Tiran'daki Türk Okulları
Tiran ziyaretinin ilk gününde bu konu ile ilgilenme fırsatım olmadı; ikinci günün programı da yoğun olduğu için 'Galiba bu iş olmayacak.' diye üzülüyordum; ama ziyaretin birinci günü gecesi Tugaylar Sarayı'nda verilen resmi akşam yemeğinde ortaya çıkan bir tevafuk üzüntümü giderdi; yüzümü güldürdü.
Tevafuk şu: Yemek masasında tam karşıma Türk okullarının Genel Müdürü İbrahim Aydoğan Bey oturdu. Onunla tanıştık ve sohbete başladık elbette. İbrahim Bey anlattı biz dinledik. Biz diyorum; çünkü yanımızdaki, karşımızdaki Türk gazetecilerin bir kısmı da bu sohbete katıldı. Bunlar İbrahim Bey'i ilgiyle dinlediler, ona sorular sordular ve de anlattıklarından memnun ve bahtiyar oldular. Ben buna bizzat şahidim.
Efendim, İbrahim Bey son derece yetenekli, gayretli, bilgili bir yönetici ve çok da fedakar bir insan. Ben onu tanıdığımdan dolayı çok çok memnunum. Bunları da bende bu izlenimi bıraktığı için burada söylüyorum; yoksa İbrahim Bey'in ne benim ne de başkasının övgüsüne ihtiyacı var; o isini, misyonunu çok iyi biliyor ve elinden geldiği kadar iyi yapmaya çalışıyor.
Geceki bu güzel sohbetten sonra İbrahim Bey ile sabah 08.30'da kaldığımız otelin lobisinde buluştuk. Hulusi Turgut Bey, Kazım Güleçyüz ve beni alıp okulları gezdirecekti. Ben kahvaltıda aynı masada oturduğum NTV televizyonunun Ankara Temsilcisi arkadaşım Murat Yetkin'i de davet ettim; o da memnuniyetle bize katıldı ve hep beraber önce yeni açılan Zübeyde Hanım Kreşi'ne gittik.
Kreş, Tiran'ın en işlek caddesi Ruga Kavai Caddesi üzerinde küçük, şirin bir binada. Çocuklar pikniğe gittikleri için onları göremedik; ama binayı bir güzel dolaştık ve elbette gördüklerimizden çok memnun olduk. 45 öğrencisi olan bu kreş çok kritik bir mahalde bulunuyor. Etrafında kiliseler var. Birtakım kuruluşlar da kreş açma faaliyeti içindeler etrafta. Mesela Vatikan'ın kreşi var; İngilizler de açmak istiyorlarmış bir başkasını.
Daha sonra gittiğimiz, biraz ötedeki Turgut Özal Lisesi'nin yanında ise ünlü spekulator George Soros'un vakfının son hazırlıklarını yaptığı, açmak üzere olduğu bir başka kreş var. Ben medyadan Soros ve faaliyetlerini az çok takip ederim; onun özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde birtakım eğitim-öğretim, kültür hizmetleri faaliyetlerinde bulunduğunu bilirdim, duyardım; ama onun Tiran'da faal olabileceğini, özellikle bir kreş ile ilgileneceğini hiç ummazdım doğrusu; şimdi ise onun Tiran'a da el attığına bizzat şahit olmuş oldum.
Sadece Soros'san da ibaret değil Tiran'a su veya bu niyetle, hesapla gelen yabancılar. Ruga Kavai Caddesi çevresinde birtakım yeni kilise teşkilatlarının binalarını da bizzat gördüm. Mesela Amerikan Baptist Kilisesi bile gelmiş Tiran'a; Bahailer de ayrıca. Bahai Hareketi'nin Tiran'ın en işlek yerinde büyükçe bir bürosu da var. Bunlar benim bir saat içinde gördüklerim; kim bilir başka kimler var Tiran'da...
Anlaşılan bir geçiş donemi yasayan Arnavutluk, dünyada su veya bu kültürel, dini hesabı ya da planı bulunan birtakım kuruluşların hedef alanı olmuş. Bu yazıda kısaca söz ettiğim Türk liseleri de burada Türk dilinin, kültürünün ve çağdaş eğitimin mücadelesini veriyorlar. Üstelik bunlar gerek Arnavut halkı gerekse de Arnavut yönetimi tarafından çok seviliyorlar, adeta el üstünde tutuluyorlar; zaten bu okullara olan rağbet bu sevginin en somut ifadesi. Bugünkü Cumhurbaşkanı Recep Meydanı bu okullarda öğretmenlik yaptı; oğlu bu okulların birisinden mezun mesela. Bir başka küçük örnek daha size: Heyetimize mihmandarlık yapan, problemlerimizle ilgilenen gençler bu okulların öğrencilerindendi. Biz gazetecilerin mihmandarı Şirin Fatma ve arkadaşları çok güzel Türkçe konuşuyor, ülkemizi çok seviyorlardı. Bu da herhalde aldıkları eğitim sonucu.
Aman ne olur, bu okulları 'küçük iç politika hesaplarına alet etmeyelim' diyorum, burada bir kere daha; çünkü edersek gelecek nesiller bize bunun hesabini sorarlar. Bunu da hiç kimse unutmasın.
- tarihinde hazırlandı.