Türk Okulları Dünyaya En Açık Harekettir
Modernleşme ve muhafazakarlık alanındaki çalışma ve eserleriyle tanınan sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Göle, Türk okullarının dünyaya en açık hareket olduğunu söyledi.
Dünyaca ünlü sosyolog Göle, CNN Türk televizyonunda gazeteci yazar Taha Akyol'un sunduğu 'Eğrisi Doğrusu' programına katıldı. Fransa'a öğretim üyeliği yapan Göle, "Fethullah Hoca gönüllülerinin hareketine baktığımız vakit, en muhafazakâr, en dindar olacağını düşündüğümüz hareketin, Türk okullarıyla birlikte, dünyaya en açık hareket olmaya başladığını gördük." dedi. Kendisinin de Bakü'deki bir Türk okulunu ziyaret ettiğini anlatan Göle, şu değerlendirmede bulundu: "Farklı milletlerden insanlar bir araya gelmiş, iyi bir İngilizce eğitimi alıyorlar. Buradan giden hocalar, orada korkusuzca ders veriyor. Biz bu korkusuzluğa çok alışkın değildik. Bunu Almanya'ya giden göçmenlerimizde gördük; ama ikisi aynı değil." saptamasını yaptı.
Aydınlar aynı masada oturabiliyor
Türkiye'de entelektüel alanda da değişim yaşandığını anlatan Prof. Dr. Göle, geçmişte liberal ve sol görüşlü aydınların bir araya gelmediğini, bugün bu durumun değiştiğini ifade etti. Abant Platformu'nu örnek gösteren ünlü sosyolog şunları dile getirdi: "Mete Tunçay'la, Zaman Gazetesi'nin yazarlarının aynı masada oturduğunu görüyoruz. Bunlar küçümsenecek şeyler değil. Artık demokrat aydınların sesi daha çok çıkmaya başladı."
Modern Mahrem ve Melez Desenler gibi kitaplarıyla Türkiye modernleşmesi içinde muhafazakarlığın dönüşümünü de uzun süredir mercek altına alan Nilüfer Göle, AK Parti'ye ilişkin bazı tespitlerde bulundu. Türkiye'deki demokrat geleneğin, daha ziyade muhafazakar kesimden çıktığını kaydeden Göle, AK Parti'nin başarısını Özal'ı model almasına bağladı. AK Parti'nin görüntü itibarıyla belli çevreleri ikna edemediğinin üzerinde duran ünlü sosyolog, bu durumu şöyle özetledi: "Karşı tarafın kuşku ve korku politikası, bütün mutabakat ve müzakere alanını yok ediyor."
Kemalizm, Atatürkçülüğün çocukluk hastalığı
Prof. Dr. Nilüfer Göle, muhafazakâr kesimde yaşanan değişimin öncüsü olarak Turgut Özal'ı görüyor. Göle, bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor: "Muhafazakâr kesim, bugün dünyaya çok daha açık. AK Parti'nin Avrupa politikası bizi şaşırttı. Çünkü onlarla çok daha kolay müzakereye oturdu. 'Anadolu aslanları'nın da ekonomik olarak dünyaya çok daha açık olduğunu görüyoruz. Burada Özal'ın çok önemli katkısı oldu. Çünkü Özal, insanlara sınırlarını zorlamasını öğretti."
Türkiye'de Kemalizm ve Atatürkçülüğü başka yerlere koyan Nilüfer Göle, ikisi arasındaki ayrımı şöyle açıkladı: "Kemalizm, Atatürkçülüğün çocukluk hastalığıdır. Çünkü Kemalizm, 60 darbesiyle birlikte, ilericilik ve askerî söylemin birleşiminden oluşuyor. Oysa bugünkü sıkışmamızın altında da 60 darbesiyle hâlâ hesaplaşamamak yatıyor." Göle'ye göre, Kemalizm, geleneklerden koparak, ara kurumları yok etti ve toplumun etiyle kemiğini ayırdı.
Muhafazakârlık ve modernite ilişkisinin kadın üzerindeki yansımasını "Gelenekçi imam kazandı, Kemalist öğretmen kaybetti. Oysa imamın kızı öğretmen olmak istiyor; ama başörtüsüyle..." diyen Göle, sözlerini "Mahremiyeti olmayan modernite olamaz." cümlesiyle tamamladı.
- tarihinde hazırlandı.