Röportajdaki Bazı Konular Altı Çizilerek Okunmalı

Hocaefendi ile yapılan röportajda başta terör konusu olmak üzere çok mühim noktalara işaret edilmiş, İslam'ın terörle irtibatlandırılamayacağı hususunda değerli bilgiler sunulmuştur.

Bu bilgiler okunup geçilmemeli, tekrar edilerek zihinlerde yerleşmesi sağlanmalıdır. Bu düşünceyle terörle ilgili konuyu yerimizin alacağı ölçüde özetleyerek! bir daha mantık ve muhakemenize arz etmek istiyorum. Özet soru:

- Teröre yönelenler, cihad yaptıklarını, küfre savaş ilan ettiklerini ileri sürüyorlar! Bu savaş ilanına ne dersiniz?

- İslam'ın savaş kuralları bellidir. Savaşı fertler ilan edemezler. Hatta savaşı bir hizip, bir organizasyon da ilan edemez. Savaş devletin ilan edeceği büyük bir şeydir. Devlet başkanı savaş demeden, bir ordu savaş demeden savaşa kalkılamaz... Şayet bunlara ihtiyaç duymadan herkes kendi başına savaş ilan edecekse, bu herkesin kendi kafasına göre bir savaş ilanı olur. Bu defa da alır etrafına -üç beş tane- bağışlayın çapulcuyu, onlarla bir savaş cephesi oluştururlar. Bir başkası da başkalarını alır. Onlar da bir başka savaş cephesi oluştururlar. Bu durumda Türkiye'nin halini düşünün. Sağlam düşünen insanlar vardır. Bunların bile birbirlerine karşı hazmedemedikleri yanları olduklarından dolayı cephe olabilirler. Bunlar da kalkar derler ki, "Ben de falana karşı savaş ilan ediyorum!" Hatta Hıristiyanlara karşı müsamaha ile bakan bir insan için biri kalkar, Hıristiyanlığa yardım ediyor, Müslümanlığı zaafa uğratıyor, buna karşı savaş ilan edilmeli ve bu öldürülmeli, der. O da bir savaş ilan eder... Devlet savaş ilan etmeyince savaş ilan edilmez ve gidilmez. Bu, öyle kolay ve basit bir iş değildir. Bu ilanı başkası da yapsa, benim en çok sevdiğim ilim adamları da yapsa doğru değildir. Çünkü İslam'ın ruhuna aykırıdır. İslam'da sulh ve savaş kuralları belirlenmiştir. Aslında, İslam'a mal edilen terörün yaygınlaştığı günlerde tüm Müslümanlar çıkıp hep birlikte: "Müslümanlıkta terör yoktur!" demeliydiler. Bunu tereddüt etmeden demeliydiler. Çünkü İslam, bir insanın öldürülmesini küfre denk tutuyor. Yani tek insanı öldüremezsiniz. Savaşırken bile masum insanlara ilişemezsiniz. Bu mevzuda kimse fetva veremez. Kimse intihar komandosu olamaz. Kimse vücuduna bombalar bağlayıp masum insanların arasına dalamaz. İçine daldığı toplum hangi dinden olursa olsun öldürülmesi caiz değildir. Savaş halinde bile (ki, orada dengeler çok da korunamaz) buna cevaz verilmemiştir. Çocuklara ilişmeyin, kilisede ibadet edenlere dokunmayın.. denmiştir. Bir dönemde böyle denmiş de bitmiş değildir. Efendimiz ne demişse Hz. Ebubekir de onu demiş; Hz. Ebubekir ne demişse Hz. Ömer de onu demiş. Daha sonraki dönemlerde Salahaddin-i Eyyubi demiş, Alparslan demiş, Kılıç Arslan demiş, Fatih de aynı şeyi demiştir. Demiş de ondan dolayı karmakarışık bir curcunanın yaşandığı Konstantiniyye İstanbul olmuş. Yani ne Rum, Ermeni deyip bir şey yapmış, ne Ermeni, Rum deyip de bir şey yapmış. Ne de Müslümanlar onlara bir şey yapmışlar. Barış içinde yaşaya gelmişlerdir tarih boyunca."

Sözün özü: Demek ki, hiçbir hizip, ekol, organizasyon kendi başına savaş ve cihad ilan edemez. Ederse kendisi gibi düşünmeyenlere de aynı şekilde savaş ilanı duygusunu telkin etmiş olur. Bu defa toplumda barış değil birbirine savaş ilan eden hizipler, organizasyonlar alıp yürür. Hiç kimse yarınından emin olamaz. Allah böyle anlayışlardan korusun milletimizi, ülkemizi hizip ve organizasyonlarımızı. Böylesine hayati bir yanılgı noktasına dikkat çeken röportaj, terörün din adına ileri sürdüğü önemli bir istismar silahını elinden çekip almıştır. Bu değerli bilgilerle ufkumuzu aydınlatan hocamıza en derin duygularla şükranlarımızı takdim ederken ankaribüzzaman avdetlerini milletçe beklediğimizi arz etmek istiyorum efendim.