Bir Bilge ve Entelijansiya

Böyle bir raporun hazırlanmakta olduğundan haberim vardı; hazırlandığından ise yeni haberim oldu. Rusya Bilimler Akademisi'nin Muhterem Fethullah Gülen'in Rusça'ya çevrilmiş bazı eserleri hakkındaki bilirkişi raporundan söz ediyorum.

Bilimsel, felsefi, psikolojik, sosyolojik ve hukuksal kriterlerle test edilerek varılan sonuçta değerlendirmeye tabi tutulan eserlerin tümüne hakim pozitif görüş, bizim açımızdan sevindirici olduğu kadar, Rus "entellicansiya"sının geldiği noktayı işaretlemesi bakımından da oldukça önemli ve sevindiricidir. Rus aydınları, bu yaklaşımlarıyla, haklarındaki geçmişten gelen olumsuz kanaatlerden beraata yakın bir yerde durduklarını ispat ettiler. Böylesi olumlu yaklaşımların çeşitlenmesinin ve yaygınlaşmasının Rus entelektüeline olan müspet kanaatleri artıracağı ve yaygınlaştıracağı kuşkusuzdur.Bu ise Rusya'nın yeniden itibar kazanmasında önemli işlev görecek bir zihni dinamiğin devrede olması demektir.

On yıldır sürdürdüğü yayın hayatına bir sene ara verdikten sonra yeniden yayınlanmaya başlayan Diyalog Avrasya (da) Dergisi'nin dosya konusu da bu düşünceyi pekiştiren mütemmim unsurlar içeriyor. Başta Amerika ve Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok yerinde Akademik araştırmalara, panellere, seminerlere, konferanslara konu edilen Fethullah Gülen ve Hareketi, şimdilerde aynı yoğun tecessüs ve yönelmelerle Rusya'nın akademik çevrelerinde, entelektüel mahfillerinde de işleniyor, yorumlanıyor, algılanmaya ve anlatılmaya çalışılıyor..

Ben, müşahedeye dayalı bir yakinle, bu tür çalışmaların, gayretlerin her türlü kişisel kaygı ve sekter endişelerden uzakta gerçekleştiğine inanıyorum. Zarf-mazruf dengesinde, esas kıymete, değere ve teveccühe özne muhtevanın mazruf olduğunda bu mazrufun taşıyıcıları arasında hiç kimsenin zerrece tereddüt ve şüphesi yoktur. İmanlarını dava, davalarını iman edinmiş bu "ihlas abideleri"nin, namdan, nişandan, şöhretten, bilinmekten ve hele başarıları nefislerine mal etmekten nasıl yılandan, çıyandan kaçar gibi kaçtıkları ortadadır; ve bu durum onların daha ilk kademde aldıkları derslerin daha ilk pratik ve öncül neticeleridir. Öyleyse, söz konusu teveccüh ve gelişmeleri kişisel ve sekter bağlamda değerlendirmek asla doğru ve isabetli değildir. Muhtevanın enginliği, zenginliği ne ise, gayenin enginliği ve zenginliği de odur..

"Alimler, nebilerin varisleridir" hükmünce, Fethullah Gülen Hocaefendi peygamber varisi bir alim, bir bilge kişidir.Taşıdığı bu sıfat itibariyle de, eşya ve hadiselere bakış açısı, "nazarı nübüvvet" kıstaslarıyla sınırlıdır ve öyle de olması gerekir.Yani, Peygamberimiz Efendimiz neye ne kadar önem veriyorsa, ne ile ve ne kadar ilgileniyorsa o da o şeye o kadar önem verme ve o şeyle o kadar ilgilenme durumundadır. Nazarı nübüvvet, emr-i ilahi, murad-ı rabbani, meşiet-i sübhani ile kuşatılmış olduğuna ve olacağına binaen bu şartlar, bu gerçekler Peygamber varisi bu Bilgenin bakış açısına da veraset yoluyla aynen intikal edecektir ve de etmiştir. Bu bakış açısına göre, dünya ile alaka, bir yolcunun yolda rastladığı bir ağacın gölgesinde kısa bir süre dinlenmesi ölçeğindedir; şöhret aynı riyadır, kalbi öldüren zehirli bir baldır; bizden hasıl olan iyiliklerin bütünü Allah'a, kötülükler ise nefsimize aittir; haksız yere bir insanı öldürmek bütün insanları öldürmek, hak ile buluşturmak suretiyle bir insanı diriltmek bütün insanları diriltmek gibidir; hepimiz Adem'deniz, Adem ise topraktandır..

Daha yüzlercesi sayılabilecek bu ölçülere ve bu ölçülerin hayata yorumlanışına olan genel yöneliş, dünya çapında varlığı her geçen gün daha bir belirginleşen hüsnü kabul, elbette daha soyut ve de kapsamlı mesajlar içeriyor. Rusya Bilimler Akademisi'nin raporuyla Diyalog Avrasya Dergisi'nin son sayısı da bu gerçeği teyit ediyor.