Gülen, Çağdaş Bir Ulema-Aydın

Türkiye'de İslâmî akımlar, özellikle "Nur Hareketi" üzerine uzmanlaşan bir siyaset bilimci. Orta Doğu ve Türkiye'de İslâmî akımlar konulu doktora tezini gelecek ay ABD'nin Visconsin Üniversitesi'nde savunacak. 1987'de Ankara SBF'den mezun olan Yavuz, Wisconsin Üniversitesi'nde master derecesi aldı. Mac Arthur Vakfı'ndan aldığı bursla 1993-95 arasında Özbekistan, Kırgısiztan ve Türkiye'de İslâmî akımlar üzerine araştırmalar yapan Yavuz, Ocak-Haziran 1996 döneminde Bilkent Üniversitesi'nde ders verdi.

Türkiye'de İslâm çoğulcu

Türkiye'de üç ayrı tip İslâmî yapılanma var: kültürel, sosyal ve siyasal. Bu yapılanmaların kendi içlerinde de çok zengin bir desen üretimi var.

Nurculuk nedir? Said Nursî'nin eserlerini, Külliyatı okuyarak, yorumlarını ona göre şekillendiren kişilere Nurcu deniyor. Bu adı mahkemeler üretmiş. Cumhuriyet devrimlerinin ahlâk alanında bıraktığı boşluğu dolduracak, esnek ve çağın söylemiyle uyum içinde olan bir yerel söyleme ihtiyaç vardı. İşte bu söylem Nurculuktu. Said Nursî, "hocaefendi" ve "şeyh" eksenli bir şuurlanma devrinin olamayacağını anlamıştı ve kitap eksenli bir harekete öncülük etti. - Nurculuk neden en güçlü İslâmî akım?

"Taklidî iman"dan "tahkîkî iman"a geçiş devri. Çağın kuşkuculuğu delil istiyor. Kısaca dinin rasyonelleştirilmesi, akla dayandırılması yaşanıyor. Birey niçin inandığını anlamak zorunda ki, inancı sağlam olsun. Nurcuların başarılı olmasının bir başka nedeni, siyasetten mümkün olduğu kadar uzak durmaları. İddiaların aksine, Said Nursî, İslâm devleti veya İslâm devrimi demiyor, bunları eleştiriyordu. Ona göre amaç devlet değil, insandı. Çünkü İslâm, din olarak devlete değil, insanlara inmişti. Külliyat'ın amacı da insanın şuurlandırılmasıydı. İstenen kendisiyle barışık, uyumlu ve huzurlu bir insan ve toplumdu. Bunun yolu ise, iç şuur ile yaşama tarzı arasında uyumun ve dengenin kurulmasıydı. "İslâm devleti" ve "İslâm devrimi" gibi fikirleri yoktu.

Said Nursî bir demokrat mıydı? Said Nursî'nin Abdülhamit istibdadına karşı özgürlükçü akımları savunduğunu biliyoruz. Hattâ 1908'de, Selanik'te anayasal sistemi savunan bir konuşması var. Bu konuşma incelenince, Said Nursî'nin özgürlüğü imanın "olmazsa olmaz" koşulu olarak algıladığını görüyoruz. Demek ki, özgür olmayan yerde iman inşa edilemezdi. Said Nursî için imanın inşası Osmanlı toplumunda farklı etnik kesimlerin huzur içinde yaşaması için gerekliydi. İslâm'ın devlet, dinin partiler tarafından kullanılmasına karşıydı. Demokrat kavramını, toplumun kendi birikimlerine göre farklılıkların korunarak yöneltilmesi ve insana değer verilmesi olarak anlıyorsak, Said Nursî demokrattı ve sivil toplumcuydu.

Gülen'in Said Nursî geleneğine uygun olarak İslâm'ın demokrasi, insan hak ve özgürlükleri ile modern bilime uygun bir yorumunu geliştirdiği yorumuna katılır mısınız?

Fethullah Hoca'nın hoşgörüsü ve insana verdiği önem gerçekten takdire şayan. Çalışmalarını, gidip Fergana vadisindeki okullarda inceledim. Benim için övünç kaynağı oldu. Gülen'in İslâm yorumu günümüzün gereklerine yanıt verecek nitelikte. Kulağı Kur'ân ve Sünnet'te, gözü ise güncel sorunlarda olan çağdaş bir ulema-aydın.

Fethullah Gülen hareketine yönelik başka eleştirileriniz var. Nedir bunlar?

Nurculuk hızlı bir şekilde devletleştiriliyor ve millîleştiriliyor. Her iki süreçte de "Dadaş Ruhu" dediğim, Mehmet Kırkıncı Hoca ve Fethullah Hoca'nın etkileri var. "Dadaş ruhu"nun özelliği "sınır İslâmı" olması ve devleti her zaman İslâm'dan önce görmesi.

Nur hareketi ile Refah Partisi arasında nasıl bir ilişki var? Nurcular, Necmettin Erbakan'ı iyi tanıdıkları için, RP'den uzak dururlar. 1973-77 arasındaki deneyime dayanan bir uzaklıktır bu. Millî Nizam Partisi ve sonra Millî Selamet Partisi Nurcuların da desteğini almıştı. Fakat kısa zamanda Nurcular, Erbakan'ın İslâm'ı siyasetin aracı olarak görmesi nedeniyle ve onu CHP ile işbirliğine gidecek kadar oportünist buldukları için bu akımdan kaçtılar ve kaçmaktalar.