Berlin'de Gülen Konferansı Başladı
Almanya'nın Potsdam Üniversitesi'nde düzenlenen "Gelenek ve Modernite arasında Müslümanlar. Kültürler arasında Köprü-Gülen Hareketi" isimli iki günlük uluslararası konferansta Fethullah Gülen Hocaefendi'nin öğretileri, dünyaya bakışı, eğitim ve diyalog çalışmaları hakkında önemli mesajlar verildi. Gülen'in, evrensel değerlerin altını çizerek, dil, din, ırk ayırımı yapmaksızın insanları bir araya getirme noktasında teşvik ettiğinin ifade edildiği konferansta dünya barışının oluşmasının karşılıklı anlayış, önyargısız yaklaşımlar ve ancak insan olma paydasında sağlanabileceğine dikkat çekildi.
Potsdam Üniversitesi Din Bilimleri Fakültesi ve Berlin Kültürlerarası Diyalog Forumu (FID) tarafından organize edilen ve Abraham Geiger Koleji, Protestan Akademisi ile Alman Şarkiyat Enstitüsü tarafından ise desteklenen konferansa yüksek sayıda katılım olurken, farklı ülkelerden Gülen Hareketi'ni tanımak için Berlin Potsdam'a gelen bakanlık görevlileri, bilim adamları, gazeteciler, işadamları, dernek ve enstitü yöneticileri, öğrenciler kültürler ve dinler arası diyalog konularında birbirinden ilginç tebliğleri dinleme imkanı buldu.
Potsdam Üniversitesi Dekanı Prof. Sabine Kunst yaptığı açılış konuşmasında, İslam'la diyaloğun toplumsal boyutlarının olduğuna dikkat çekerek, Müslümanlarla yapılan diyaloglarda eleştirisel boyutun olması gerektiğini, ancak önyargı ve karşılıklı polemiklerden kaçınılması gerektiği çağırısında bulundu. Üç semavi dinin ortak köklerine atıfta bulunan Kunst, ötekileştirme ve her şeyi 'siyah-beyaz' olarak kategorize etmekten kaçınılmasını istedi.
Farklıklara saygı duyulmasının öneminden bahseden ev sahibi Dekan Prof. Bernhard Kroener ise, Alman çoğulcu toplumunun Müslümanlara el uzatmaması halinde göçmenlerin içe kapanacağını söyledi. "Diyalog, karşılıklı saygıdır. Bu saygı kişiye saygıdır, farklı ibadet şekillerine de saygıdır." diyen Kroener, farklılıklara saygı duyulmasının kaçınılmaz olduğu çağırısında bulundu.
Konferansın ilk sunumunu yapan Humboldt Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Wolfgang Kaschuba, Avrupa geleneğinde 'düşman yapma, ötekileştirme, yabancılaştırdığını takip etmenin' bulunduğunu anlatarak, Müslümanların Almanya ve Avrupa'da yeni düşman olarak görüldüğünü kaydetti. Müslümanlara yönelik önyargıların farklı alanlarda 'körüklendiği' siteminde bulunan Kaschuba, farklılıkların tehdit olarak görüldüğünü anlattı. Farklı örneklerle Müslümanların "Biz sivil toplumun bir parçasıyız" mesajı verdiklerinin altını çizen Kaschuba, barış içinde birlikte yaşama gereksinim duyulduğunu hatırlattı.
Konferansta düzenlenen panelde konuşan FID Derneği Başkanı Ercan Karakoyun, demokrasinin İslam'la bağdaştığını ifade ederek, Gülen Hocaefendi'nin öğretilerinin barışa hizmet ettiğini belirtti. "Gülen hareketi siyasi amaçları olmayan sivil bir harekettir." diyen Karakoyun, Gülen hareketi mensuplarının içinde yaşadıkları ülkelerdeki bölgelerde yaptıkları çalışmalar ile bu ülkeye katkılar sağladıklarını söyledi.
Gülen'in hükümet sisteminin değiştirilmesi gibi bir amacı olmadığını kaydeden Prof. Leonid R. Sykiainen ise, kendisinin İslam'ın bireysel bazda rahatça yaşanabilmesi, insan onurunun korunması, insanının sivil kimliğiyle toplumda yerini alabilmesini istediğini belirtti. "Gülen, insan haklarını talep ediyor." diyen Sykiainen, kendisi tarafından teşvik edilen diyalog, eğitim çalışmalarının insan olma ortak paydasında oluşturduğunun ise altını çizdi.
Gülen hareketinin Almanya'da yaptığı çalışmalarının "klasik göçmen örneği" ile bağdaşmadığının altını çizen Dr. Bekim Agai ise hareketin çıkış noktasını anlayabilmek için Gülen'in fikirlerini incelemek gerektiğini ifade etti. Gülen'in fikri ile oluşan "hizmet" hareketinin "müspet hareket" olarak ele alındığını anlattı. Almanya'da kurulan 150 eğitim kurumu ve 11 özel okulun yüksek tahsilli kişiler tarafından teşvik edildiğini belirten Agai, bu kişilerin ülkede yaşayan göçmen çocuklarına da örnek olduklarını söyledi. (Oktay Yaman, Cihan Haber Ajansı)
- tarihinde hazırlandı.