Önce Kendimizi Tanıtalım
Batı dünyasında yaşayan her Müslüman'ı ilgilendiren güzel bir gelişmeyi bizzat Cebrail Terlemez Bey'in ağzından sizlere aktarmak istiyorum:
Kulturräume entdecken" adlı 'kültürel mekanları keşif' projemiz bundan dört yıl önce başladı. Programın hedefi eğitim fakültesinde okuyan üniversitelilere, öğretmenlik meslek hayatına başlamadan önce Müslüman aile yapısını tanıtma ve Müslüman öğrencilerle günlük hayatta karşılaşabilecekleri konuları işlemektir.
Dört yıl önce Eğitim Fakültesi Zürih, Diyalog Enstitü'müzü arayıp, 15 kişilik bir gruba cami gezisi yaptırmamız için teklifte bulundular. Bize gelmelerinin sebepleri arasında camilerin çok iyi organize olmayışı ve din görevlilerinin Almanca bilmeyişi, söz verilen vakitte programa başlayamamaları ve yazılan e-maillere hızlı bir şekilde cevap vermemeleri yer alıyordu. Bizler ise çok fazla düşünmeyip böyle bir gezi yapmayı kabul ettik. Cami gezisi güzel geçince bu gezileri ilk yılda yaklaşık üç gruba çıkardılar. Yaklaşık olarak 30 kişilik öğretmen adayıyla sadece cami gezileri yapmaktaydık.
Bu arada eğitim fakültesinin doçentleriyle gerçekleşen toplantıda, öğretmenlerin gelecekteki görevlerine hazırlama konusunda ne gibi ihtiyaçlarının olduğunu öğrendik. Bu görüşmeden yola çıkarak arkadaşlarımızla bir çalışma yapıp İsviçre'deki kendi okul yıllarımızı gözden geçirdik. O dönemde ne gibi sıkıntılarla karşılaşmıştık ve bugün neler farklı yapılırsa Müslüman öğrenciler daha rahat eder bunları tespit etmemiz gerekir düşüncesi ağır bastı. Ek olarak İslamofobi'nin artması ile İsviçre'de yüzde 90'ı oluşturan Balkan ve Türk Müslümanlarının aile ve inanç yapısını anlatmak istedik.
Bu çalışmamızdan yazılı bir dosya oluşunca, eğitim fakültesi doçentlerine takdim ettik ve bu kabul gördü. Programımız bir sonraki yıl 300 öğretmen adayına çıkarılmıştı ve 2010 yılında bu rakamlar 500 kişiye çıktı. Yıl içinde genellikle 15'er kişilik gruplarla programımızı uygulamaya başladık. İki yıl önce de enstitümüz Zürih Eğitim Fakültesi'nin resmi olarak müfredatına girmeyi başardı. Şu anda hem sosyal derslerde okuyan öğrenciler, hem fen bilimleri öğretmenleri zorunlu olarak bu programa katılmakta.
İki bölümden oluşan programın birinci bölümünde: Cami önünde buluştuktan sonra, Balkan ve Türk Müslümanlarının İsviçre'ye geliş tarihi işleniyor. Camide mihrap ve minber konuları işlenirken, özellikle dindar öğrencilerin okula bakan yönü anlatılıyor. Mesela minber dediğimizde cuma gününün önemi ve cuma namazı anlatılıyor. Namaz kılan öğrenciler mutlaka cuma namazına katılmaları gerektiği için dersten izin aldıkları izah ediliyor. Bayram günlerinde izin alma, İsviçre'de yaşayan Müslümanların nasıl bayramlaştıkları ve o günler, takvimin neresinde yer aldığı işleniyor. Bütün gezi esnasında öğretmen olarak yetişenler soru sorma fırsatı buluyorlar.
Soru-cevap faslı ve gezileri yapan arkadaşlarımızın (ki, bunların küçük yaştan itibaren tahsilleri İsviçre'de geçmiştir) kendi okul zamanındaki tecrübelerini aktarmaları ve en mahrem konuları bile şeffafiyetle anlatmaları çok hoşlarına gidiyor.
Mesela bir öğretmen, "Ben yüzme dersi ile çıkan problemlerin haya duygusundan kaynaklandığını ve Müslüman ailenin çocuklarını bu çizgide yetiştirdiklerini hiç bilmiyordum, bunu daha önce bilseydik, çocukları zorunlu tutmakta fikrimiz farklı olurdu." diye ifade etti.
- tarihinde hazırlandı.