Hakan Şükür Bir "Sempatik Adam"
Ardından ise dönemin medyası; televizyonuyla, gazetesiyle olayın üzerine oldukça çirkin diyebileceğimiz bir saldırı üslubuyla gitti. Zaten bu tür dönemlerde medyanın yaptığı taarruz kesinlikle belli sonuçların beklentisiyle gerçekleşir! Doğal olarak harekete geçen bazı mekanizmalar ise psikolojik bir taciz ile olayın üzerine gitti. Sonra ver elini DGM... Soru üstüne soru... Kim bilebilirdi ki bir 'sempati' lafının bazı bilinçleri bu kadar rahatsız edebileceğini. Aslında bu 'komik' kavramı daha sonra bütün ciddiyetiyle gündemde tutan DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel oldu... Hatta Yüksel işi o kadar abarttı ki, Şükür'ün talimat yoluyla İstanbul'da ifadesinin alınması imkanı varken Ankara'ya çağırdı. Böylelikle kamuoyu öğrendi ki ortada 'Sempatikizm' adında bir örgüt var ve bu örgüte mensup suçlular halk arasında dolaşıyor! Biz biliyoruz ki karıştığı haber konuları ve yaptığı yorumlarla medyanın değişmez isimlerinden olan sevgili savcının, dünyaca ünlü Hakan Şükür'ü sırf 'düşünme ve sevme' fiilini gerçekleştirdiği için ayağına çağırmasının manşetlere çıkmak derdi ile kesinlikle alakası yoktur. Hepsi reyting uğruna yapamayacağı olmayan medyanın suçu! "Bugüne kadar hiçbir mahkumiyet almayan, tek derdi ülkesine hizmet etmek olan bir insana nasıl sempati duyarsın?" sorusunun bu kadar gündem meşgul edeceğini Tanzanya'da olsak yadırgardık; ama Türkiye'de; hayır kesinlikle yadırgamıyoruz.
Ne olacak şimdi?..
Fethullah Gülen'in Türkiye'nin güzel günleri için yapılması gereken şeyleri anlattığı kitapları okuyan, doldurduğu kasetleri (hepsi yasal) dinleyen insanlar sakın ha bir yerde 'bu güzelliklere sempati duyuyoruz' demeli mi, yoksa dememeli mi? Ama sakın gözünüz korkmasın, sakın her şeye rağmen biz demokrat bir ülkeyiz... Fakat kendimize ait bir demokrasi anlayışımız var o kadar! Bu da garipsenecek bir şey değil. Tabii bunu, medeniyetin beşiği olduğunu düşünen Batılıların anlamasını beklemiyoruz. Hatta Avrupa Birliği'ne girmek için var gücümüzle çalışmamıza rağmen... Hakeza kamuoyu AB için kararlı gözüken Ankara'nın çabalarına inanır gibi oldu; ama Batılılar pek de inanmış gibi görünmüyor. AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen demedi mi 'yasa çıkartmak önemli değil, uygulamaya geçin de görelim' diye...
Haklılarmış gibi geliyor bize...
Hele bu 'sempati duydum' olayının ardından ülkesine hep hizmet etmiş, dünyanın kendi alanında tanınmış ender isimlerinden biri olan Hakan Şükür'ün DGM'de sorgulanmasını işitirlerse düşünün adamların nasıl haklı çıktık diye Kapıkule'nin önünde göbek atacaklarını...
Son olarak ülkemin (!) bütün sempatikleri veya sempatik olmayıp da sempatik olanları kıskananlar... Bir Garanti Bankası şubesine uğrayın, 12 Dev Adam'dan birinin gülen yüz maskesini alın ve suratınıza takın... Emin olun ki doğal halinizden çok daha fazla prim yapacaksınız.
- tarihinde hazırlandı.