Baskılar 28 Şubat’tan beter, tam bir kıyım yaşanıyor

Baskılar 28 Şubat’tan beter, tam bir kıyım yaşanıyor

DSP lideri Türker, Hizmet Hareketi’ne yapılanların 28 Şubat sürecinin çok ötesine geçtiğini kaydetti. Türker, bugüne kadar dinî değerler üzerinden siyaset yapan Erdoğan’ın elinde başka argüman kalmadığı için bugün bazı dinî grupları hedef seçtiğini vurguladı. Son operasyonla da ‘cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde saflarını sıklaştırmaya çalıştığı’nı bildirdi.

DSP Genel Başkanı Masum Türker, hükümetin 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında Hizmet Hareketi’ne yönelik başlattığı faaliyetlerin 28 Şubat sürecinin çok ötesine geçtiğini kaydetti. Ülkede adeta bir kıyım yaşandığını belirten Türker, emniyet mensuplarına yapılan operasyon ve amirlerin gözaltına alınış biçiminin de çok rahatsız edici olduğunu vurguladı. Soruşturmadan hiçbir şey çıkmayacağının altını çizen Türker, “Bu operasyon Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri sebebiyle kendi saflarını sıklaştırmayı hedefliyor. Erdoğan, bugüne kadar dini alet ederek siyaset yapıyordu; bugün ise elinde argüman kalmadığı için bazı dini grupları hedef seçerek siyaset yapmaya çalışıyor.” dedi.

Masum Türker, Zaman’a yaptığı açıklamada, Türkiye’de ciddi bir kaos yaşandığını, bu sürecin bir ‘fetret devri’ olarak da adlandırılabileceğini söyledi. Ergenekon ve Balyoz operasyonlarını yanlış bulduğunu ancak bugün yaşananların iki kat yanlış olduğunu söyleyen Türker, “Dün ‘kahraman’ denilen ve destan yazdığı belirtilen polisler operasyona maruz kalıyor ve casuslukla suçlanıyor. Emniyet’te önemli hizmetler yürüten bu insanlar, arkadaşları tarafından bir telefonla emniyete çağrılabilecekken gece yarısı operasyonlarıyla gözaltına alınıyor. Televizyonda izlediğimiz görüntüler çok çirkin. Polis memurlarının kendi amirlerini çekiştirmelerine ve susturmaya çalıştığına şahit oluyoruz. Bir emniyetçiyi gözaltına alan kişinin en az kendi rütbesinde olması gerekirdi. Eğer bu işte bir hakkaniyet ve ciddiyet olacaksa böyle yapılması gerekir.” diye konuştu. ‘Kamuoyunda ‘hükümet-Cemaat hesaplaşması’ olarak algılanan bu sürecin tüm toplumu olumsuz etkilediğini anlatan Masum Türker, hükümetin yıllarca kendisine destek olan çevreleri devre dışı bırakmaya çalıştığını kaydetti. Türker, şu görüşü dile getirdi: “Bu operasyonları tasvip etmiyoruz. Ergenekon ve Balyoz davalarının içi boş çıktığı gibi bunun da içi boş çıkacaktır. Bu operasyon Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri sebebiyle kendi saflarını sıklaştırmayı hedefliyor. Erdoğan, bugüne kadar dini alet ederek siyaset yapıyordu, bugün ise elinde argüman kalmadığı için bazı dini grupları hedef seçerek siyaset yapmaya çalışıyor.”

‘MİT TIR’larının aranması Cemaat’in işi değil’ dedim, Başbakan beni onayladı

17 ve 25 Aralık’taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ile Adana’daki TIR operasyonlarının Cemaat tarafından değil İnterpol ihbarları doğrultusunda yapıldığını anlatan Masum Türker, bu konudaki görüşlerini Erdoğan’a söylediğini, Erdoğan’ın da kendisini teyit ettiğini bildirdi. Türker, bu konuda Erdoğan’la aralarında geçen diyaloğu şöyle aktardı: “Operasyonların bir Cemaat operasyonu olmadığını, cumhurbaşkanı adaylığı için partimize yaptığı ziyarette Başbakan’a söyledim. İnterpol’ün İran’la yapılan bazı ticari faaliyetleri, Suriye’ye giden silahları ve Halk Bankası hesaplarına yatırılan paralarla ilgili takibat yaptığını ve ihbar bilgilerin İnterpol’den geldiğini anlattım. Bugün IŞİD’in Müslümanları öldürdüğü silahlar, Türkiye’den giden silahlardır. Bu işin Cemaat’in ötesinde olduğunu paylaştım. O da beni onayladı. Başbakan da bunun Cemaat işi olmadığını biliyor. Ben bilgilerimi paylaşınca, ‘başka şeyler de var’ dedi.”

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/politika_baskilar-28-subattan-beter-tam-bir-kiyim-yasaniyor_2234280.html