkmasından çok kısa bir süre sonra medyada bir kaset fırtınası kopmuş, Fethullah Gülen ve hareketi hakkında olumsuz rüzgarlar estirilmeye başlanmıştı. Birçok sağduyulu vatandaşın aklına soru işaretleri takıldı. Akılların karışık olduğu ve Gülen'in sessiz kaldığı bu dönemde cevap yine sağduyulu gazetecilerden geldi. Değişik gazetelerde çıkan birçok makalede yazarlar destekleyici fikirlerini beyan etti. Fakat bu fikirler bir kaşık suda çıkarılan bu gürültünün ortasında "duyulmamış sesler" olarak kaldı. Vakıf da bu 'duyulmayan sesleri' hem arşivlemek, hem de duymayan kulaklara ulaştırmak için ikinci bir çalışmaya girdi. Mayıs 1996'dan Mart 2001'e kadar uzanan bir zaman diliminde medyada yer alan bazı yazılar "Aydınların Kaleminden Fethullah Gülen: Diyaloga Adanmış Hayat" ismiyle derlendi.

Çok sayıda yazarın yer aldığı kitaptaki yazılar kronolojik sıralamayla gruplanıyor. sayıda gazetecinin yazısı mevcut. Namık Kemal Zeybek'in yazısıyla başlayan kitap; Atilla İlhan, Ertuğrul Özkök, Kürşat Başar, Atilla Dorsay, Ahmet Taner Kışlalı, İshak Alaton, Zülfü Livaneli, Cenk Koray, Fatih Altaylı gibi isimleri çıkarıyor karşımıza.

"Türkiye'nin bütün laiklerini üst üste koysak, bu anlamda (okullar açmak) bir Fethullah Gülen olabiliyor muyuz? Ne yazık olamıyoruz... Sadece kıskanıyoruz..." diyen Rıza Zelyut ve Güler Kömürcü, "Türk'ü ve Türkiye'yi seven herkes Fethullah Hoca'yı desteklemeli" diyen Yılmaz Öztuna, "Karda açan çiçekler" yazısıyla Ahmet Kabaklı gibi birçok gazeteci özellikle eğitim faaliyetlerine destek veriyor. Fethullah Gülen'i alışılagelmiş din adamları kalıbına oturtamayan bazı yazarlarda ilginç bir benzetme içindeler. Ertuğrul Özkök "Bana göre Gülen, özellikle Amerika'da çok rastlanan 'preacher' adı verilen konuşma sanatının en ince ayrıntılarına hakim bir "Müslüman rahip" derken, Atilla İlhan "Fethullah Hoca bizim protestanımız" benzetmesini yapıyor. Dış basın ise "Eleştirilen saygın ve ılımlı din adamı" (Douglas Frantz, The New York Times) diye bahsediyor Fethullah Hoca'dan. Tarih sırasına göre gündeme gelen "Fethullah Gülen-Papa" buluşması ve "Fethullah Gülen-Ecevit Diyaloğu" da bahsi geçen konular. M. Akif Aydın, Ferai Tınç ve Ahmet Taner Kışlalı ünlü Abant Platformunu destekliyor. Hocaefendi Aktüel'le yaptığı söyleşide halef seçmeyeceğini söylerken, Radikal yazarı Avni Özgürel'e de "Ne şeyh ne de ideolog" olduğunu belirterek bazı intibalara cevap veriyor.

Son dönemde ise Fatih Üniversitesi'yle ilgili yazılar derleniyor kitapta. Fatih Altaylı "Fatih'te okuyan gençlerin günahı ne" diye soruyor. M. Ali Birand "Fatih Üniversitesini neden öldürüyoruz. Fethullah Hocayı sıkıştırmak için mi" diye yazıyor. Sonsöz ise Fethullah Gülen'den geliyor, "Bir duygu, bir düşünce, bir anlayış, bir felsefe, bu kadar hoyratça bir muameleye maruz kalınca ne kadar iflah olur ve ne kadar var olma gayesini eda edebilirdi,onu her şeyi yakından takip eden insaf dünyasının insafına bırakıyorum".