58 ile 59'un Farkı Sadece 1 Değil...
Hürriyet'in dünkü manşetini görünce doğrusu çok sevindim. Gazete yöneticilerinin "Meclisin tavanına atılan çiğ köfte günleri"den "Meclisin gücü"nü vurgulayacak demokratik anlayışa ulaşmasıydı beni sevindiren. Biraz geç oldu belki, ama eğer Meclis Susurluk olayını ve etrafındakileri aydınlatamazsa parlamenter sistemin itibarinin kaç paralık olacağını Hürriyetçiler de anladı. Bu durum ne kadar sürer bilinmez fakat gazetenin sık sık "askerin rahatsızlığı" dolayısı ile "gücü" nün yanında arada bir de olsa "parlamentonun gücü"nü vurgulaması hoş. Hürriyet'in "Meclis'in gücü" manşetinden "Demokratik bir haz" aldığımı söyleyebilirim. Darısı Milliyet ve Kanal D'nin başına.
Kanal D Haber Müdürü Tuncay Özkan, mesleğin piyasasında benzerlerine göre daha nitelikli bir gazeteci. Hatta Susurluk kamyon şoförüne ödül verenler "Bir Gizli Servisin tarihi, MİT" konulu kitabından dolayı ona bir yıl öncesinden ödül vermeliydiler. Daha önce Cumhuriyet Gazetesi'nde çalışıyordu. Bir donem TBMM'de de gazetecilik yaptı. Cumhuriyet'ten ayrıldığında iyi izlenimler taşımıyordu bu gazete hakkında. Tuncay Özkan, Cumhurbaşkanlığı'nda yapılan Liderler Zirvesi'ne sunulduğu söylenen listeyi ele geçirip Kanal D Haberlerde yayınladı önceki gece. Özkan, oradaki isimlerden çoğu hakkında dosyalar dolusu bilgiye sahip. Ama Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında hiç de olumsuz düşünmüyor. Dün konuştum kendisiyle, söylediği su: "Fethullah Gülen adı bu listeye yakışmayan bir ad. Bunu diğerleri yakışıyor anlamında almamak gerekir. Ama Hocaefendi niye yer almış, neden almış bunu da bilmiyorum. Bu listede ismi gecen insanlarla hiç ilgisi yoktur. Bence de yok. Ama bu liste 59 kişilik bir liste. Bizim Erbakan'ın Çankaya'da dile getirdiği listeye bir ilave yapmamız söz konusu değil." doğrusu bu nokta biraz düşündürücü. Hem de çok düşündürücü. Hocaefendi gibi ülkeye ve millete, hatta bütün insanlığa büyük hizmetlerde bulunduğu dost ve düşman herkes tarafından kabul edilen bir şahsiyeti, böyle bir listeye sokmak hiç bir insani olcu ile bağdaşmıyor. Bence Tuncay Özkan'a bu listeyi yayınladığı için sitem etmek yerine belki teşekkür bile etmek gerekiyor. Çünkü o da Hocaefendi hakkında olumsuz bir kanaate sahip değil.Çünkü o da listede onun isminin yer almasını anlamsız buluyor.
Tuncay listeye ilave yapılmadığı gibi çıkarma da yapılmadığını iddia ediyor. Kanal D muhabirleri dun Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmüşler listedeki isimler konusunda. Tayyip Bey, listeyi yalanlamak yerine "Listedeki Fethullah Gülen, başka Fethullah Gülenedir" demiş.
İlginç doğrusu. Bu liste olayı gerçekten ilginç. Birileri hem de devletin zirvesinde gerçekten bulanık suda balık avlamaya çalışıyor, ama kim? Görüyor musunuz, 58 ile 59 arasındaki fark bazen ne kadar önemli olabiliyor. Birbirine benzetilen şeyler, aralarındaki fark küçük görülse de hiç de ayni değildir.
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu, çalışmalarını bütün hızıyla sürdürüyor. Susurluk Komisyonu'nun tarihe geçeceği kesin. Türkiye'de parlamenter sistemin zor günler yaşadığı bir dönemde Meclis'in gücünü gösteriyor. Muhatapları TBMM İçtüzüğü'ndeki, anayasadaki bir kısım kısıtlamaları ileri sürerek komisyonun sorgusundan kaçamıyor. Komisyon kimi çağırsa herkes "tıpış tıpış" gelip ifade veriyor. Fakat önceki gün bir komisyon üyesi su endişesini dile getirdi: "çok iyi, rahat rahat çalışıyoruz. hiç kimse bize karışmıyor, 'şöyle şöyle calisin' demiyor. Acaba bu durum ne kadar sürecek?"
Komisyon su ana kadar epey insani dinledi, epeyce belgeye vâkıf oldu. Peki su ana kadarki izlenim nedir? Komisyon üyeleri ne düşünüyor? küçük farklılıklar içerse de komisyonun bütün üyeleri su konularda neredeyse kesin kanaat sahibi:
Kurumlar arası çekişme: Bir defa kurumlar arası bir çekişme söz konusu. Yani devletin istihbarat birimleri arasındaki mücadele kavgaya dönüşmüş. Kanun "İstihbaratı MIT yapar" diyor ama Emniyet İstihbaratı da terörle mücadelede önemli mesafeler almış. MIT neredeyse bunun gerisinde kalmış. Bu bağlamda bir çekememezlik söz konusu. Mehmet Eymür ile Korkut Eken ayni gün dinleneceği halde önce Eymür geldi, bir gün sonrada Korkut Eken geldi komisyona. Çünkü Eymür'ün ne söyleyeceği önemliydi, onun ne söyleyeceği için. Bu tespit böyle yapılınca, komisyondan dışarıya bilgi sızması, sonra konuşanın önce konuşana göre tavır alabilmesine yol açabiliyor.
Türkiye'de polis-MIT kavgası yeni değil. İşte bir örnek: SHP'nin 1994 yılında Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Ankara'ya çağırdığı bir delege, toplantı salonunda polis istihbaratının dinleme aletlerini buldu. Olay polis ile MIT arasında bir skandala dönüştü. Oysa aynı toplantıyı MIT dinliyor ve kayıtlara geçiyordu, Polis de ayrıca dinleme gereği duymuştu, ama yakalanmıştı.
Rant Çekişmesi: Türkiye 'de 25 milyar dolarlık, uyuşturucu ve kara para rantı söz konusu. Simdi bunlar birer birer ortaya çıkıyor. Ortaya çıkmaya başladığı için bu işlerin içinde bulunan kişiler ve kurumlar sucu ötekilerin üzerine yıkmaya çalışıyor. Çünkü, olay gözden saklanamayacak kadar büyük boyutlarda.
Komisyon üyelerinin vurguladığı bir diğer nokta da su: Mevcut istihbarat ve emniyet birimlerinin başındaki insanların her birinin bir dünya görüşü var ve arkalarında o dünya görüşlerine paralel dış ülkeler var. Bu mücadele biraz da Türkiye üzerinde etki sahibi bazı güçlü ülkelerin mücadelesinin bir yansıması...
Bağlantılar 12 Eylül öncesine uzanıyor: Susurluk çerçevesinde ortaya çıkan Bağlantılar uzun yıllar öncesine uzanıyor. Türkiye'ye 12 Eylül ortamına da benzeri ittifaklar neticesi geldi. Hatta bazı üyeler daha da gerilere uzanıyor ve aslında biz "İttihat ve terakki geleneğinin günümüze kadar geldiğini ve yürütüldüğünü gözlemliyoruz" diyor. Susurluk Komisyonu, sistemi düzeni sorguluyor.
Komisyon üyeleri, Rahmetli Bedrettin Demirel Paşa'nın "İhtilal ortamının olgunlaşması beklendi" sözleri, Süleyman Demirel'in "12 Eylül günü akan kan 13 Eylül günü nasıl durdu?" sözlerini hep akıllarında tutarak görevlerini yapıyorlar. Hepsi de Meclis'in bu isi ortaya çıkarmazsa parlamenter sistemin yerini neyin alacağını bilerek çalışıyor. Bir de istekleri var, herkes kolaylık gösteriyor da, Genelkurmay neden gerçeklerin ortaya çıkarılması için yardımcı olmuyor? Bu konular hakkında bilgi sahibi değiliz diyor. Doğu Perinçek'e belge-bilgi verenler neden Meclis'e vermiyor? İşte bir başka ilginç nokta da bu.
- tarihinde hazırlandı.