Fethullah Gülen: Terörist saldırılar, İslam'ın yüzüne zift atmak gibidir

Fethullah Gülen: Terörist saldırılar, İslam'ın yüzüne zift atmak gibidir

Kenya'nın başkenti Nairobi'de yaşanan terör saldırısının ardından konuyu değerlendiren Fethullah Gülen Hocaefendi, 'din kisvesiyle' gerçekleştirilen terör saldırılarının Kur'an ve sünnette yeri olmadığını belirtti. Hocaefendi, herkul.org adlı internet sitesinde yayımlanan sohbetinde, kendisine yöneltilen "Müslüman coğrafyada en vahşi sahneler, İslâm adına sergileniyor; Kur'an'ın emri olduğu iddia edilerek başlar kesiliyor, camiler ve kiliseler bombalanıyor. Bir kısım örgütlerin dünya genelinde işledikleri cinayetler ve terör, sadece dış mihraklarla ve haricî yönlendirmelerle izah edilebilir mi?" sorusunu şöyle cevaplıyor:

Resmettiğiniz tablo doğru. Tabii ilave edilecek bir şey var: Bu aynı zamanda bizi mahcup edecek bir tablo! Müslümanlığın yüzüne zift sıkılması demek gibi bir şey. Müslümanlığın yanlış anlaşılması, yanlış yorumlanması adına zannediyorum Haçlıların üzerimize gelmesinden, Moğolların belli bir tuğyanla İslam dünyasını herc-u merc etmesinden daha fena bir şeydir bu. Sözde Müslüman görünen bazı kimselerin eliyle 'O'nun namına bir şey yapıyoruz' diyerek, canlı bomba olma, masum insanların içine girip patlama, bombaları arabalara yükleyip masum, hiçbir şeyden haberi olmayan insanların üzerine sürme, hele bu arada mabetleri yıkma... Bunları ne Kur'an'la ne sünnetle telif etmek mümkün değildir. Kur'an'la, sünnetle telif edilemeyen şey Müslümanlıkla da te'lif edilemez. Ne Kur'an-ı Kerim'in ruhuyla, ne sünnet-i seniyenin ruhuyla, bugün yapılan bu olumsuz şeyleri telif etmek mümkün değil.

Abdurrahman Azzam'ın (Siyer yazarı) ifade ettiği gibi, İslam'ın savaşları, tamamen müdafaa savaşıdır. Karakter olarak hangisini analiz etseniz müdafaa savaşı dersiniz. Bedir'e baksanız, Uhud'a baksanız, Hendek'e baksanız, Mekke'nin fethine baksanız; kan dökmeden, gönül kırmadan, düşmanlığın katlanmasına meydan vermeden, o meselenin yumuşakça halledilmesi için lazım gelen her şey yapılmıştır... İslam'ın hiçbir döneminde günümüzde olan bu vahşete benzer vahşet sergilenmemiştir. İntihar eden ebedî cehenneme gider ve bir de orada öldürdüğü o masum insanların hesabı kendisine sorulur...

Ben tek taraflı görmüyorum. Belki bizim içimizdeki hamlıkları, İslam düşmanları, Müslümanların bir araya gelmesini istemeyenler, onun güzelliklerinin yaşanmasını, bilinmesini istemeyenler değerlendiriyorlar. Potansiyel olarak bizde bu türlü hamlıklar var. İslam dünyasında Devlet-i Âliye yıkıldıktan sonra üst üste çözülmeler yaşandı. Yeniden bir toparlanma, yeniden bir kendi olma gayreti var. Kendi ruhunu bulma gayreti var. Bunu başkaları görmüyor değil. Sadece Türkiye açısından meseleye bakacak olursanız, şu 50-60 sene içerisinde çok şey değişti. Çok şeyde farklılaşmalar oldu. Hep akıllıca hareket etseydik, aklıselimle, hissiselimle, kalbiselimle hareket etseydik zannediyorum kazanımlar 10 kat daha katlanmış olacaktı. Ama insanız nihayet. Yanılırız, aldanırız, iyilik yapıyoruz diye bazen kötülük de yapabiliriz. İçimizde başkalarının gözünün içine bakan, kendi kriterlerini, kıstaslarını bilmeyen, temel dinî dinamikleri bilmeyenler var. Çok çabuk ayak oyunlarına gelen bir sürü insan vardır. Başkaları da senaryolar hazırlıyorlar dolayısıyla. Figüranlar da hazır. Bu senaryoları, bu figüranlar vasıtasıyla oynuyorlar. Kitleler her zaman aldatılabilir... Gerek içten, gerekse dıştan birileri bizi bozdular. Genlerimizi bozdular. Bizi değiştirdiler. Vahşileştirdiler.

Müslümanların içinden terörist çıkmaz mı? Çıkar ama Müslümanlığa ait evsafını kaybetmiş olur. Ona sağlam Müslüman denemez. Nasıl sağlam Müslüman dersiniz? Savaşın bile bir kuralı vardır. Kanunu vardır. Savaşıyorlarsa savaşırsınız. Savaşmayan insanlarla savaşılmaz. İnsanlığın İftihar Tablosu, üzerlerine gelen müdafaa etme mecburiyetinde kaldığı insanlara karşı ordular hazırlarken, onları teşyi ederken buyururlardı ki, "Mabetlere sığınmış insanlara ilişmeyin. Kadınlara ilişmeyin. Çocuklara ilişmeyin..." Şimdi İnsanlığın İftihar Tablosu'nun en sahih, en muteber hadis kitaplarında ve aynı zamanda temel kaynağı Kur'an olan bu türlü esaslarda bağlayıp ortaya koyduğu disiplinler ile bu insanların yaptıkları şeyleri telif etmek mümkün değildir...

Herkese saygılı olmalı. Her anlayışı saygıyla karşılama, vahşice, canavarca, topla tüfekle, öldüren silahlarla, insanların üzerine gitme, Müslümanlıkla telif edilir yanı yoktur bu meselenin...