Kalp ve Ruhun Öne Çıktığı Aylar
O gün bütün yollar yayaların... Esas maksat, issiz, passız ve dumansız bir dünya isteği. Bir de senede bir gün deney yapıp, toplu taşımacılığı halka alıştırmak istiyorlar. Belediye otobüsleri de bunun için serbest bırakılmış. Bu fikir ilk defa 1973 yılındaki petrol krizinde akıllarına gelmiş. Ama halk pek alışamamış. Geçen sene çok gevşek geçmiş. Bu sene polis biraz sertleşince, tartışmalar çıktı. Tabii işi olanların canları oldukça sıkılmıştı.
Bu fırsatta bazı dostlarla sohbet imkanımız da oldu.
5 Eylül günü Belçika Kralı II. Albert ve Kraliçe Paola„'Türk Mahallesi' olarak bilinen Schaarbeek'e bir gezi yapmıştı. O zaman Kral'a, Belçika İslam Diyalog ve Bilgilendirme Merkezi tarafından M. Fethullah Gülen Hocaefendi'ye ait Flamancaya tercüme edilmiş Kalbin Zümrüt Tepeleri ve İngilizce SONSUZ NUR ve Soru Cevaplar isimli kitaplar hediye edilmişti. Kral tarafından, verilen hediyelere karşılık teşekkür yazısı gönderilmiş...
Muhabirimiz Bahattin Koçak "Kalbin Zümrüt Tepeleri"nin tercümesini Papaz Bernard'a hediye etmiş, o da 'Tevazu' bölümünü açıp okuduktan sonra arkadaşımıza "Ben bu kitabı kilisede sohbetlerim sırasında cemaatime okumak istiyorum.'' demiş.
Ben dört–beş sene önce 'Kalbin Zümrüt Tepeleri' ile ilgili iki ayrı Hıristiyan cemaatin ileri gelenlerinden de benzer sözler duymuştum.
Artık içinde bulunduğumuz mübarek üç ayların farkına varıp, onların kıymetini bilelim. Bediüzzaman Hazretleri; "Bilhassa Şaban ve Ramazan'da akıldan ziyade kalp hissedardır, ruh hareket eder." diyor. (29. Mektub'un Girişi) Recep ayının ilk cuma gecesi Regaip Kandili idi. Recep ayının 27. gecesi Mir'aç Kandili'dir. Ve 3 Ekim akşamına rastlamaktadır. Şaban ayının 15. gecesi Berat Kandili'dir ve 20 Ekim akşamına denk gelmektedir. Ramazan'ın 27. gecesi ise mübarek Leyle–i Kadir'dir. Efendimiz (sav) bu mübarek ayları çoğu zaman oruçlu geçirirdi. İbadet ve hayır hasenatında da farklılık göze çarpardı. Bu aylarda bizim de O'na (sav) benzememiz gerekir. Bilhassa salavat getirmeyi çok artırmamız icap ediyor. Geçen sene bir arkadaşımız, İslamiyet'e ve Müslümanlara çevrilen silahların, getirilen salavatlar karşısında tesirsiz kaldığını sâdık bir rüyada müşahede etmiştir. Zaten Efendimiz'e (sav) salât ve selam getirmek Ahzab Suresi'nin 33/56. âyetine göre Allah'ın emri: 'Muhakkak ki, Allah ve melekleri Peygamber'e hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir içtenlikle selâm verin.'
Bediüzzaman Hazretleri'nin talebelerinden Bayram Yüksel diyor ki: 'Üstadımız üç aylar girdiğinde muhakkak lâhika neşreder, talebelerinin mübarek ay ve günlerini tebrik ederdi. (...) Üstadımız Ramazan'ın 15'inden sonra kendisi yatmazdı, bizi de yatırmazdı. Hatta çok geceler kontrol ederdi. Eğer yakalasa, bizi su dökerek uyandırırdı. Bizleri uyumamaya alıştırdı. Mübarek geceleri ihya ettiğimiz zaman sabah namazı olduğunda, kılar, yatardık. (...) Üstadımız mübarek Ramazan'da daima evrad ve ezkârıyla meşgul olurdu. Her gün Kur'an'dan bir cüz okurdu. Bizleri de teşvik ederdi. Bizler de Ramazan'da muhakkak cüzlerimizi okurduk. (...) Üç aylar girdiğinde Isparta'daki Nur talebelerinden hatim için Kur'an–ı Kerim taksim ettirir, herkese bir cüz vererek vazife taksimi yapardı. Isparta, Sav, Kuleönü, Atabey, Bozanönü gibi mübarek Nur hizmetleri ile müşerref olmuş, mübarek köylere cüzleri taksim ettirir; böylece mübarek üç aylarda her gün hatim indirilirdi. O zaman hatim duasını umum Nur talebeleri namına üstadımız yapardı. Başta Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam ve âli, ashabı olmak üzere bütün ehl–i iman ve Nur talebelerine bağışlardı." (Son Şahitler –3)
Bizler de bu ayların kıymetini çok iyi bilmiyoruz.
- tarihinde hazırlandı.