Savcıdan, skandal fişleme talimatı

Savcıdan, skandal fişleme talimatı

Hükümetin hazırladığı ‘Hizmet Hareketi’ni bitirme planı’nın medyadan sonra yargı ayağının da hayata geçirildiği ortaya çıktı. Eski İçişleri Bakanı Şahin’in soru önergesiyle deşifre ettiği planın ardından harekete geçen savcı Serdar Coşkun, Emniyet’e skandal fişleme talimatları verdi. Savcının talimatlarıyla eylem planındaki ifadeler bire bir örtüşüyor.

Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in Meclis’e verdiği soru önergesiyle deşifre ettiği ‘Hizmet Hareketi’ne kumpas ve bitirme planı’nın uygulanması için Anayasa ve kanunlara aykırı şekilde skandal talimatlar verildiği belirlendi. Hükümetin uygulamaya koyduğu plan doğrultusunda harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nda görevli savcı Serdar Coşkun, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Da-ire Başkanlığı (KOM) ile Ankara Emniyeti’ne yazı gönderdi. El Cezire Türkiye’nin internet sitesinde yer alan haber ile belgelere göre, 11 Haziran 2014 tarihli yazıda Anayasa’ya aykırı taleplerin birçoğu ‘soruşturma talebi’ şeklinde sıralanıyor. Yurtiçinde tüm il ve ilçelere kadar araştırma talep edilirken MİT, MASAK, TİB gibi devlet kurumlarının hepsi 76 milyon vatandaşı fişlemek için harekete geçiriliyor. Talimatta Hizmet Hareketi ‘Fethullah Gülen Cemaati’ olarak isimlendirilerek grubun si-lahlı bir terör örgütü niteliği bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gibi hiçbir delile dayanmayan, sivil ve mütedeyyin insanları hedefe koyan hukuksuz talepler yer alıyor. Medyadan sivil toplum kuruluşlarına, akademi, okul, yurt, ev, dershane, şirket, vakıf ve derneklere ilişkin her türlü bilginin elde edilmesi talimatı, aylardır konuşulan ‘cadı avı’ taleplerini teyit ediyor.

El Cezire’nin haberinde kullandığı iki sayfalık soruşturma yazısı olduğu anlaşılan belgede ilginç detaylar yer alıyor. Belgeye göre, Savcı Serdar Coşkun, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı’na ve Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ile irtibata geçilmesini istiyor. Skandal talimatların yer aldığı savcılık yazısında,’Fethullah Gülen Cemaati’ olarak isimlendirdiği Hizmet Hareketi’nin Eylem Planı’nda yer aldığı gibi silahlı bir terör örgütü niteliği bulunup bulunmadığının araştırılmasını talep ediyor. Medya, sivil toplum kuruluşları, akademi, okul, yurt, ev, dershane, şirket, vakıf ve derneklere ilişkin her türlü bilginin elde edilmesi talimatını veriyor.

Emniyetten ayrıca Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen, hiçbir somut isim ve bilgi, belge zikredilmeden, “Gülen Cemaati içindeki örgütlü, devlete paralel yapının ne olduğu, kimlerden oluştuğu, nihai amaçları, örgütlenmenin şekli ve şeması, insan kaynakları ve ekonomik kaynakları, organizasyonun disiplini sağlama şekli, haber alma ve iletme usul ve şekilleri, yurtiçi ve yurtdışındaki bağlantıları, kimin adına ve neden hareket ettikleri, ellerindeki gücün büyüklüğü, örgütlenme içerisinde yer alan faillerin tespiti” denerek adeta Türkiye genelinde fişleme yapılması talep ediliyor.

Emniyet Genel Müdürlüğü KOM Şubesi’nden cemaatin elindeki ekonomik gücün ülke içi ve dışındaki imkanlarının tespiti de istenirken, bunların terörün finansmanı için kullanılıp kullanılmadığına ilişkin soruşturma talep edilmiş. Savcılık yazısındaki skandal ifadeler İçişleri Bakanlığı’nın eylem planındaki ifadelerle birebir örtüşüyor: “Fethullah Gülen ve Cemaati’nin elindeki ekonomik gücün ülke içi ve dışındaki imkanlarının tespiti, terörün finansmanı için kullanılıp kullanılmadığı ve bu ekonomik gücün eyleme kalkışmaları halinde hükümeti yıkabilecek veya anayasayı ortadan kaldıracak silahlı grupları veya organizasyonları desteklemeye yeterli olup olmadığının belirlenmesi...”

El Cezire haberine göre 3 maddelik savcılık yazısında basın yayın kuruluşlarına müdahale amacı güden ve yine fişleme taleplerini içeren şu talepler yazılarak suç ihdası adına bütün sivil ve özel kurumlar hedefe konmuş: “İnternet siteleri, basın yayın organları, gazeteler, haber ajansları, televizyon ve radyolar, cemaate bağlı evler, okullar (yurtiçi ve dışındakilerle birlikte ilk, orta, lise, üniversite dahil), dershaneler ve yurtlar, cemaatin kontrolündeki şirket, vakıf, dernek, birlik ve benzeri kuruluşlar, sermaye şirketleri ve holdingler, bankalar, matbaa, basın ve yayınevleri, gazeteleri, dergileri, haber ajansları, mağazalar zincirleri, arsa, emlak ve arazi bilgileri, cemaatin gelir kaynakları, himmet, bağış, satış veya zorlamalı satışlardan elde edilen gelirler, cemaat mensuplarının gelir getiren her türlü ticari faaliyetleri, cemaatin himmet ve bağış adıyla topladığı paralar, bu paraların harcandığı yerlerin bildirilmesi.”

Devlet kurumları kumpas için seferber

‘Devletin tüm birimleriyle temas’ başlığı da bire bir eylem planından alınmış. Bu bölümde devlet imkanları ve kurumları eliyle camianın baskı altına alınması isteniyor: Resmi yazıda gruba yönelik yurtiçi ve yurtdışında tüzel kişilik ortaklıklarının belirlenerek, mali finansmanının araştırılıp incelenmesi istendi. Bu araştırmalar ve incelemelerin yapılması için adli birimler, bakanlıklar, bağlı kuruluşlar, MİT, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü birimleri, MASAK, SGK, BDDK, SPK ve TMSF dahil üst kurumlara, devletin ülke içindeki ve dışındaki birimleri ile irtibata geçilmesi talimatı veriliyor. Ayrıca gruba finansman sağlayan yurtiçi ve yurtdışındaki tüzel kişilerin tespitinin yanı sıra suç ihdas etme yolu gösteriliyor: “Gerçek veya tüzel kişiliklerin faaliyetlerinin ihaleye ve edime fesat karıştırma, devletin destekleme veya teşviklerini almaya, arazi tahsisleri, vergi kaçakçılığı, zimmet, rüşvet, irtikap, sahtecilik, dolandırıcılık, hayali ihracat, kaçakçılık, tefecilik türü usulsüz işlemler.”

İlçelere kadar fişleme talimatı

‘Tüm il ve ilçelerle irtibata geçilsin’ talimatıyla başlanan bölümde ilginç soruşturma emri yer alıyor: “Yurtiçi ve yurtdışında bulunan yapılanma mensupları veya ilişkili kişilerce tehdit, cebir, şantaj, komplo, tuzak, dışlama, aşağılama, şiddet, kamuoyu nezdinde küçük düşürme, yağma türü yöntemler kullanılarak toplanan bağış, himmet, burs, arazi bağışı şeklinde menfaat sağlamaya yönelik faaliyetler ile bu yöntemlere rağmen menfaat temin edilemeyen kamu görevlileri, işadamları hakkında sahte veya gerçeğe aykırı belge düzenleyerek suç uydurmak suretiyle yapıldığı iddia edilen operasyonel faaliyetler...” Bu talepteki dil ve bilgilerin, son 6 ay içinde yandaş medyadaki yalan haberlerdeki iddialarla örtüşmesi dikkat çekiyor.

‘Akademik burslar mercek altına alınsın’

Savcı Serdar Coşkun, üniversite eğitimi, doktora, yüksek lisans türü devlet tarafından veya bireysel olarak yurtdışına giden ve camia ile ilişkili olabileceği düşünülen kişilerin yurtiçindeki ve yurtdışındaki eğitim aşamalarında gerçekleştirilmesi muhtemel usulsüzlüklerin de araştırılmasını istiyor.

Kaynak: http://www.zaman.com.tr/politika_hukumetin-kumpas-plani-o-savcidan-cikti_2226382.html