Mutlu Bir Geceydi

Christopher Rhinelander Robert ile misyoner ve eğitimci Cyrus Hamlin, Amerikalı olarak ilk defa ülkelerinin dışında okul kurmaya karar verdiler. 1851'de Rumelihisarı'nda arsasını aldılar; inşaatı sürerken zaman kazanmak için Bebek'te altı öğretmen ve dört öğrenciyle işe başladılar.

O yıllarda Londra, Paris, Petersburg, İstanbul'dan çok daha dinamik şehirlerdi. Meseleyi ekonomik açıdan ele alsalardı, bu şehirleri tercih etmeleri gerekirdi. Ama onlar başka şey düşünüyorlardı; çünkü biliyorlardı ki bir insan dilini bildiği, kültürüne aşina olduğu millete diğerlerine oranla farklı davranırdı. O dönemde İngiltere dünyanın bir numaralı gücüydü; Amerika ve biz, güneş batmayan bu imparatorluktan çok çekiyorduk. Bu iki muzdarip milletin arasında dostluk köprüleri kurulmalıydı. Robert ile Hamlin'in kurdukları köprü sonradan raya dönüştü; daha fazla arzuları da görev bilerek Hıristiyanların yaşadıkları şehirlere vardı.

Milletimizin içler acısı yalnızlığına her yerde şahit oluyorduk; en haklı davamızda yanımızda sadece Pakistan ve Bangladeş'i görüyorduk. Sovyet Rusya belli ölçüde dağılınca, bazı Türk toplulukları gün ışığına çıktı. Dağ gibi birikmiş sıkıntıları vardı. Kendi dertleriyle baş edemeyen Türkiye de onlara gerekli yardımı yapamıyordu. Tabii durumumuzu yakinen bilmedikleri için bize karşı kırgınlık duyabilirlerdi. Oysa en kritik dönemlerinde yanlarında olursak, aramızda köklü dostluklar kurulabilirdi. Sonra biz oralardan gelmiştik; gurbette erimeyip varlığımızı devam ettirmemiz için Ahmed Yesevi Hazretleri gönülden bağlılarını seferber etmişti. Ön Asya'da varlığımız mayalanırken onların gayretleri çok önemli rol oynamıştı. Biz de onlara yardımda bulunmalıydık. İşte bu iki sebeple, eskilerin tabiriyle "Vaziyetten vazife doğar" deyip Sayın Fethullah Gülen Hocaefendi sevenlerini seferber etmiş olmalıdır. Orta Asya Türk devletlerinde alınan başarılı sonuçlardan sonra bu okulların benzerlerini dünyanın değişik ülkelerine yaydılar; zira gerçek bir Müslüman, dünyanın öbür ucundaki herhangi bir dinden, milletten olan çaresizin acısını duyar.

Bazıları "Türkçe değil, İngilizce eğitim yapıyorlar" diye suçlamada bulunuyorlar. Öğretmenler elbette gittikleri ülkelerin kanunlarına ve müfredat programlarına uyacaklar. Türkçe eğitim ve öğretim mümkünse onu tercih ediyorlar. İngilizce yapmak gerekiyorsa Türkçeyi seçimlik ders olarak koyuyorlar. Bir de realist düşünmeliyiz; ardında dünya çapında güçlü bir devletin bulunması, o dili cazip hale getirir. Maalesef günümüzde Türkçemizin ardında böyle bir devlet bulunmadığı için Singapurlu aileye işe yarar görünmez, çocuğunu o okula göndermez. Neyleyelim ki realite arzuyla yoğrulacak kadar yumuşak değildir. Fakat öğrenci, öğretmenini severse, seçimlik dersi asıl gibi benimseyebilir.

Sevgi anahtarının açmadığı kilidin bulunmadığını bize gösterdiler. Nijerya'dan, Kongo'dan, Madagaskar'dan, daha pek çok ülkeden gelen öğrenciler bize dilimizle hitap ettiler; şiirler okudular, şarkılar söylediler. Ekranda seyrederken evde yalnızdım; kimi zaman sevinç gözyaşları döktüm, kimi zaman dünyalar benim olmuşçasına sevindim.

Televizyonun bir kanalında dört zenci çocuğu ile röportaj yapılıyordu. En küçükleri bana çok sevimli geldi; arkadaşları da sempatik bulmuş olmalılar ki, ona Türkçe "Canavar" lakabını takmışlar. Oturumu yöneten, Türkiye'de hangi takımı tuttuklarını sordu. Birisi Fenerbahçe'yi, ikisi Galatasaray'ı tuttuğunu söyleyince, her cevaptan sonra yöneten, şaka ile karışık; "Yapma be!" diyordu. Sıra Canavar'a gelince "Beşiktaşlıyım" dedi. Onları ağırlayan, "Burada da buluştuk Canavar." dedi ve sebebini sordu. Canavar şu cevabı verdi; "Siz hiç sarı veya kırmızı, sarı veya lacivert insan gördünüz mü?" İnsanlar ya siyah ya da beyazdır. Ben de insancıl olduğum için siyah beyaz renklerini tutuyorum." Bu espriyle gülüşürlerken ben de niçin Beşiktaşlı olduğumu anladım.

Bize o mutlu ve kutlu geceyi yaşatan öğretmenlere, okulları kuran hayır sahiplerine, bilhassa ruh mimarlarına bu toprağın çocuğu olarak şükranlarımı sunar, başarılarının ebediyete kadar devamını dilerim.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.