Nedir Bu?
Fethullah Gülen ismi son zamanlarda gündemde. Tartışılıyor. Yandaşları var, karşıtları var. Ama aynı isim üzerindeki tartışmalar bir şey daha ispat ediyor. Türkiye'de en basit meselelerde bile ciddi bir kafa yorulmuyor, çok önemli kişiler ve makamlar, bu basit meselelerde bile birbirine karşı tavırlar alıyor.
Fethullah Hoca bir isim. Kitapları var, okulları var. Binlerce kişi kendisini tanıyor. Konuşuyor, mülakatlar yapıyor. Yanı gizlisi saklısı yok görünüyor. Milli Güvenlik Kurulu'ndaki paşalar ve başka emekli paşalar, CHP gibi bazı partiler, solculukları ve bundaki inatları ile tanınan bazı isimler Hoca'nın ülkeye zararlı olduğu, cezalandırılması görüşündeler. Yurt dışındaki ona izafe edilen okulların da hemen kapatılmasını istiyorlar. Ama bu konuda tam tersini düşünenler var. Enteresan olan bu isimlerin başını Bülent Ecevit'in çekmesi.
Başbakan ve DSP gibi solda olduğunu iddia eden bir partinin lideri, Fethullah Hoca'yı çok seviyor, koruyor, övüyor. Adam ortada, söyledikleri, yazdıkları beli. Okulları ortada. Programları, öğrencileri belli. Gizli değil, açık. Peki nasıl oluyor da MGK gibi bir Anayasal kuruluşun askeri kanadı ile bazı partiler, entel çevreler Hoca'ya karşı çıkarken Ecevit niçin savunuyor ve MGK'ya rağmen Hoca'nın övgüsüne devam ediyor. Mesela sadece Fethullah Gülen'in ismi etrafındaki çelişki değil.
Türkiye'de pek çok ciddi mesele, kurum ve bazı sosyal olgular etrafında akıllı ve sorumlu bildiğimiz insanlar anlaşamıyor, ayrı telden çalıyorlar. Nasıl olur da böylesine ciddi bir meselede böyle garip ve ters değerlendirmeler yapılır. Ya iki taraftan biri meseleye bilimsel açıdan yaklaşmıyor, bir ilke tutturmuş, onun da tam tarifini yapmadan bazı şeyleri bunun içinde sayıp direniyor. Veya bir taraf, ucundan kenarından dini konulara ve kurumlara yakın bulduğu kimseleri ve faaliyetleri toptan yok, zararlı kabul ediyor. Hocadan gelen son haberlere göre, "Türkiye'deki bu kargaşa içinde olmak istemiyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yurda dönmeyi düşünüyor. Ağır gündemin içinde olmaktan kaçınıyor. Yanlış değerlendirilmek istemiyor. Dönmesi için zaman henüz uygun değil. (Hürriyet- 2 Mart 2000)" Gelin de hocaya hak vermeyin. Bir ülkenin başkanı ile anayasanın en önemli kurumlarından MGK, birbirine zıt iki görüş içinde iken, o kimse ülkede yaşarken nasıl güvenlik içinde olsun? Bu örnek, Türkiye'nin içinde bulunduğu garabetlerden sadece biri. Ortada aritmetik kadar kesin bir durum var. Yanlış anlamak, yanlış değerlendirmek mümkün değil. Ama bakıyorsunuz üç partili bir hükümetin tüm kanatları o konuda BEYAZ derken derken ve başbakan o beyazı ısrarla savunurken, Milli güvenlik Kurulu'nun asker kanadı SİYAH diyor. Israr ediyor, meseleyi bu noktadan takip ediyor. Gelinde işin içinde çıkıp bakalım...
- tarihinde hazırlandı.