Abant Toplantısı Erzurum'dan Sesleniyor

ATV'de yaptığımız son Beyin Fırtınası programında, Abant Toplantısı için Erzurum'a gideceğimi söyleyince, lâtifeyi çok seven Mehmet Barlas, bana, "Abant Erzurum'da mı?" diye sormuştu. Abant, hem Bolu'da, hem Erzurum'da, hem Brüksel'de, hem Washington'da. Abant hem milli, hem evrensel.

Abant Platformu

İlk günkü toplantıda, Başkanlık Divanı'ndaki herkes (Prof. Mete Tuncay, Prof. Niyazi Öktem, Prof. Mithat Melen) Abant'ın bu özelliğini vurguladı.

Prof. Niyazi Öktem, Abant'ın "milli" olarak başladığını, Washington D.C. John Hopkins Üniversitesi ve Brüksel Avrupa Parlamentosu çatısı altında yaptığı toplantılarla, dünyaya açıldığını vurguladı. Her zaman mütevazı davranan Türkiye Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak'a, "Evet kurucusu sizsiniz, manevi başkan da Fethullah Gülen ama, bu olay artık sizi aştı" dedi.

2006'da Abant Platformu Paris'te toplanacak. Abant Platformu'nun en önemli özelliği hoşgörü. Abant, Prof. Mithat Melen'e göre, devlet ile milleti ve aydını kaynaştıran, farklı fikirleri bir masa etrafında toplayarak, uzlaşmayı hâkim kılan bir platform.

Prof. Kenan Gürsoy, Erzurumlu diye takdim edildi ama, kendisinin de itiraf ettiği gibi, o sadece "hanımköylü" olduğu için Erzurumlu sayılıyor. Gürsoy, sözlerine "Erzurumlu değilim fakat, Erzurum sevdalısıyım" diye başladı ve Erzurumluluğu şöyle tarif etti: "Erzurumluluk, kişilikli duruşun ve diğer fikirlerle birlikte yaşamayı kabul edişin bir ifadesidir. Kendi kara deliklerinize kapanmayın. Biz kendi fikirlerinizin, diğerleriyle etkileşimini sağlamak, kendi küçük denizimizden, büyük denizlere açılmak istiyoruz. Kendi şahsiyetimizi yüceltmekten ziyade, diğer şahsiyetlerle birlikte olmaya 'Biz şahsiyetini' oluşturmaya çalışıyoruz."

Dik duruş

Erzurum'un "dik duruşunu" daha uçaktan iner inmez hissettik. Bu özellik, folklorunda ve geleneklerinde de görülüyor. Hava meydanında bizi, "Bar" oyunuyla karşıladılar, daha sonra yolumuza at üstünde Dadaşlar çıktı. İzmir'in Efeleri gibi, Erzurum'daki Dadaşlar da, vakarın, haysiyetin, karakterli duruşun sembolü. Prof. Gürsoy, edeb konuşmasında buna da temas etti ve "Erzurum bir şahsiyettir. Bu şahsiyette, vakar ve haysiyet vardır" dedi. "Bizler, yeniden inşaya açığız ama, kendimiz gibi kalarak, yeni inşalara doğru, küsmeden ilerleriz" diye sürdürdü sözlerini.

Kimliğini kaybetmemiş

Abdülhamit döneminde, ilk lisenin Erzurum'da açılması, bu ilimizde ilim ve irfana verilen önemin de işareti sayılıyor. Erzurum Kongresi'nin burada toplanması, milli mücadele ateşinin ilk kıvılcımlarının burada tutuşturulması, milliyetçilik duygusunu derinleştirmiş. Cumhuriyetten önce de, Rus işgaline karşı, 1820'lerde, 1870'lerde ve 1915'te direnen Erzurumlular, halâ şehitlerinin acısını yüreklerinde taşırken, kanları pahasına sahip oldukları bu toprağa da, sımsıkı bağlılar. Prof. Gürsoy'un altını çizdiği haysiyetli duruş işte böyle bir maziden kaynaklanıyor.

Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Muammer Cindilli de, Erzurumluları anlatırken, "Bizler cumhuriyetle hiçbir zaman kavga etmedik ama, cumhuriyetin rantını yemek isteyenlere de fazla yüz vermedik" dedi. Kısacası Nevval Sevindi'nin belirttiği gibi, Erzurum kimliğini kaybetmemiş bir kent.

Turizm teşvik edilmeli

Erzurum Valisi Celâlettin Güvenç ile de görüştük. Vali, Erzurum'un turizmde büyük bir hamle yapabileceğini ama, projelere destek verilmediği için maalesef arzu edilen gelişmenin sağlanamadığını söyledi. Palandöken'de kar, Mart'ın 15'ine kadar sürüyor. Üstelik havaalanına mesafe sadece 10 dakika. Yabancı turistler gelip gördüğünde, hayrete düşmüşler. "Hem ulaşılması kolay, hem de bu kadar bakir kalmış bir alan dünyada yok" diye methiyeler düzmüşler. Palandöken'in pisti de çok uzun. Ayrıca Çoruh nehrinde kano ile yarışmak, rafting yapmak imkânı var. Ama, gerekli ilgi gösterilmediği için, bu turizm potansiyeli heba olup gidiyor. Erzurum'da fert başına gelir 1500 doların altında. Turizm teşvik edilirse, fukaralığın yerini bereket ve zenginlik alabilir.

İlim sahibi insanlar

Erzurum, çok sayıda ilim irfan sahibi insanlar da yetiştirmiş. İlk çırpıda Naim Hoca, İbrahim Hakkı, Alvarlı Muhammed Lütfü, Çühenderli Hacı Salih Efendiyi sayabiliriz. Ve tabi Erzurum'un Korucuk köyünde doğan Fethullah Gülen Hoca Efendiyi de. Fethullah Hoca, Bedüizzaman hazretlerinin yanı sıra, Alvarlı Muhammet Lütfü ve Hacı Salih Efendi'den de feyz almış; etkilenmiş. Abant toplantısında Nevval Sevindi ile birlikte bir fırsat yaratarak, hem Hacı Salih Efendi'nin, hem de "Efe Hazretleri" denilen Alvarlı Muhammed Lütfü'nün mezarlarını ziyaret ettik. Fethullah Hoca'nın da köyüne gittik. Anlatacak daha çok şey var ama, inşallah dönüşte gördüklerimizi ayrıntılarıyla sizinle paylaşacağız.