Erbakan 10 İsmi Pas Geçiyor

Susurluk kazasından sonra ortaya çıkan karanlık ilişkilerin görüşüldüğü Liderler Zirvesi'nde, "Devlet içinde kontrolsüz güçlerin, MİT tarafından bilindiği ve bu güçlerin mücadele içinde oldukları" anlaşıldı. Başbakan Necmettin Erbakan tarafından sunulan MİT raporunda çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. Zirvede tutanaklara geçen konuşmalara göre bugüne kadar bir türlü çözüme kavuşturulamayan faili meçhullerin talimatla gerçekleştirildiği belirtilirken, Demirel, "Eğer iddialar aydınlatılamazsa bunlar devletin üzerinde kalır." dedi.

Başbakan Erbakan, Liderler Zirvesi'nde, "58 kişiyi bize bildirmişlerdir. 4 politikacı, 4 işadamı, 5 asker, 13 emniyet mensubu, 14 ülkücü mafya, 8 eroin kaçakçısı." derken bu listeye daha sonra birileri tarafından ülkenin önde gelen şahsiyetlerinden Fethullah Gülen Hocaefendi'nin karıştırılması gözleri liderlere çevirdi. Zirvede, adı geçenler için "bu kişileri ve ilişkilerini bilmem lazım, araştırılması gerekir" diyen Erbakan'dan kamuoyu Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, ismini kimin niçin kullandığını öğrenmek istiyor. Erbakan, raporda yer alan isimlerden yalnızca Abdullah Çatlı, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak ve öldürülen işadamı Behçet Cantürk'ü zikretti. Raporda 58 ismin geçtiğini üç kez aktaran Erbakan, adı geçenler konusunda yalnızca genelleme yaptı ve zirve tutanaklarından anlaşıldığı üzere MİT Raporu'nu hiç kimseye göstermedi. Çankaya'daki zirveye katılan liderler de bugüne kadar MİT raporundaki isimlerden bahsetmediler. Güvenilir kaynaklardan edindiğimiz bilgiye göre MİT raporunun kopyaları liderlere sunulmadı. Ancak, MİT raporundaki liste konusunda basın organlarında yapılan spekülasyonlar ise yalnızca kafaları karıştırdı.

MİT'te haklarında bilgi bulunan 29 isimden 13'ünün hayatta bulunmadığını aktaran Başbakan, MİT raporundaki isimleri birer birer anmıyor. Erbakan, isimlerle ilgili bir genellemeye gidiyor ve konuşmasını şöyle sürdürüyor: "... Araştırılması lazım gerek dedikleri insanlar hakkında 4 tanesinin politikacı olduğunu, 4 tanesinin işadamı olduğunu isimleriyle bize bildirdiler. Ve 5 tanesinin asker olduğunu, 13 tanesinin emniyet mensubu olduğunu, 14 tanesinin ülkücü mafya mensubu diye yazmışlar raporlarda. 8 tanesi ise bilinen eroin kaçakçıları olduklarını, bu yumağın içerisinde bunlar mevcuttur diyorlar..." Erbakan'ın yukarıdaki ifadelerinde sayıların toplamı 48. Bunun anlamı Erbakan, MİT raporunda ismi geçen 10 kişi hakkında toplantıya ya bilgi sunmayı unutuyor ya da bu isimler öylesine eklendiği için verecek bilgi bulamıyor. Çankaya zirvesine çıkmadan bir gece önce Necmetin Erbakan gazetecilere yaptığı açıklamada da MİT raporunda 58 ismin geçtiğini bildirmişti.

Basın Listeyi 80'e Dayadı

24 Aralık Salı günü Milliyet gazetesinde raporda adı geçen 41 ismin belli olduğu belirtildi ve bir liste verildi. Başbakan'ın bütün gazetelerin pazar nüshalarına yansıyan 58 sayısının karşısında Kanal D'nin 59 isim vermesi akıllara bazı şüpheleri getirdi. Başbakan'ın '58 isim var' yönündeki net ifadesi bilinirken, Kanal D'nin sayıyı 59 vermesi ve Fethullah Gülen Hocaefendi'nin ismini söylemesi anlamlı bulundu. MİT raporunda yer aldığı ifade edilen listede en büyük çelişkilerden biri MİT Kontterör Daire Başkanı Mehmet Eymür'ün isminin geçmesi. Birbirine karşı isimlerin birlikte zikredilmesi ve beraber hareket ettiklerinin savunulması da bir başka çelişki. Tevfik Ağansoy ve Alaattin Çakıcı'nın isimleri 'öldürülen-öldürtenler aynı listede' çelişkisi için en açık örneği teşkil ediyor.

Alelacele Hazırlanmış

MİT raporunun nasıl hazırlandığı konusunda bir ipucu Akşam Gazetesi yazarlarından Nazlı Ilıcak önceki günkü yazısından elde ediliyor. Ilıcak yazısında, görevden alının Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'e ait 9 milyar liralık Cherokee marka aracın Avşar Kederoğlu tarafından tahsis edildiğini aktarırken, Kederoğlu'nun İbrahim Şahin'in 'yalnızca arkadaşı' olduğu için MİT listesine girdiğini belirtiyor.

Raporun hazırlanması ile ilgili bir diğer bilgi de Hürriyet Gazetesi yazarlarından Ertuğrul Özkök'ün pazartesi günkü yazısında şu satırlar dikkat çekiyor; "Susurluk olayı MİT'i neredeyse ikiye bölmüştü. Bir bölüm, "Biz bir rapor hazırlayıp bu işe bulaşmayalım. Çünkü bu olayın girdabı bizi de içine sürükler" görüşünü savunuyordu. İkinci grup ise, bu konuda mutlaka bir rapor hazırlanması gerektiği görüşündeydi. Son 72 saate kadar birinci görüş daha ağırlık taşıyordu.... Demek ki son 72 saat içinde bazı gelişmeler olmuş ve bir rapor hazırlanması kararı alınmış."