Mukaddes Emanetler ve Kırkıncı Hocaefendi'nin Hayatı

Bugün sizlere iki özel konudan söz etmek istiyorum. Birincisi: Mukaddes Emanetler!.. Hacca, umreye gidersiniz. Medine'de Resulüllah'ı (sas) cennet bahçesindeki türbesinde ziyaret edersiniz. Bastığı topraklara basar, gezdiği yerlerde gezersiniz.

Hatta doğduğu evinin yerini de görürsünüz; ama kendisinin ve ev halkının zati eşyasını göremezsiniz.. Halifelerinin, sahabelerinin değerli eşya ve hatıralarına da rastlayamazsınız.. Çünkü bunların hiçbiri ne Mekke'de, ne de Medine'dedir. Onlar, Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinden sonra tüm Müslümanların halifesi unvanını alması üzerine Mukaddes Emanetler olarak İstanbul'a gönderilip, Topkapı Sarayı'nda şanına layık hürmetli bir titizlikle korumaya alınmıştır. Yani Mekke ve Medine'de bulamadığınız kutsal emanetleri İstanbul'da, Topkapı Sarayı'nda ziyaret etmeniz mümkündür. Ama siz yine de üzülerek diyebilirsiniz ki: "Ne yazık ki, bu kadar yakınlaşmasına rağmen Topkapı Sarayı'nda da tam olarak ziyaret edemedik.."

Öyle ise şimdi beni iyi dinleyin. Size fevkalade güzel bir haberim var. Artık Mukaddes Emanetler, Topkapı Sarayı'nın kilitli koruma kapıları ardında da değildir. Mukaddes Emanetler, bundan sonra sizin evinizin içine kadar geliyor, masanızın üzerine koyarak heyecan ve sevgi ile seyretme imkanına kavuşuyorsunuz.. Resulüllah'ın (sas) mübarek ayaklarına giydiği sandaletleri, mestleri, hırka ve sakal–ı şerifleri, kılıçları, yazdığı mektupları, ilk Kur'an sayfaları gibi eşsiz değerlerden tutun da hane halkının hırkasına, gelinlik duvağına varıncaya kadar, halife ve diğer sahabilerin giyim, kuşam ve diğer zati eşyalarına uzanan genişlikte ve zenginlikte kutsal emanetleri artık evinizin içinde, masanızın üzerinde bulacak, hayretli bir heyecanla seyredebilecek, sevgi ile temaşaya dalacaksınız. Çünkü (Kaynak Kitaplığı) öylesine özel ve güzel bir (Mukaddes Emanetler) kitabı hazırlayarak, görülmedik bir tespit ve tescille sizlere sunmuş ki, artık tekniğin son imkanlarıyla hazırlanan eserin açılan sayfalarında olanca canlılığıyla bu benzersiz eşya ve emanetleri heyecanla seyretme mutluluğunu duyacaksınız... Altın yaldızlı büyük boy kitabın baskı güzelliğine, cilt mükemmelliğine, renkli sayfa süslemesine baktığınızda da anlıyorsunuz ki, Mukaddes Emanetler'i sizlere sunanlar, kazanç düşüncesiyle değil hizmet aşkıyla hazırlamışlardır. Nitekim kitabın sonuna ilave edilen iki tane VCD ile de canlı olarak ekranlarınızda gözlerinizle görürken, kulaklarınızla da gördükleriniz hakkında sıhhatli bilgi dinleyeceksiniz...

N–T mağazalarıyla seçkin kitapçılarda bulabileceğiniz Kaynak Kitaplığı'nın sunduğu (Mukaddes Emanetler) bundan sonra artık evinizde ve ekranlarınızdadır. Sadece kitapçılardan alıp incelemenize kalmıştır bütün zorluklar..

Arz edeceğim ikinci konu: 1928'de Güllüce'de başlayan hayatını tümüyle hizmete adamış bulunan Erzurum'un muhterem alimlerinden Mehmet Kırkıncı Hocaefendi'nin (Hayatım ve Hatıralarım) adlı kitabı, Zafer Yayınları tarafından basılarak okuyucularına sunulmuş bulunmasıdır. Beş yüz sayfalık büyük boy eserde ibretle okunacak çok değerli hizmet hatıraları vardır. İlmi imkan ve itibarını tamamıyla İslam'ın anlatımı ve Risale–i Nurlar'ın tanıtımı yolunda kullanan Kırkıncı Hocaefendi'nin hayatında, şahsına yönelik tek günlük meşguliyetinin bulunmaması, üzerinde düşünülecek çok ciddi bir olaydır bence. Bir hayatı tümüyle karşılıksız hizmete adamak gibi bir fedakârlığın kaynağını merak ederken, muhterem babasının nasıl bir evlat yetiştirmek istediğini öğrenince olayı çözmek mümkün oluyor.. İşte bir ömrü hizmete adamanın sırrı: Tahsilini tamamlayıp icazetini aldıktan sonra Bayburt'tan gelen bir heyet, Hocaefendi'yi müftü olarak Bayburt'a götürmek ister. "Bana değil babama sorun!" diyen Hocaefendi'nin babasına da müracaat ederler.. Ancak babanın heyete verdiği cevabı, tarihin şeref sayfalarına geçecek değerde bir eşsizlik arz etmektedir. Aynen şöyle der:

–Ben oğlumu maaşlı memur olsun diye değil, Allah rızası için hizmet etsin diye okuttum!

Ve Kırkıncı Hocaefendi muhterem babanın bu karşılıksız hizmet isteğine, 75 senedir sadakatle devam etmektedir!. Elbette o halis babadan kalan imkanla yetinerek!.. Böyle kaç baba, kaç oğul gösterebilirsiniz, söyler misiniz?.