Okullar ve Çeteler
"Söyleyin bakalım, Atatürk'ü neden seviyorsunuz?"
Öğrenciler kıpırdandılar, mırıldandılar. Derken bir oğlan el kaldırdı:
"O bizi düşmanlardan kurtardı."
Bir an düşündü, cevabını biraz daha açmak, daha geniş bilgi sunmak gerektiğine karar verip devam etti. Yalnız Türkçesi yeterli gelmedi, daha iyi bildiği İngilizce'nin desteğine ihtiyacı vardı: "Atatürk bizi kurtardı. He saved America!" Cevabının gururu içinde öğretmenine baktı. "He saved America!" "O Amerika'yı kurtardı" diyordu 9 yaşındaki çocuk. Türkçe olarak da "Bizi kurtardı" demişti önce. "Biz" demek ki "Amerika". Amerika'da büyüyen bir Türk çocuğunun "biz" deyince anladığı yer Amerika. Atatürk de "bizi", yani "Amerika"yı düşmandan kurtardı. Atatürk Amerika'nın kurtarıcısı. Atatürk Amerikan devlet adamı.
Bu anlattığım fıkra değil, gerçek bir olaydır. Amerika'da yetişen Türk çocuklarının üç aşağı beş yukarı portresidir. Bu çocuklara kendimiz hakkında birşeyler öğretmek için canla başla çalışan hafta sonu okulları elbette hiç yoktan iyidir, ama haftada bir tek gün birkaç saatlik eğitim ile alınan sonuç hiç de iç açıcı olmamaktadır. Beş günlük normal Amerikan okulu tedrisatından sonra, dinlenmeyi bekledikleri Cumartesi günü Türk okuluna gelmeyi çocuklarımız da yük kabul etmektedir. Hakkında Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından "çete oluşturarak devlete karşı suç işlemek" iddiasıyla gıyabi tutuklama kararı çıkarılan Fethullah Gülen Hoca'nın manevi rehberliğinde yola çıkan, onun vaazlarından ilham alan, feyz alan iman, ideal ve hayır sahipleri işte bu çocuklar için, Amerikan standartlarında, fakat Amerikan okullarında eksik kalan müfredatı da tamamlama hedefiyle okullar açıyor. Çocuklarımızın "Atatürk saved America" demesini önlemek için okullar açıyor. "Biz" kim, "onlar" kim öğretmek için okullar açıyor. Başka ülkelerdeki durumu bilemem, ama ABD'de okul açmanın ve devam ettirmenin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu yakından biliyorum. Çünkü Amerika'da rekabet halinde olduğunuz okul piyasası çok güçlüdür. Yaygın olmayan özel okullar bir yana, devlet okulları her türlü imkanla donatılmış, kütüphaneleri, laboratuvarları, bilgisayarları, spor salonları, müsamere salonları tekmil, göz alıcı eğitim kurumlarıdır. Bu okulların maddi gücüyle yarışıp onları geride bırakıp öne çıkmak her yiğidin altından kalkabileceği bir iş değildir. Diğer ülkelerde rekabetin bu kadar güçlü olmadığını tahmin ediyorum. Orta Asya'da yahut Balkanlarda okul kurup sivrilmek daha kolay olabilir ama dünyanın en zengin memleketinde böyle bir işe girişmek cesaret gerektirir. O cesareti doğuran tek kuvvet ise imandır. "Biz de varız!" diyen yiğitleri bu meydanda boy göstermeye, Amerika'da yetişen çocuklarımızı "Atatürk saved America" demekten kurtarmak hedefiyle eğitim verecek okullar açmak için ortaya çıkmaya davet ediyorum. Kendine güvenen beri gelsin! Amerika'da okul açıp yaşatmanın ne kadar zor olduğunu işin içine girmeyen bilemez.
Fethullah Gülen cemaatinin Amerika'daki idealist gençleri işte bu zor işe soyundular. Henüz altından kalkamadılar, fakat canla başla çalışmaktadırlar. Altından kalkabilmeleri için duacıyız. Ne çare davacı olanlar da var.
Cemaatin, Amerika'da şahit olduğum eğitim faaliyetlerini, yakından tanıdığım gönüllülerini düşündükçe iddia makamının kullandığı "çete" kelimesinin ne kadar gülünç olduğunu düşünüyorum. Milletlerarası ilmi faaliyetlerde sesini duyuran, ana dilini bilen, yabancı dil bilen, oturup kalkmasını bilen, giyinmesini bilen, devletini, milletini, bayrağını, milli marşını seven, güleryüzlü, tatlı dilli, hoşgörülü ve imanlı insanlar yetiştirmek için okullar açmak çete kurmak mıdır? Bu okullardan yetişen gençler çete elemanları mıdır? Zaman zaman gazetelerde okullarda çete kuran gençlerle ilgili haberler çıkar. Tabancayla, bıçakla çevreye dehşet saçtıklarını okuruz. Okul ve çete kelimelerini birbirlerine en yakın o haberlerde görmüşüzdür. Okulun bizatihi çete sayılabileceğini bu yeni dava ile öğrendik.
Heyhat! Biz çete deyince başka şeyler düşünüyorduk.
Takdir ve teşvik edilmesi, destek verilmesi beklenen böyle bir eğitim seferberliğinin rehberine tutuklama kararı çıkarılması yaz sıcağının başa vurması değilse, nedir, bilemiyorum.
- tarihinde hazırlandı.