Erdoğan, Merkel’e ‘paralel yapı’yı neden anlatmadı?

Erdoğan, Merkel’e ‘paralel yapı’yı neden anlatmadı?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya ziyareti öncesi havalimanında yaptığı basın toplantısında ‘paralel devlet’ meselesinin beka sorunu haline geldiğini söyledi.

Avrupa Birliği’nin şu an tartışmasız lideri Almanya’ya giderken, aynen Brüksel yolunda sarf ettiği sözlere benzer laflar edince Şansölye Angela Merkel’e de ‘paralel devlet’i anlatacağı beklentisine sebep oldu.

Alman ZDF televizyonuna verdiği mülakatta ve Berlin’de konuştuğu düşünce kuruluşunda bol bol ‘paralel devlet’ tezinden bahsetti. Artık herkes nasıl AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Konsey Başkanı Herman Van Rompuy ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve siyasi grup başkanlarına ‘paralel devlet’i anlattıysa, Merkel’i de bu ‘sinsi’ yapıyla ilgili aydınlatacağına kesin gözüyle bakmaya başladı.

Merkel mühim, zira mali kriz içinde debelenen Avrupa Birliği’nin son tahlilde sözü dinlenen tek lideri o. Yunanistan kurtarılacaksa, İspanya’ya para verilecekse, Rusya’ya bir uyarıda bulunulacaksa son sözü o söylüyor. AB tarihinde Almanya’nın bu kadar kuvvetli olduğu başka bir dönem yok. Bir sürü dünya lideri artık Brüksel yerine doğrudan Berlin’i ziyaret ediyor. AB ile işi olanın Merkel’e ulaşıp işini çözmeye çalıştığını bütün dünya biliyor.

Brüksel’i ‘paralel devlet’ konusunda aydınlatıp, ikna etmişken, hemen arkasından Berlin ziyareti Erdoğan için büyük bir fırsattı. Darbeye maruz kalan iktidar demokratik hukuk devletinin düşmanları ‘hain Haşhaşileri’ anlatmak için daha iyi bir imkanı bulamazdı. Hazır darbeye maruz kalmışken, kendisini can kulağıyla dinleyecek mutahapları Berlin’de karşısına dizilecekti.

Ama o da ne? Dönüş yolunda gazeteciler soruyor: ‘Merkel’in 17 Aralık sürecine bakışı nasıldı? Bu konu gündeme geldi mi?’ Erdoğan cevap veriyor: ‘Diyebilirim ki konunun üzerinde hemen hemen hiç durmadık. Satıhtan geçildi.’ (Fikret Bila-Milliyet)

Hayretlere gark oluyoruz. Erdoğan, devletin beka sorununa dönüşen ve içinde bulunduğu ‘ihaneti’ anlatması için büyükelçilere talimat üzerine talimat verdiği ‘paralel yapı’yı duyurmak için altın bir fırsat yakalıyor ve kendi ifadesiyle neredeyse topa hiç girmiyor.

Bu defa danışmanları birtakım tavsiyelerde bulunmuş olabilir mi? “Efendim, Merkel, bakanları ve danışmanları bizim miting alanlarını dolduran saf, temiz; her dediğinize inanmaya hazır vatandaşımıza benzemez. Paralel yapı tezimizi didik ederler, tezimiz elimizde kalır.” demiş olabilir mi?

Ya da, “Efendim, Brüksel tecrübesi hiç iyi olmadı. Siz paraleli çok güzel, ikna edici anlattınız. Ama adamlar bu kadar ikna edici bilgiye rağmen basın toplantısında endişeliyiz deyip durdular. Hele Avrupa Parlamentosu’ndakiler. Sosyalistlerin lideri çıkıp bir de Gülen Hareketi’ni reformları geri almak için kullanıyorsunuz diye sizi itham etti. Dostumuz dediğimiz Kızıl Danny bile bizimle kafa buldu. Zor durumda kaldık.” diye ikaz etmiş olabilir mi?

Ya da “Efendim, bu paralel yapının gazetecileri Avrupa’da cirit atıyor. Ne desek sonuna kadar takip ediyorlar. Zat-ı aliniz ‘Avrupa’yı ikna ettik’ dediniz ama sonra bir sürü insanla görüşüp, ‘ikna olmadık’ diye açıklama aldılar. Nasıl bu tür açıklamalar aldılar, acaba bir de ‘paralel AB mi var?’ diye araştırmamız lazım tabii ama tensip buyurursanız Merkel’le görüşmemizde bu konulara pek girmeyelim.” mealinde tavsiyelerde bulunmuş olabilirler mi?

Bu soruların cevabını bilmiyoruz. Bildiğimiz şu: Erdoğan’ın Avrupalı kafalarda ‘muhayyel paraleller’ konusunda soru işareti üretebilmesinin bir tek yolu vardı. O da yolsuzluk soruşturmalarının önünü sonuna kadar açmak. 7500 polisin ışınlandığı, yüzlerce savcının dosyalarından alındığı, yolsuzluk iddianamelerinin tekrar yazıldığı, yargının yürütmeye tabi kılınmaya çalışıldığı ve bir de interneti ‘açık toplum’ düşmanı rejimlerde olduğu gibi zapt-u rap altına almak için kanun çıkardığınız bir vasatta Avrupa’yı kurguladığınız ‘paralel yapı’ya ikna edemezsiniz.