Paralelli terelelli!
17 Aralık sonrası paralel yapıyı sadece AKP ve yandaş medya keşfetmedi. Birçok adi suçlu da paralele sarıldı. Bazen din adamları onlara eşlik etti. memlekette paralel olmayan kalmadı. İnekler dahil!
Ne olduysa 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan sonra oldu. O güne kadar keşfedilemeyen, fark edilemeyen bir yapı ortaya çıktı: Paralel yapı... Aslında isim babası terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’dı. Akla hayale gelmeyecek iddialar ortaya atıldı. Bu iddiaların çoğunun baş mimarı Recep Tayyip Erdoğan’dı. Şu an 1150 küsur odalı sarayda oturan Erdoğan’ın neredeyse gördüğü her mikrofona, toplanan her kalabalığa paralel yapı nutukları atmasına çoğumuz alıştı. Onun nutuklarından cesaret alan bazı AKP’li bakanların, vekillerin hayal güçlerine de şapka çıkartıyoruz! Yargıtay imamı yalanını ortaya atan Mehmet Ali Şahin’e mesela! Ama yandaş gazetelerin takdire şayan yalan ve iftiralarına da şapka çıkartmak gerek!
İşin medya ayağında A Haber ve Sabah Gazetesi başı çekiyor. Sabah, 17 Aralık 2013’ten beri neredeyse her gün paralel manşetleri ile çıkıyor. A Haber’de de neredeyse her akşam paralel yapı ile ilgili programlar yer alıyor. Bu iki medya organının ellerine Star, Akşam, Akit, Yeni Şafak ve Takvim gazeteleri su dökmeye çalışıyor. Kanal 24 de onların peşinden gidiyor. Bunların yanında, başta Türkiye Gazetesi olmak üzere bazı basın yayın organları da onlara imreniyor!
Bu gazete ve televizyonlarda yer alan trajikomik haberlerin sayısını net bilmiyoruz. 5 ciltlik bir ansiklopediyi çoktan aştıklarını söyleyebiliriz. Neredeyse tamamı yalanlanan bu haberlerden milyonlar etkileniyor. Hâl böyle olunca vatandaşlar da paralel yapı yalanlarına sarılıyor. Bunlar genelde hırsız, katil, rüşvetçi, yolsuzluk yapan, tecavüzcü vatandaşlarımız. Evet, caanım memleketimizde tecavüzcüsü bile ‘paralel yapı’ yalanına sarılmış durumda.
Bazen öyle akla hayale gelmedik yalanlar söyleniyor, öyle kurgular yapılıyor ki mizahçılar bile bu duruma şapka çıkartıyor. Sizler için 17 Aralık’tan bu yana üretilen belli başlı paralel yapı haberlerini derlemeye, içlerinden en absürt olanlarını seçmeye çalıştık. Unuttuklarımız varsa kimse kusura bakmasın. Zira yerimiz dar. Bolca eğlenmeniz temennisiyle…
Atma Fadıl din kardeşiyiz!
Binlerce vatandaşı mağdur eden ve en son Tanju Çolak’a borcunu ödemediği iddialarıyla adından söz ettiren Fadıl Akgündüz de paralel sakızını çiğneyenlerden. Jet lakaplı Fadıl Bey, 31 Temmuz 2014 günü dönemin başbakanı Erdoğan’a bir mektup yazdı. Çok acıklı bir mektuptu. Bakın şu satırlara: “Değerli kardeşim, ben sizi çok seviyorum. Eskiden bir seviyorsam, son iki yıldır size olan sevgim on kat arttı. Sizin yükünüz çok ağır. Bunun bilincindeyim ama sizden yardım diliyorum.” İnsan okurken gözyaşlarını tutamıyor değil mi? Sanki bunca kişiyi mağdur eden o değilmiş gibi. Ama o da işi biliyor ve daha da ileri gidiyor: “2011 seçimlerinden iki gün önce bana bir ‘suikast trafik kazası’ düzenlendi. AK Parti’ye destek sağlamak için büyük mücadele veriyordum. Ama paralel yapı size gelecek bu oyları önlemek için bana suikast düzenledi. Devlet ve yargı ise bu suikastı örtbas etti.” 11 Haziran 2011’de çarptığı ineği ‘paralel suikast’ diye Başbakan’a şikâyet ediyordu Jet Fadıl. Tabii bu iddiası sosyal medyada alay konusu oldu. Birgün Gazetesi bu olayı, ‘Tüm dolandırıcılar tek ses, tek yürek’ şeklinde manşetine taşıdı.
Paralel yapının en büyük oyunu deşifre olmuşmuş
Bu haber 30 Mart seçimlerinden hemen önce bazı yandaş medyada yer aldı. Haberin zamanlaması manidardı. Twetter’da ‘25 Mart günü turpun büyüğü çıkacak’ iddialarının yer aldığı günlerdi. Yandaş medya nasıl bir turp beklentisindeyse artık! Haberin, Haber 7 sitesindeki hâli ise aşağıdaki gibiydi: “Sosyal medyadan yeni kumpas sinyalleri veren paralel örgütün maskesi düştü. Montaj ses kayıtları ile itibar suikastına kalkışan örgütün yeni yöntemi, olmayan videoları silikon maske ile üretmek.” Bu şok şok haberin altında söz konusu maskenin nasıl üretilebileceğine dair bilgiler vardı. Bunun olabileceğine inanılması için hazırlanmış ciddi ciddi bilgiler... 20 Mart’ta çıkan bu habere imza atanlara soruyoruz: Aradan onca zaman geçti, silikon maske nerede? Sizin yaptığınız itibar suikastı sayılır mı?
Sözde gazeteciye tebrikler!
İnternette konhaber.com adında bir site. Aşağıdaki haber 25 Aralık’ta bu sitede yer aldı. ‘Paralel, kirli oyunlarına çocukları da alet etti’ başlığıyla... “Paralelin oyununa gelen liseliler, önce İstanbul Teşvikiye’de namaz kılan cemaati ‘Allah yok’ diyerek tahrik etti. Ardından paralelin liseli oyunu Konya’da sahneye konuldu. Liseli bir genç kandırılarak başta cumhurbaşkanı olmak üzere ülke değerlerine hakaret ettirildi.” Haber, ‘Köşeye sıkışan paralel, her yolu denemeye başladı’ şeklinde devam ediyor. Gerçeği biliyorsunuz; Konya’da hapse atılan, kamuoyunun yoğun baskısı sonrası tutuksuz yargılanmasına karar verilen liseli gencin cumhurbaşkanına hakaret davasını. Konya’ya buradan selam gönderiyor ve bu metni kaleme alan sözde gazeteciyi yılın en ilginç paralel yapı haberine imza attığı için alkışlıyoruz!
Allah da seni güldürsün Tuğçe
Manken Tuğçe Kazaz’ı önce Müslüman, sonra Hıristiyan, ardından tekrar Müslüman olmasıyla tanıdık. Bülent Arınç’ın tüm dünyada yankı uyandıran ‘Kadınlar aleni olarak kahkaha atmamalı’ sözlerine destek çıktığı için bazı çevrelerce makul bir şahıs hâline geldi. Sonra A Haber’de ‘Paralel yapı açığımı yakalamaya çalıştı’ açıklamalarında bulundu. “Benim bir açığımı yakalamaya çalıştılar ki ileride kendi yanlarında kullanabilsinler diye…” sözleriyle sınıf atladı! Beyaz TV’de “Gezi’de ölenlerin hepsinin sorumlusu paralel yapı ve arkasındaki güçlerdir.” dedi. TÜSİAD’ı da eleştirdi. Söyledikleriyle magazin camiasını da bizi de güldürdü. Allah da onu güldürsün!
Bolu Dağı Tüneli açıldı, paralel yapı esnafları mağdur etti
Bu habere inanamayacaksınız. Biz de inanamadık. Bu yüzden iyice araştırdık. Kahramanımız aslen Konyalı. Bolu’ya yerleşmiş, orada iş tutmuş bir işadamı. Hizmet Hareketi’ne yakın kişilerle de çalışmış. Aynı zamanda yerel medyada bir köşesi var. Adı İmdat Aslan. İmdat Bey; 29 Ağustos 2014 gecesi A Haber’de yayımlanan Deşifre programının konuğuydu. Programda ‘paralel yapı’nın kendisine yaptıklarını anlatırken şöyle bir cümle kullandı: Bolu Dağı Tüneli açıldı, paralel yapı esnafları mağdur etti. Bu sözü dakikalarca alt yazı olarak izleyiciye gösterildi. Pes, her türlü paralel yalanına atlamaya hazır program sunucusu Mehmet Ali Önel’e de pes! Bolu Dağı Tüneli, 23 Ocak 2007’de dönemin başbakanı Erdoğan ve İtalyan mevkidaşı Romano Prodi’nin katıldığı bir törenle hizmete açılmıştı.
Barajdan da paralel yapı çıktı
Her seçim dönemi yüzde 10 seçim barajı kalksın diye konuşulur. 2015 için de konuşuluyor. Ama usta gazeteci Metin Münir’in ‘Her zaman yürekler açısı bir gazeteydi’ diye tanımladığı Sabah, sanki ülkede böyle bir gündem hiç yaşanmamış gibi ‘Barajdan da paralel yapı çıktı’ başlığını taşıyan bir habere imza attı. 20 Aralık günü gazetenin internet sitesinde yer alan bu haber somut belge ve delile dayanmıyordu: “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’na güvenlik ve istihbarat birimlerince sunulan bilgi notuna göre; paralelin Brüksel yapılanması, önemli lobi şirketlerinden ‘Gplus Europe’ aracılığı ile kasım ayının ikinci haftasında bu kentte bir toplantı düzenledi. Toplantıya çok sayıda AB diplomatı davet edilirken, gündem Büyük Birlik Partisi tarafından Anayasa Mahkemesi’ne yapılan ‘Seçim barajı başvurusu’ oldu… Katılımcılara ‘Eğer olumlu sonuç alınırsa, 2015 seçimlerine Türkiye barajsız girecek. Bunun çok ciddi sonuçları olacak.’ denildi”.
Haber masallarla devam ediyor. Lakin bu senaryoyu kaleme alan muhabir Mehmet Ali Berber’i kutlamak gerek! Gplus Europe şirketi ise bunu yapmamış! 23 Aralık günü bu hayal mahsulü haberi kesin bir dille yalanladılar. Şirketin yalanlama metnini internetten bulup baştan sona okumanızı tavsiye ederiz. Zira her cümleyi yalanlıyorlardı. Bu yalan habere imza atan Sabah, sizce utanır mı?
Sekreter cinayetini paralele bağladı
Aralık ayı işi paralele bağlamak isteyenlerin sayısındaki artışla dikkat çekti. Bunlardan biri de Konya’da yaşandı. Selçuk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Celalettin Özdemir’in öldürüldüğü aşk cinayeti davası mahkemede görülmeye devam ediyordu. 20 yılla yargılanan Sekreter Asuman E, mahkemede verdiği ifadede 2 Haziran günü işlenen cinayeti birden ‘paralel’e bağladı. Paralelci, Özdemir’i duygusal ilişki yaşadığı sekreter Asuman E.ye ilgi duyduğu gerekçesiyle öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Prof. Dr. Ahmet Gülce’ydi. Asuman E, öldürülen doçentten hamile kaldığını ve çocuğu düşürdüğünü söyledi. Cinayetle ilgisi olmadığını anlatan Asuman E, “Celalettin ülkücüydü ve cemaatten nefret ederdi. Gülce’nin de Fethullah Gülen’in cemaatinden olduğunu herkes biliyor. Aralarında soğuk rüzgârlar vardı. Cinayetin sebebi bu olabilir.” diye konuştu. Bunun üzerine hâkim, “Yani helal olsun, buraya da paraleli eklediniz ya!” diye tepki gösterdi.
Paralelin içişleri bakanı
Sabah ve Takvim gazetelerinin en olmadık paralel yapı haberlerine imza atan muhabirlerinin başında gelir Abdurrahman Şimşek. 12 Kasım 2014 tarihli haber de onlardan biriydi. Bu haber her iki gazetede de yer aldı. İşte Takvim’deki hâli: “Takvim, paralel yapının mülkiye imamını da buldu. İçişleri Bakanı gibi çalışan Mahmut Akpınar’ın 2007-13 yılları arasında Türkiye genelindeki tüm valiler, kaymakam ve diğer idarecilerin atamasında rol aldığı öğrenildi. Akpınar ayrıca paralel yapıya yakın bütün mülki amirlere örgütün talimatlarını ileten kişi oldu.”
Takvimdeki metinde ‘güvenilir kaynaklardan edinilen bilgilere göre’ ibaresi bulunuyordu. Bu kaynaklar açıklanmıyordu nedense. Akpınar’ın vali, kaymakam ve diğer idarecileri atadığı haberi en başta bu ülkenin başbakanına, içişleri bakanına hakaretti. Ama bu kimin umurundaydı? Haber bir yönüyle 2007-13 yılları arasında işini doğru dürüst yapamayan bir başbakandan bahsediyordu. Başbakan ve içişleri bakanı ise habere sessiz kaldı.
Tecavüzcü polis de paralel yapıyı suçlarsa
Zaytungcular bu haberi okuduklarında kafayı yemişler midir? Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar ve vekillerden hayıflananlar olmuş mudur? Hiçbirinin aklına gelmeyen, bir vatandaşın aklına geldi diye. 17 Temmuz 2014 tarihli habere göre tecavüz girişiminde bulunmakla yargılanan bir polis, tecavüze yeltendiği öne sürülen kadını ‘bana paralel yapı buldu’ diyerek savcılığa başvurdu. Savcı, yargılamanın devam ettiğini hatırlatarak polisin şikâyetine takipsizlik verdi. Haber aynen şöyle: “2003’te ABD Büyükelçiliği’nde görev yapan polis memuru K.S, konsoloslukta Türk kadın çalışana tecavüz girişiminde bulunduğu gerekçesiyle önce meslekten ihraç edildi, daha sonra da hakkında dava açıldı. Davadan ceza alınca dosya Yargıtay’a gönderildi. İhraç edilen polis, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu’na gelerek, tecavüz etmeye çalıştığı kadının kendisinin meslekten atılması için ‘paralel örgüt’ tarafından ayarlandığını iddia ederek şikâyetçi oldu.”
Fethullah Gülen’in vaazı eşliğinde işkence!
29 Aralık’ta Yeni Şafak Gazetesi, Yakup Köse’yle cezaevinde bir röportaj gerçekleştirdi. 28 Şubat’ta henüz 14 yaşındayken tutuklanıp idamla yargılanan yaklaşık 10 yıl cezaevinde yattıktan sonra iki yıl önce özgürlüğüne kavuşan ve geçen günlerde tekrar tutuklanan Köse’yle cezaevinde görüşmek büyük bir gazetecilik başarısıydı! Emniyette, yargıda cemaatten polis, hâkim, savcı bırakmadıklarını söyleyenlerin sevinç naraları attığı günümüzde, kendisini paralel polislerin tutukladığını iddia ediyordu Yakup Köse. Bunu da uzun uzun anlatıyordu. O, 28 Şubat döneminde gözaltına alındığında 14 yaşındaydı. Hatırlayın o dönemleri; o günlerde de bugünkü gibi cemaatin kökünü kazımak isteyenler vardı. Ama Köse hazır gönüllü teyp bulmuştu, hızını alamadı ve şöyle dedi: “14 yaşında gözaltına alındığımda da paralelci polisler Fethullah Gülen’in vaaz sesiyle bana işkence yaptılar.” Eğer daha fazla eğlenmek istiyorsanız Yeni Şafak’taki bu röportajı baştan sona okumanızı tavsiye ederiz!
Sabah’a göre Cengiz-Limak-Kolin de paralel 13 Şubat 2014 günü Sabah’ta Deniz Derin imzalı şöyle bir haber vardı: “Vatandaşlar, ‘Birkaç aydır ceza yağmuruna tutulduk. Yerel seçimler yaklaşırken, bazı odaklar vatandaşın öfkesini hükümete mi döndürmeye çalışıyor?’ diye isyan etti”. Sabah, İstanbul’daki vatandaşların sıkça şikâyet ettiği yüksek elektrik faturaları da paralele bağlanmıştı. Habere ‘Faturada da paralel koku’ başlığını atarak algı operasyonu yapan gazetenin es geçtiği önemli bir nokta vardı. Elektrik faturasının sorumlusu, doğrudan o faturayı düzenleyen elektrik dağıtım şirketiydi. Gazetenin haberde örnek verdiği ilçeler İstanbul’un Avrupa yakasındaydı. Avrupa yakasının elektrik dağıtım işini de 28 Mayıs 2013’ten bu yana CLK Boğaziçi Elektrik Perakende Satış A.Ş. yapıyor. Bu şirketin sahipleri ise yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile rüşvet toplanarak oluşturulan medya havuzunda adı geçen ‘Cengiz-Limak-Kolin’ grubundan başkası değildi. Gazete, 3. havaalanı ihalesini ve bir iddiaya göre kendisini de alan grubu, paralel yapı üyesi ilan etti. Sahte MİT kimliğiyle yakalandı, ‘paralel’ dedi! Paralel safsatası, azılı suçlular tarafından bile kullanılır oldu. 15 yıl kesinleşmiş hapis cezası bulunan firari Tayfun D. de bunlardan biriydi. Sahte MİT kimliğiyle yakalanan suç makinesi, kendisini almaya gelen polislere ‘Paralel yapıyı çok iyi biliyorum, size silahlı kanadını veririm.’ yalanını söyledi ama gözaltına alınmaktan kurtulamadı. 29 Eylül’de Habertürk’te yer alan habere göre bir restoranda yakalanan Tayfun D.nin cüzdanından Necati E. adına düzenlenmiş MİT kimliği çıktı.
Utanç davasında da ‘paralel’ savunma Sakarya’da 14 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulundukları iddiasıyla 26’sı çocuk, 2’si polis memuru 34 kişinin yargılandığı davada, 24 Şubat günü karar çıktı. Davanın tutuklu tek sanığı polis memuru N.Ş, toplam 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. N.Ş, mahkemedeki son savunmasında, kız çocuğunun yaşını bilmediğini ve ‘cemaat olarak adlandırılan grup tarafından’ kendisine komplo yapıldığını iddia etti. Pes yani!
Nihat Hatipoğlu da ‘paralel’ dedi Taraf Gazetesi, 3 Ekim 2014 günü, TV’de dinî programlar yapan Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu’na ait Sultanahmet’teki Ayasultan Oteli ile ilgili haber yapmış ve otelin kaçak olduğunu ileri sürmüştü. Sabah’a konuşan Hatipoğlu ise gazeteyi yalanlayarak şöyle demişti: “Bina 5 sene önce satın alındığında da 4 katlıydı, hâlâ 4 katlı. Tüm bunlar çocuğumu paralel yapının kolejinden aldım diye yapılıyor.” Elinde hiçbir belge olmadan paralel yapı diyen Nihat Hoca, ahirette bu haberi yapanların boynuna sarılacağını söylüyordu. Ama çok geçmeden, İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderdiği bilgi notunda otelin kaçak olduğunu doğruladı. Hatipoğlu’nun binayı Koruma Kurulu’ndan izin almadan yenilediği ortaya çıktı.
Trafik cezaları, suların akmaması hepsi paralel “Büyükşehirlerde su akmaması için beddua ettiler.” Bu açıklamayı 20 Aralık günü Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu yaptı. Ve devam etti: “Suyla ilgili beddua olur mu ama onların bedduası varsa bizlerin de dua eden 77 milyon vatandaşımız var.” Şaşırıyorsunuz değil mi? Şaşırmayın. Yeni Şafak Gazetesi, 16 Temmuz 2014’te “Geziciler İstanbul’un suyunu bitirip Erdoğan’ı zor duruma düşürecek” diye bir habere imza atmıştı. O habere şaşırmış mıydık? Ya hızını alamayıp trafikte kendisine kesilen cezayı ‘paralel’e bağlayan yazara ne demeli? Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü ve yazarı Hasan Karakaya, aşırı hızdan radara yakalandığı için ödediği para cezasının faturasını paralel yapı yalanına kesiyordu. Karakaya, “Artan ceza yağmurları... Bu işte bir paralel el mi var?” başlıklı yazısını “Pekalâ olabilir.” diye bitiriyordu.
Bingöl ve Cizre’yi de paralele yıkma insafsızlığı Bingöl’de 2 emniyetçimizin şehit olmasına tüm Türkiye üzüldü. A Haber’de Deşifre programına katılan gazeteci Murat Alan, bu saldırıyı ‘PKK içinde paralel yapı ile bağlantılı bir grup gerçekleştirdi.’ açıklamasını yaptı. Bingöl’de şehit edilen polislerden biri, paralelci denilerek Nazilli’den Bingöl’e sürgün edilen Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin’di. Bu iftiralara gülüp geçerken geçen günlerde Cizre’de meydana gelen PKK ile Hüda-Par arasındaki çatışmayı da paralele yıkan bir başbakan ve şürekasını gördük. Uludere olayı için AKP’li vekil Mehmet Metiner, ‘Roboski’yi PKK bombalattı, paralel yapı üstünü kapattı’ diyecekti. 6-8 Ekim Kobani olaylarını bile paralele ihale edeceklerdi. Artık o kadar komik oluyorlardı ki!
2015’in nasıl olacağı inek haberinden belli 2014 böyle geçti. Peki, 2015’te ne olacak. Şimdiden söyleyelim; durmak yok, paralele sarılmaya devam. Zira Sabah yine yaptı yapacağını. 1 Ocak’ta ‘Ette paralel vurgun’ haberine imza atarak... Yine ‘istihbarat kaynaklarından elde edilen bilgi ve belgelere göre’ denilerek ama bir tane belge ortaya koyamayarak... Habere göre paralel yapı çetesi çiftçiyi sahte raporlarla kandırıyordu. İnek ile danayı ayırt edemeyen Türk çiftçisi tezinin de gizli özne olarak yerleştirildiği habere imza atan Betül Alakent’i kutluyoruz!
Umarız eğlenmişsinizdir. Yazıyı T24 yazarı Oya Baydar’ın şu sözleriyle bitirelim: “Hokus pokusla masanın altından çıkardıkları iki joker var: Darbe ve paralel. Aslında birbirine yapıştırılmış tek bir joker de diyebiliriz. 2014’te AKP iktidarının vahim suçları örtbas etmek, demokratik kazanımların bir bir geri alınmasını gerekçelendirmek ve de giderek kucaklaşıp uzlaştığı gerçek Ergenekon’u gözlerden kaçırmak için kullandığı en önemli ve etkili joker: Paralel yapı... Adem Baba’dan bu yana ne kadar suç, günah, cinayet işlenmişse hepsi paralel yapının işi! Böylece, 12 yıldır iktidarda olan, işlenmiş bütün suçların ortak faili AKP, paralelin sularında yıkanıp pirüpak oluyor.”
- tarihinde hazırlandı.