Kulluğu İçinde Bir Sultan İfadesi Boşuna Kullanılmamıştır
Yeni nesillerin ibret alacağı en etkili dersler, ihlas ve fedakarlıkla yaşanmış canlı örneklerde saklıdır. Bu büyüklerin hatıraları, Zübeyir Gündüzalp'in ifadesiyle yeni nesiller için "ışıklı deniz feneri" gibidirler, onlara dünya ve ukbada saadet yollarını gösterirler.
İşte şimdi Nesil Yayınları arasında çıkan karşımızda "ışıklı bir deniz feneri" gibi parlayan "Kulluğu İçinde Bir Sultan Tahiri Mutlu" duruyor. İhsan Atasoy büyük fedakarlıklara katlanarak Bediüzzaman Hazretleri'nin yakın talebe ve hizmetkarlarının hayat ve hatıralarını kaleme alıyor. "Hayatını Davasına Adayan Adam, Bekir Berk"le başlayan bu çalışmalara kaynaklık eden "Onun şevk ve heyecan dolu destansı hayat hikayesini yazmayı, onu gençlerimize ideal bir dava adamı örneği olarak sunmayı" düşünmesiymiş. Vefatından on yıl sonra böyle bir çalışmayı kendisine nasip eden Rabb'ine hamd eden Atasoy bunun nedenini şöyle ifade ediyor: "Onun o aşk ve şevk dolu ruhu, bana ışık tuttu ve diğer büyüklerin hayatlarını yazmayı ilham etti."
Fethullah Gülen Hocaefendi'nin "Onlar bir dirilişin ilk mimarlarıdırlar. Ve Hazret-i Mimar-ı Azam'ın vefalı temsilcileriydiler." ifadesi için de "Ayn-ı hak bir ifadedir." tespitinde bulunan Atasoy, dirilişin ilk mimarlarının gerçekten O Büyük Mimar'ın rahle-i tedrisinden geçtiklerine, adeta o potada eriyip, onun ellerinde şekillendiklerine dikkat çekiyor. Tahiri Mutlu için "Kulluğu İçinde Bir Sultan" denildiğini belirten Atasoy bunun boşuna söylenmiş bir ifade olmadığını belirterek şunları söylüyor: "Tahiri Mutlu gerçekten külli kulluğu şahsında temsil eden aziz bir kuldur. Bir ders esnasında Üstad kendisine, 'Tahiri sen, 'Güneş lambam, yıldızlar kandillerim, yeryüzü mescidim�' diyebilirsin.' der. Onu, kainatın kulluğunu içine alan biri olarak tarif eder."
Bediüzzaman Hazretleri'nin ve talebelerinin Ramazanlarının çok özel olduğundan bahseden Atasoy, bunu şu ifadelerle anlatıyor: "Üstad'ın deyimiyle 'Uhrevi ticaret için en kârlı bir pazar olan' Ramazan'ı, uyanık geçirirlerdi. Gecelerinde uyumaz, ibadet ederlerdi. Kur'an'ın her cüzünü aralarında dağıtarak her Ramazan gününe bir hatim isabet edecek şekilde okurlar ve hiç boş vakit geçirmezlerdi. Diğer zamanlara nispetle hizmetle beraber daha fazla sevap kazanma ve şahsi kemalat elde etme mevsimi olarak değerlendirir, evrad ve ezkarla daha yoğun meşgul olurlardı. Üstad'ın Tahiri Mutlu için "Tahiri dolu bir destidir. Manevi sahalardaki derecelerinden birini görse dünyayı terk eder. Ahirette Ümmet-i Muhammed'e çok faydası olacak." şeklinde bir ifadesinin olduğunu hatırlatan Atasoy, Tahiri Mutlu'nun, Üstad'ın kendisi hakkında bu söylediklerinden haberi olduğunu söyleyerek şunları ekliyor: "Ancak, bunları duydukça bir çocuk masumiyeti içinde istiğfar kılıfına bürünür ve adeta büzülürdü. Onda büyüklüğün alameti olan tevazu her haliyle okunurdu. Makamını bilmemesi de elbette ona Allah'ın başka bir lütfu olsa gerek." (A. Kadir Süphandağı)
- tarihinde hazırlandı.