Kültürler Arasında Barış Köprüleri Kurmak
Dünya Yirminci Yüzyıl gibi, Yirmibirinci Yüzyıla da savaşlarla girdi. Geçen yüzyılın iki dünya savaşında devletler savaşmıştı. Gelen yüzyılda ise, devletlerden daha çok kültürler savaşıyor. Kültürlerin savaşında düzenli orduların yerine, hayatını yıkım ve şiddete adamış intihar saldırılarının ağırlık kazandığı, örgütsüz örgütler geçti. Bütün dünya, geçmişte benzeri olmayan, toplumların bütün kesimlerinde, büyük acılara yol açan, terör olaylarıyla sarsılıyor. Terör Yirmibirinci Yüzyılın en büyük sorunu olacaktır.
Her gün binlerce suçsuz insanının ölmesine yol açan intihar saldırıları, kitaplı dinlerin sonuncusu İslam ile birlikte Hristiyanlık, Yahudilik kültürünün dayandığı kaynakların ayrıntılı olarak incelenmesini zorunlu kılıyor. Bir Allah'a ve farklı peygamberlere inanan kitaplı dinlerin, birbirlerinden ayrıldığı alanlardan daha çok birbirleriyle birleştiği alanlarda yoğunlaşmadan, dünyadaki savaş fırtınalarını, barış rüzgarlarına çevirmek mümkün değildir. Tarihin her döneminde, insanlar bilmedikleri kültüre düşman olmuşlardır.
Avusturalya Katolik Üniversitesi'nin Melbourne kampüsünün, "Asia-Pasific Center for Inter-religious Dialogue"a bağlı olarak, "İslam Araştırmaları" ve "Müslümanlar ile Katolikler Arasındaki İlişkileri" araştırmak üzere kurulan ve "Fethullah Gülen" adı verilen kürsünün açılış törenine katıldım. Victoria Eyalet Valisi Prof. Dr. David de Kretser, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Peter Sheehan ve Prof. Dr. Gabriella McMullen, Merkez Başkanı Prof. Dr. Raymond Canning, Monash Üniversitesi'nden Prof. Dr. Greg Barton, Australian Intercultural Society'nin Başkanı Orhan Çiçek ve Mehmet Ali Şengül'ün birer konuşma yaptığı töreni, her iki ülkeden seçkin bir topluluk izledi.
Avrupa ve Amerika eğitim kurumlarında olduğu gibi, Avusturalya üniversitelerinde de İslam kültürünü ve kültürler arasındaki ortak alanları araştıran merkezlerin sayısı hızla artmaktadır. Kültürler arasındaki çatışmaların, bir bulaşıcı hastalık gibi, bütün dünyaya yayılması, başta üniversiteler olmak üzere bütün kurum ve kuruluşları, ana kaynakları dinler olan kültürler arasındaki ortak alanları araştırmaya zorluyor. Çünkü, bütün ülkelerin farklı kültürlerle bir arada yaşamak zorunda olduğu bir dünyada, barış, kültürler arasında sağlam köprüler kurularak sağlanır.
Farklı kültürlerin yan yana bulunmadığı toplumlarda hiçbir alanda zenginleşme olmaz. Kültürler arasındaki farklılık, güzellikte yarışmaya hız ve yoğunluk kazandırır. Birbirleriyle daha güzel olmak için yarışanlar da, toplumun bütün kesimlerinde gelişmeye yol açarlar. Farklılığın, bütün dünyadaki evrensel simgesi ellerdir. Herkesin elinde beş parmak vardır. Ancak hepsinin boyutları birbirinden farklıdır. Elin iş yapma gücü ve yeteneği, bilekte birleşmesini bilen parmakların farklıktaki birliğine dayanır.
Parmaklar gibi, kültürler de, farklılıklarıyla birlikte güzellikte yarışarak, güzelliklerine yeni boyutlar kazandırırlar. Güzellikte yarışmasını bilmeyenler, her alanda çirkinliğin en büyük destekçisi olurlar.
Güzellikte yarışanlar, güçlerini seküler kültürden değil, kutsal kültürden alırlar. Kutsal kültürün kaynağı kutlu kitaplardır.
Seküler kültür kutlu kitaplara düşülmüş kısa bir dipnottur. Dipnotun sınırlarının dışına çıkmayı başaramayanlar, dünyayı güzelleştiremezler.
Farklı kültürler arasında en sağlam köprüler kutlu kitaplarla kurulur.
Yitirilen Cennet'in anahtarları kutlu kitaplardadır.
- tarihinde hazırlandı.