Huzuru Bozmak İsteyen Kim?
Bu ülkede hala eğitime, bilime karşı olan gericiler var. Afrika'da zenci çocukların Türkçe öğrenmesinden rahatsız olanlar var. Marjinal de olsa bir grup, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi ve onun tavsiyesi ile kurulan okulları hedef alan asilsiz iddialar ortaya attılar, kamuoyu bunlara itibar etmedi.
Özel okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı. Hem bakanlığa, hem de milli Eğitim müdürlüklerine müracaat edilip öğrenilebilir. Her müdürlük, bu okullarla iftihar ediyor. Çünkü ulusal ve uluslararası bilim yarışmalarında madalyaları hep Özel okullar topluyor. Her şehirde Eğitim kalitesi ve standardını yükseltiyorlar. Sınavlarda aldıkları derecelerle diğer okullara örnek oluyorlar. Tesislerini, laboratuarlarını Eğitim kurumlarına acıyorlar. Üniversitelerle, basınla işbirliği yapıyorlar. Ulusal ve mahalli basında çıkan binlerce övgü haberleri var. Özellikle Doğu ve Güneydoğu'da açılan liseler bölgede büyük bir açığı kapatıyor. Öğretmen olmadığı için kapısında kilit olan okullar varken, bu bölgedeki Özel Eğitim kurumlarında ülkemizin en değerli üniversitelerinden mezun öğretmenler severek görev yapıyorlar. Her beldenin valisi, belediye başkanı, işadamları çocuklarını bu okullarda okutabilmek için gayret gösteriyor.
Ülkenin polisi var, savcısı, hakimi var. Kanunlara uygun açılan okullarda milli Eğitim müfredatı okutuluyor. TC üniversitelerinden mezun öğretmenler istihdam ediliyor. Yıllardır başarılı bir Eğitim faaliyeti veren okullarda binlerce öğrenci geleceğe hazırlanıyor. Önce halk; en küçük bir şüphe ve tereddüt duysaydı en değerli varlığı olan evladını buralara gönderir miydi? Aksine okullara her yıl artan bir talep var. Sonra, bakanlık ve il-ilce milli Eğitim müdürlükleri istediği zaman okulları denetliyor. Müfettişler en küçük bir açık yakalasaydı bu okullarla ilgili işlem yapmaz miydi?
Bazı okul yöneticileri ile görüştüm. İddiaları 'çamur atma' gayreti olarak gördüklerini söylediler. Bir iftira kampanyası başlatılmak istendiğine dikkat çekerek; kamuoyuna çağrı yaptılar: Gelin, görün. Okullarımız bakanlığa bağlı. Eğitim kadrolarımız, müfredatımız belli. Kapımız da herkese açık. Son günlerde askerler de okullarımızı geziyorlar. Kafasında yanlış bilgilendirmeden dolayı tereddüt olan askeri yetkililer, kaynağından gerçekleri öğrendikten sonra 'Keşke bütün Okullarımız böyle olsa' diyorlar.
İsin diğer bir yönü, okullar meyveye durmuş. Bugün dünyanın çeşitli devletlerinde ülkemiz adına açılan Türk liselerinde görev yapan fedakar insanların çoğu, Hocaefendi'nin tavsiyesi ile kurulan bu okullardan mezun. Dil bilen, dünyayı tanıyan ve maddi bütün imkanları elinin tersi ile geri cevirmiş bu kadroları herkes alkışlıyor. Dünyaya açılan Türk işadamlarının artık büyükelçilik ve konsolosluklarımızla birlikte en büyük yardımcısı bu kadrolar. Hatta devletin elçiliği olmayan yerlerde temsilcilik görevi yapıyorlar. Bir işadamının tespiti su oldu: Fethullah Gülen Hocaefendi'yi gelecekte daha iyi anlayacağız. dünyanın çeşitli ülkelerinde açılan okullarda yetişen çocuklar yarin Türkiye ile ilişkilerin gelişmesinde büyük roller oynayacaklar. Ülkemize bundan daha büyük bir iyilik olabilir mi?
Hocaefendi ve hizmetleri ortada da, onun sahsını ve hizmetlerini hedef alanlar kimler? Bu marjinal gruplar ülkeleri için bugüne kadar ne yapmışlar? Bir ağaç olsun dikmişler mi? Bir okula bir harç, bir taşın üstüne tas koymuşlar mi? Kamuoyu kendi bağrından çıkmış kurumları biliyor da; bu milletin alın teri, el emeği ile kurulmuş tertemiz müesseselere çamur sıçratmak isteyenleri tanımıyor. Ama Türk halkı şimdi huzuru bozmak isteyen, bilgi çağında ilme, okula, sevgiye, diyaloga karşı olanları tanımak istiyor.
- tarihinde hazırlandı.