Fethullah Gülen'i İnsanlık Tanımalı

Onu 1962'de tanımıştım. İzmir'de Mevlana ile ilgili bir konferans verecekti. O zaman orta ikideydim. Nâfize Sarıoğlu hocanım edebiyat öğretmenimiz idi. Sol fikriyata sahipti. Milliyet gazetesinde yazılarının çıktığı da olurdu. Bizi kendi düşünce dünyasının temsilcileri tarafından tertiplenen toplantı ve etkinliklere götürürdü. İşte şimdi bizim dünyamızdan bahsedecek birisi gelmişti. Biz de onu oraya çağırmıştık. Fakat o daha "Ankaraadan Konyaaya" der demez biz gülmeye başlamıştık. Nâfize Hanım bize çok kızdı; ama sonuna kadar dinledi.

Aradan 39 sene geçtikten sonra şimdi onunla görüşmeye gidiyorduk. İşte evine gelmiştik. Evet karşımızda 80'lik Annemarie Schimmel vardı. Bulunduğumuz oda ve bitişik odanın duvarları tamamen İslamî motiflerle doluydu. Hat sanatının güzellikleri mekanı tezyin etmişti. İşte, Ümran Schelling Tezcan'ın Ahad içinde Ahmed yazısı. (Ben Mimsiz Ahmed'im, hadis-i kudsisinin mânâsı hat ile resmedilmiş.) Ahmed Mustafa'nın kufî tipi yazısı. Bir Türk sanatkârı, hat sanatı ile üç boyutlu resim içinde üst tarafta Annemarie Schimmel'in, alt tarafta da Goethe'nin tasvirini yapmıştı. Duvardaki bir başka resim, şimdi Koblenz'de yaşayan Ukraynalı bir ressamın bir derviş tasviri.

1995 yılında Alman Nobeli olarak kabul edilen Alman Yayıncılar Birliği'nin Barış Ödülü, Doğu ile Batı kültürleri arasında diyaloğa katkıları sebebiyle Doğu kültürü uzmanı Prof. Dr. Annemarie Schimmel'e verilmişti. Ödül Frankfurt'un Paulkirche salonunda Almanya Cumhurbaşkanı Roman Herzog ve çok sayıda davetlinin katıldığı bir törenle verilmişti.

Diyalogların üzerinde sohbet ettik. Bu mevzuya köprülük yapacak bir eser yazdığını söyleyerek "Jesus Und Marie In Der İslamischen Mystik" isimli eserini gösterdi, sonra da bana imzalayıp verdi. Sonra dedi ki: "Ankara İlahiyat'ta Hıristiyanlık üzerine ders veriyordum. Hıristiyanlık'a sonra da İslamiyet'e göre Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumundan ve Kur'an'ın Hz. Meryem'e karşı ifadelerinden bahsettim. Kız öğrencilerden birisi ayağa kalkıp 'Biz sizden daha Hıristiyan'ız; Hz. İsa ve Hz. Meryem'i sizden daha nezih ele alıyoruz.' dedi. Ben bu öğrencinin bu sözlerini pek çok toplantıda, pek çok Hıristiyan'a anlattım. Almanlar, Hıristiyanlar, Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın İslamiyet'te ne kadar büyük bir makam aldıklarını bilmiyorlar. Bana göre bu çok önemlidir. Yaptığım bütün konferanslarda, yazdığım bütün kitap ve makalelerde bilhassa İsa'nın ehemmiyetine işaret ettim. Son zamanlarda bazı yerlerde papazların da Müslüman ilahiyatçılarla diyalogları var. Avusturya'da Viyana yakınlarındaki Mödling'deki papazlar da diyalog yönünde çok çalışıyorlar. Ben de davetliyim. Bu gibi diyalog teşebbüsleri beni çok alâkadar ediyor. Çünkü dünyada en önemli şey diyalogdur. Yani birbirimizi anlamamız lazımdır. Maalesef burada Almanya'da da diyaloğu istemeyenler olabiliyor."

İncelediği bir doktora tezi ile Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında daha da yakından bilgilendiğini ifade eden Prof. Dr. Annemarie Schimmel şöyle dedi: "Okuduklarımdan ve duyduklarımdan çok etkilendim. Modern dünyaya yaklaşımın güzel bir yönü. Gerçekten güzel ve gerekli olan bu ideallerin nasıl yapılacağı, iyi tanıtılabilirse ve uygulanabilirse Türkiye için, burada yaşayan Türkler için ve insanlık için çok faydalı olur. Fethullah Gülen'i ve ideallerini insanlık tanımalı. Fethullah Gülen'in 'Hoşgörü, tolerans ve herkesi olduğu gibi kabul etme fikri' çok önemlidir. Bunlar gerçekten güzel ve gerekli ideallerdir. Karşı tarafı zorbalıkla değiştirmeye çalışmamak gerekir. Oysaki, bu günümüzde çok yapılıyor. Misyonerlik duygularıyla hareket ederek herkesin kendileri gibi olmasını isteyen çok insan var. Bu yapılamaz. Başkalarını olduğu gibi kabul etmek şarttır. Mesela bahçemizde tek çiçek yoktur. Çeşit çeşit, gül de var lâle de. Hiç kimse lâlenin de güle benzemesi lazım demiyor."

1995 Barış Ödülü töreninde Alman Yayıncılar Başkanı Gerhard Kurtze'nin konuşmasından sonra bir konuşma yapan Prof. Dr. Annemarie Schimmel şöyle demişti: "Batı medeniyeti, İslam medeniyetine çok şey borçludur ve insan hakları diye övünülen uygulamaların kökü İslam'daki uygulamalara dayanmaktadır. Bu gerçek asla unutulmamalıdır. Politik maksatlara âlet edilen İslam, gerçek İslamiyet ile karıştırılmamalıdır."

Elindeki ciddi bir rahatsızlıktan dolayı ikramda bulunamadığı için özür dileyen Schimmel, bizi, rahatsızlığı geçtiği bir zamanda tekrar beklediğini söyledi. Kendisine teşekkür ederek imzaladığı kitabı ve diğer hat hediyelerimizi de alarak ayrıldık.