Dinî Cemaatler
Başbakan Tansu Çiller'in gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve Fethullah Gülen Hocaefendi ile görüşmesi tartışmalara yol açtı. Siyasetin sol kanadında yer alan politikacılar, Murat Karayalçın ve Azimet Köylüoğlu hariç, aşırı ve abartılı tepkiler ortaya koyarak, bol bol laiklik ve irtica edebiyatı yaptılar.
Çiller'e sert suçlamalar yönelterek SHP genel sekreterliğinden istifa eden Fikri Sağlar ise, iki buçuk yıl önce, Kültür Bakanlığı döneminde Yeni Asya'yı ziyaret ederek Mehmet Kutlular'la uzun uzun görüştüğünü unutmuşa benziyordu. Basında da ipin ucunu kaçıranlar yine oldu. Ama genelde akılcı ve sağduyulu değerlendirmelerin hâkim olduğunu müşahede ettik.
Çiller'e yöneltilen eleştirilerin ağırlıklı noktası söz konusu görüşmelerle tarikatlara "Meşruiyet" kazandırılmış olduğu iddiası idi. Ne Kutlular, ne de Fethullah Gülen Hocaefendi için bu iddiaların hiçbir geçerliliği yoktur. Bir defa nasıl Nurculuk diye bir tarikat yoksa Fethullah Gülen Hocaefendi'nin defalarca açıkladığı gibi; ''Fethullahçılık" adını taşıyan bir tarikat veya grup da mevcut değildir. Nurculuk, Bediüzzaman'ın eserlerini okuyanlar arasında insiyaki olarak teşekkül eden bir fikir ekolüdür. Fethullah Hoca ise bu eserlerden de feyiz almış bir insan olarak vaazlarıyla, eserleriyle, hizmetleriyle temayüz etmiş bir şahsiyettir.
İkincisi söz konusu zatlar "yeraltı" örgütlerinin liderleri değildir ki Başbakan'ın, görüşmesiyle "Meşruiyet" kazandıklarından söz edilsin.
- tarihinde hazırlandı.