Bir Daha Rahatsız Etmeyin

Aysal Aytaç Bey, ilk defa Bangladeş'e okul açmaya gidenlerden bir eğitim gönüllüsünün hatıralarını naklederken onun ifadeleriyle şunları söyledi:

İki arkadaş, İstanbul'da bir kokteyle katıldık. Orada Bangladeş'in Ankara büyükelçisi ile tanıştık. Büyükelçi bize hitaben, "Bangladeş'te bir okul açsanız olmaz mı?" diye sordu. Biz de "Bangladeş'te bir tanıdığımız yok. Bize yardımcı olursanız açabiliriz." dedik. Büyükelçi "Ben size yardımcı olabilirim." dedi. Daha sonra Ankara'ya ziyaretine gittik. Bize isimler, telefonlar verdi. Bangladeş'teki tanıdıklarına hitaben mektuplar yazdı. Yanından ayrıldık. Hazırlık yapıp hızla Bangladeş'e yola çıktık. Başkent Dakka'ya vardık. Mektupları muhataplarına ulaştırdık. Büyük ilgi gösterdiler. Artık okul açmanın ön hazırlıklarına başladık. Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği'ni de ziyaret etmek istiyorduk. Görüşme talebinde bulunduk. Israrlı taleplerimize rağmen randevu alamadık. Biz fazla ısrar edince bizi büyükelçimiz ayaküstü kabul etti. Hakarete varan konuşmaları içinde "Bir daha büyükelçiliği rahatsız etmeyin. Burada okul açamazsınız." manasına gelen sözler söyledi. Ama biz yılmadık. Okul açmanın her kademesinde büyükelçimizi bilgilendirdik.

Öbür taraftan Bangladeş'in Ankara büyükelçisinin verdiği isimlerin yardımı ile okul açma hazırlıklarımız son noktaya ulaştı. Tam bu sırada onun vefat haberini aldık!.. Cenaze Dakka'ya getirildi. Büyükelçinin defnedileceği köye gittik. Düzgün kılık ve kıyafetimizden dolayı orada bulunanlar bizim, Türkiye'nin Dakka Büyükelçiliği'nden geldiğimizi sanmışlar. Biz de büyükelçilikten olmadığımızı, Türkiye'den buraya okul açmak için geldiğimizi belirttik. Definden sonra cenaze evine gittik. Hüzünlenip gözyaşı döktük. Hemen yanı başımızda herkesin saygı gösterdiği bir beyefendi vardı, bize neden ağladığımızı sordu ve "Siz büyükelçinin yakınları mısınız?" dedi. Biz durumu arz ettik. O, "Ben büyükelçinin yakın arkadaşıyım. Mademki siz buraya onun verdiği sözle ve yönlendirme ile gelmişsiniz, onun verdiği söz yerde kalmaz. Bundan sonra size ben yardımcı olacağım." dedi. Ayağa kalktı, arabasına doğru yürüdü. Koşarak yanına vardık. "Siz kimsiniz? Sizi nasıl bulacağız?" dedik. Tebessüm ederek "Ben genelkurmay başkanıyım. Herkes beni tanır, sizi bana getirirler; gelirsiniz bir gün görüşürüz." dedi. Arabasına binip gitti.

Bir süre sonra ziyaretine gittik. Bize büyük ilgi gösterdi. Bize çok yardımcı oldu. Daha sonra bir gün ziyaretine gitmiştik, "Bugün emekli oluyorum!" dedi. Çok üzüldük. Bize "Üzülmeyin, sanayi bakanı oluyorum!" dedi. Çok büyük yardımları oldu.

Bir gün büyükelçiliğimize gitmiştik, baktık büyükelçimiz çok sinirli ve huzursuz... Sebebini sorduk. büyükelçimiz, "Ankara'dan sanayi bakanı gelecek. Bangladeş sanayi bakanından bir türlü randevu alamıyoruz. Zaman da çok azaldı. Huzursuzluğum bundan." cevabını verdi. Ne zaman randevu alması gerektiğini sorduk, şaşırdı. "Ne zaman randevu verirlerse, ben ona uyarım." dedi. Büyükelçimizin yanında Bangladeş Sanayi Bakanlığı'na telefon ettik. Bakan "Yarın saat 11.00'de büyükelçi ile birlikte gelin." deyince, büyükelçi önce inanamadı. Ardından çok sevindi. Bakanı ziyaretten sonra, büyükelçimiz koluma girdi, "Kardeşim, hadi Türkiye'deki bakanların hepsini tanıyorsunuz. Bangladeş'tekileri de mi tanıyorsunuz?" diyerek hem güldü, hem de hayretini ifade etti.