Sezer, Demirel'in Yerini Doldurabildi mi?

Her yeniliğe, istikameti ne olsun her türlü değişikliğe şüphe ile, "acaba" ile yaklaşmak insanın da, malzemesi insan olan siyasetin de tabiatında var. Bu yaklaşımın en bariz örneğini Sezer'in Çankaya'ya çıkışında yaşadık. Hükümetin, "devlet krizi" konusunu Cumhurbaşkanı'nın yumuşak karnı haline getirme çabaları zaten var olan halef-selef kıyaslamasının bariz hale gelmesine yol açtı. Acaba, Sezer, Demirel'in yerini doldurabilecek miydi? Çankaya kriz çıkartırsa devlet işleri aksamaz mıydı?

Hukukun dönüşü

Şurası muhakkak ki, Sezer'in birer hukuk cinayeti oldukları Anayasa Mahkemesi'nin Yetki Yasası'nı iptal ederek de gösterdiği gibi; kanunsuzluk hükmündeki kararnameleri ve YÖK listelerini ard arda geri çevirmesi, Türkiye'nin Demirel döneminde, nasıl hukuktan uzak bir anlayışla yönetildiğini ortaya koymuştur. 9. Cumhurbaşkanı'nın "devletin bekası" adına Çankaya'yı, nasıl tıkır tıkır işleyen bir "28 Şubat Noterliği"ne çevirdiği bugün daha iyi anlaşılıyor. Şüphesiz, Sezer'in Demirel'den boşalan bu misyonu doldurması mümkün değildir zira, bunu reddetmiş bulunmaktadır. Dolayısya, bu alanda bir yer doldurmaktan söz etmek anlamsızdır çünkü; devletin zirvesine hükmeden rutin dışılığın yerini hukuk almıştır.

Orta Asya'da etkinlik

İki ismin kıyaslandığı en önemli alan, Sezer'in Orta Asya'da Demirel kadar başarılı olup-olamayacağıydı. Gerçek şu ki, Türkiye'nin bölgedeki politikası ne Türki Cumhuriyetleri ne de Türkiye'yi memnun etmektedir. Ortada, korunması ve devam ettirilmesi gereken bir politikanın varlığından söz etmek mümkün değildir. Buna karşılık Demirel, bölgede bilinmekte, sevilmekte ve dolayısıyla da siyasi bir etkinliğe sahip bulunmaktadır. Geçtiğimiz hafta Gagavuzya ve Kazakistan'a yaptığımız gezilerde bunu açıkça gözlemledik. Gözlemlediğimiz bir başka husus da, Türkiye ile Türki Cumhuriyetler arasındaki ilişkilerin makas değişmek üzere olduğudur.

Artık, "sınırsız vaad ve onlar kardeş biz ağabey dönemi" kapanmakta, herkesin kendi çıkarını ve karşısındakinin içinde bulunduğu durumu gözetme dönemi başlamaktadır. Türkiye kardeşlere, "artık bizden, karşılıksız istemekten vazgeçmelisiniz" demeye başladı. Dolayısıyla Demirel, Türki Cumhuriyetler'le ilişkilerde dünü yani, "ağabey-kardeş devri"ni temsil ediyordu. Sezer ise, gelişmelerin önüne koyduğu reel-politik anlayışın, "sadece ağabey kardeş değil aynı zamanda bağımsız birer ülke" olduğumuz gerçeğinin yani yarının temsilcisi olmaz zorundadır.

"İkili ilişki" avantajı

Nitekim, son Orta Asya gezisinde bu konuda önemli adımlar atıldı. Sezer'in bölge liderleriyle yaptığı görüşmelerde, Demirel'den kalan "ikili ilişki" avantajının devam edeceği, buna ilaveten de kalıcı ekonomik ve siyasi işbirliklerinin yolunun açılmakta olduğu ortaya çıktı. Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin taraf olduğu mega-enerji projeleri konusunda ileri adımlar attı. Yakın bir gelecekte Bakü-Ceyhan petrol boru hattına Kazakistan Aktav'ın da eklenmesi ve projenin bundan sonra "Aktav-Bakü-Ceyhan" olarak anılacak olması önemli bir adımdır. Sezer'in olaylara yaklaşımı, bu konuda en çok merak içinde olan kurumları Dışişleri ve Türk Dünyasından Sorumlu Devlet Bakanlığı'nı da rahatlattı.

Türk okullarının geleceği

Önemli bir konu da, Özbekistan ziyaretinde gündeme geldi. Türkiye ile Özbekistan arasında uzun süredir Türk okullarının kapatılması ve öğrencilerin geri çekilmesi sorunu yaşanıyor. Özbekistan lideri Kerimov, dine ve dini gelişmelere karşı kompleksli bir lider. Ülkesinde bulunan Fethullah Gülen Hocaefendi himayesindeki okullarda "Nurculuk faaliyeti" yapıldığını ve Türkiye'ye gönderdiği öğrencilerin "tarikat"lar tarafından yönlendirildiğini düşünüyor. Bu gerekçeyle, hem bu okulları hem resmi Türk liselerini kapattı, hem de karşılıklı olarak üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerini çekti. Konuyu, ziyaret dönüşü uçakta Devlet Bakanı Abdülhalik Çay'a sordum. Bakan, Sezer-Kerimov görüşmesinde "hiç olmazsa" devlet liselerinin eğitime açılması ve öğrencilerin karşılıklı olarak gönderilmeye başlanmasının istendiğini belirtti. Türkiye'nin Hocaefendi'ye ait okullar konusunda resmi olarak lehte veya aleyhte bir talebi olması mümkün değildir, olmadı da. Görüşmede Kerimov'a, gönderdiği öğrencilerin polis tarafından izlenmesinin mümkün olmadığı ve eğer bir kaygısı varsa bunları seçerek göndermesi önerildi.

Bu okullar, Sezer'in diğer liderlerle görüşmelerde "sorun" olarak gündeme gelmek bir yana o ülkedeki Türk varlığının gurur duyulacak bir unsuru olarak zikredildiler.

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.