Devlet gücünü kullanarak darbe yapıyorlar
Yolsuzlukları unutturmak için yapılan medyaya darbe operasyonuna MHP'nin tepkisi sert oldu. MHP'li Koray Aydın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile AKP hükümetinin devlet gücünü kullanarak darbe yaptığını belirtti. Semih Yalçın ise muhalefet eden herkesin Hitlervari yöntemlerle susturulmaya çalışıldığını söyledi.
Yolsuzlukları unutturmak için komik gerekçelerle medyaya yapılan darbe operasyonuna MHP'nin tepkisi sert oldu. Eski bakanlardan MHP Trabzon Milletvekili Koray Aydın, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile AKP hükümetinin devlet gücünü kullanarak darbe yaptığını belirtti. Başbakan Bülent Arınç'ın 'Eğer bu işte doğruluk payı varsa facia' dediğine işaret eden Koray Aydın, "Bülent Arınç'ın deyimiyle facia gerçekleşmiş oldu. Aslında sözün bittiği yerdeyiz. Utanıyorum. Türkiye ne hale geldi. Herkes darbe diye geziyordu, aslında esas darbe bu. Devlet gücünü kullanarak darbe yapmak bir yerde de devlet gücünü kullanarak terör estirmektir. Kurduğunuz düzen bir yolsuzluk ve haksızlık düzeniyse ve bunun üzerine İslamî şal örterek ayakta tutmaya çalışıyorsanız, yüce dinimizi kalkan kılarak bu işi yapmaya çalışıyorsanız, yaptığınız işten sonuç alamazsınız." şeklinde konuştu.
Eski bakan, Türkiye'nin bir faciaya doğru gittiği uyarısında da bulundu. "Ülkenin nereye gittiğini görmemek için insanın kör olması lazım." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Öcalan ile yapılan pazarlıkların sonucunda neler yaşanabileceğini Türkiye 6-7 Ekim olaylarında gördü. Bu sürecin sonunda daha büyük kan var, daha büyük gözyaşı var. 17-25 Aralık yaşadık. Devletin bakanları, en tepesinde eski başbakan, arada müthiş bir çıkar ağı, ortalığa saçılan milyon dolarlar, telefonla yapılan kupon arazi talimatları, dönemin başbakanının oğluyla yaptığı telefon görüşmeleri tapeleri gibi iğrenç konuşmalara şahit olduk. Kimse çıkıp bunlar montajdır diyemez. Çünkü Adli Tıp Kurumu bunların montaj olmadığını hüküm haline getirdi. Bu kadar gerçekler ortadayken bu yapılanları büyük bir pişkinlik, suçüstü yakalanmanın getirdiği büyük bir intikam alma duygusu ve intikam alma uygulamalarını hayata geçiriyorlar."
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın: Operasyon, merkez medyaya da yansıyabilir
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın da, muhalefet eden herkesin Hitlervari yöntemlerle susturulmaya çalışıldığını söyledi. Operasyonun merkez medyaya da sıçrayabileceği uyarısında bulunan MHP Genel Başkan Yardımcısı E. Semih Yalçın, "Gözü kararmış bir Cumhurbaşkanı ve onun saltanat naibi ve ona bağlı müesseslerle birlikte toplumda kendilerine karşı gelen, kendilerine muhalefet eden herkesin Hitlervâri veya Stalinvâri yöntemlerle susturulması hedefleniyor. Dolayısıyla bu tip gelişmeleri yakında görmemiz mümkün." ifadelerini kullandı.
Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın da aralarında bulunduğu 27 kişinin gözaltına alındığı operasyonun zamanlamasına dikkat çeken Yalçın, "Yargı paketi çıktıktan hemen sonra böyle bir operasyonun gerçekleşmesini manidar buluyoruz. Çünkü yargı paketiyle birlikte bu ülkede 77 milyon insan makul şüphelidir. Esasında asıl şüpheli 'Kaçak Saray'da otururken vatandaşın ve milletin tümünün makul şüpheli haline getirilmiş olması antidemokratik bir uygulamadır. Türkiye 17 Aralık'tan beri âdeta diken üstünde. O günlerden bu yana yangından mal kaçırma, selden kütük kurtarma kaygısına kapılan AKP iktidarı, hukukun üstünlüğünü tamamen rafa kaldırmıştır. Hakkın ve adaletin tecellisini önlemek maksadıyla hukuki süreci tıkayacak, soruşturma safhalarını sakatlayacak tedbirlere başvurmaya başlamıştır. Yapılan yolsuzluk ve hırsızlıkları gizlemek üzere yasal değişikliklere gidilmiştir. Meclis'e getirilen torba yasalarla hukukun üstünlüğü torbaya hapsedilmiştir." görüşünü dile getirdi.
Partimi tanıyamıyorum, böyle zulüm görülmedi
Demokrasi ve medyaya darbe kumpasına eski AKP'liler de tepki gösteriyor. Eski AKP İzmir Milletvekili İbrahim Hasgür, partisini tanımakta güçlük çektiğini söyledi.
Zaman Ankara Temsilciliği'ne gelerek 'geçmiş olsun' dileklerini ileten Hasgür, fikir ve inançların zulümle ortadan kaldırılacağı sanılarak icraatlar yapıldığını, yaşananların esef verici olduğunu belirtti. Hasgür, "Bizim değişmez prensiplerimiz vardı. Kırmızı çizgimizdi yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Bunları yok etmek için iktidara gelmiştik. Göğsümüzü gere gere bunları anlatıyorduk. 2014 yılındayız, bir de bugüne bakın, vahim bir görüntü. Hâlâ fikirlerin, inançların; baskıyla, zulümle ortadan kaldırılacağı zannedilerek birtakım icraatlar yapılıyor." yorumunda bulundu.
İktidara seslenen eski AKP'li Hasgür, "Nasıl böyle bir zulme ortak olur, bunu anlamak mümkün değil." diye de sordu. Partisini tanımakta güçlük çektiğini aktardı. Şöyle konuştu: "Kinin de, öfkenin de, belli bir sınırı vardır. Türkiye'nin en çok satan gazetesinin, en çok izlenen kanalının yayın yönetmenlerini uydurma suçlarla mahkemelerle hapse atarak onlara, zulmederek bu hareketi bitireceklerini zannediyorlarsa gerçekten yanılıyorlar. Zannediyorlar ki onları susturarak iş bitecek. Hidayet Karaca'yı alırsınız; ama binlerce Hidayet Karaca'lar var. Böyle bir zulüm görülmüş değil."
14 Aralık, basın özgürlüğünün dibe vurduğunun tescil tarihidir
Özgür medyayı susturmaya yönelik intikam operasyonlarına bir tepki de AKP kurucularından eski Genel Başkan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'dan geldi. Cihan'a konuşan Yalçınbayır, 14 Aralık'ta özgür medya kuruluşlarına yapılan polis baskınıyla, Türkiye'de basın özgürlüğünün dibe vurduğunu söyledi. Yalçınbayır, "14 Aralık kayda geçmiştir, bu kayıt silinecek bir kayıt değildir. Operasyonun, hukuki dayanakları, temelleri fevkalade zayıf, husumete dayalı bir anlayışın ürünü, bir baskının, bir hukuk tanımazlığın ürünüdür. 14 Aralık basın özgürlüğünün dibe vurduğunun tescil edildiği bir tarihtir." dedi. Yapılan bu zulümler karşısında, hukukun üstünlüğüne inanan, hakka, adalete, insan haklarının üstünlüğüne inanan kişilerin birlik ve beraberlik içerisinde olması gerektiğini söyleyen Yalçınbayır, şöyle devam etti: "Bir şekilde birbirlerini geçmiş zamanda kınamak yerine, o günleri hatırlamak yerine bugün insan haklarının, basın özgürlüğünün hatırlanma günüdür. Tarih bunu böyle not etmiştir."
Muhsin Başkan bu darbeye de karşı çıkardı
Zaman Gazetesi Ankara Temsilciliği'ni ziyaret eden BBP Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Hakkı Öznur, BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun yol arkadaşları olarak Zaman ve STV'nin yanında olduklarını söyledi.
Yazıcıoğlu'nun 28 Şubat sürecinde askeri vesayete karşı çıktığını, baskılara karşı demokrasinin ve milli iradenin yanında yer aldığını hatırlatan Öznur, "Muhsin Başkan yaşasaydı, bugün de dayatma ve baskılara karşı bürokratik oligarşiye karşı tavır koyardı." dedi. Medyaya yönelik intikam operasyonunun hukuk devletiyle bağdaşmayan faşizan uygulamalar olduğunu anlattı. Şöyle konuştu: "17-25 Aralık sıfırlanamaz. İftiralarla, yolsuzluklar kapatılamaz. Hırsızlar, bölücüler dışarıda, rüşvetle, terörle çetecilerle mücadele eden vatan evlatları da bugün içeride. AKP hükümetinin uygulamaları 28 Şubat sürecindeki uygulamalarla aynıdır. Darbecilerin yol ve yöntemlerini uyguluyorlar. Yapılan operasyonları bir kez daha kınıyoruz. BBP her zaman demokrasinin, hukukun yanında olmuştur. Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu'nun 28 Şubat sürecinde tavrı ve duruşu ortadadır. Bizler de Yazıcıoğlu'nun arkadaşları olarak demokrasinin temel hak ve hürriyetlerin özgürlüklerin yolundan gidiyoruz. Onun mücadelesini misyonunu ortaya koyuyoruz. Bugün burada olmamızın sebebi de budur."
- tarihinde hazırlandı.