Ötekini İçimizden Atmadan Nasıl Köprü Olacağız?

İstanbul ruhu iki kelimeyi ön plana çıkardı; köprü ve öteki! Biz iki medeniyet arasında köprü olacağız, böylece bir model oluşturacağız ve böylece öteki kavramının medeniyetler tarihinden silinmesine katkıda bulunacağız.

Öte yanda, iki medeniyeti bir araya getirme iddiasındaki bir toplantıda dahi bizim tavrımız Batı merkezli.

Köprünün tek ayağı var, öteki yok.

Öbür ayağın olmadığının ya farkında değiliz, ya da umursamıyoruz.

Biz habire Doğu'ya model olacağımızı Batı'ya anlatmaya çalışıyoruz.

''Doğu bizi model olarak kabul edecek mi?'' sorusunu katiyen sormuyoruz.

Medeniyetler çatışmasın, diye ulvi bir çaba var. Batı medeniyeti ile İslam medeniyetini yakınlaştırmak gayretindeyiz.

21. yüzyılda Türkiye'nin küresel dünyada yerini ve göreceli ağırlığını bu çabanın olası başarısı belirleyecek.

Ancak, Batı medeniyeti ile İslam medeniyeti arasında çatışma bizzat ülkemizde yaşanıyor, hatta körükleniyor!

Sorarım:

1. Medeniyetler/dinler arası diyalog toplantılarını bizzat başlatan, bu çaba uğruna Papa ile bir araya gelen, Bartholomeos'un dostu olmakla övünen Fethullah Gülen halen ''tek başına çete kurma'' suçlamasıyla yargılanmıyor mu?

2. İslam medeniyeti, tesettürlü kızlarını üniversite kapısından içeri sokmamakta direnen bir zihniyeti model olarak içleyebilir mi?

3. Bir yandan din ve vicdan özgürlüğünden şikáyet eden bir siyasi liderin vicdanlara seslenen bir emri -içki yasağını- referanduma sunma teklifi; Batı medeniyetinin eseri olan demokrasinin sindirilememesi kadar bireysel hakların oylanamayacağını kavrayamayan ve yine içimizden öteki kavramını atamadığımızı ayan beyan gösteren tersten bir örnek değil mi?

Recep Tayyip Erdoğan sadece içki içmeyenlerin değil, içki içenlerin de liderliğine soyunduğunun farkında değil midir?

4. İnsanlara kendi anadillerini öğrenmeyi yasaklayan zihniyetin de başkaları tarafından nasıl barışsever bir örnek olarak kabul edileceği bize mutlaka sorulacak başka bir soru değil mi?

Türkiye'miz Batı medeniyet çığrı ile İslam medeniyet çığrının bir araya geldiği muhteşem bir mozaiktir.

Ancak, ülkemiz küresel dünya ile İslam dünyası arasında bir köprü olmaya niyetli ise önce kendi ev ödevini yapmalı; bu iki medeniyet çığrını evvel emirde kendi topraklarında barıştırmalı, kendi insanı içindeki farklılıkları hazmederek, hasımlık çağrıştıran öteki kavramını önce kendi içinde eritmelidir.

Batı'dan Doğu'ya, Doğu'dan da Batı'ya aynı anda gitmeden bize yüklenen görevi yapamayız.