Tuna Boyundaki Zümrüdü Anka

Hemen hepimizin ruh ve düşünce dünyasına az çok benzer şeyler ilham eden Tuna'nın hayat verdiği kültür şehri Viyana'dayız.

PHÖNIX (Zümrüdü Anka Kuşu) REALGYMNASIUM okulunun açılışı ve Kutlu Doğum Haftası etkinliğini yurt dışında izleme nedeni ile hafta sonu kaçtığımız Viyanada süprizlerle karşı karşıya kaldık.

Avusturya son dönemde Türkiye'nin AB üyeliğine karşı, birlik içinde olumsuz duruş sergileyen tavrın temsilcilerinden.

Bunun tarihi miras üzerinden okunabilecek karşılıkları olduğu kadar, daha güçlü bir karşılık aslında, AB hususundaki kafa karışıklığının, nasıl bir zeminde karıştırılarak bize takdim edildiğini anlatması bakımından çok önemli.

Avusturya AB fonlarından tarıma en fazla katkıyı alan ülke.

Meseleye bu açıdan bakınca AB üyesi olmuş, tarım ülkesi nosyonu her ülkeden fazla bir Türkiye'nin fonlardan alacağı para ile ilgili durumun, muhalefet sebebi olması ancak burada ve bilgi ile anlaşılabilecek bir durum.

Maalesef iş ülkemizde özgürlük alanlarının genişlemesi ve karanlık noktaların aydınlanması olunca, dikkatleri başka yöne çekip gündem değiştirmenin en iyi malzemesi AB oluyor.

Girelim ya da girmeyelim 3-5 milyon insanımız ile zaten var olduğumuz bir bünyeye, ne kadar kayıtsız kalabileceğimizin cevabı veya nasıl bir ilişki geliştirmemiz gerektiğine dair ulusalcı takıntılar dışında bizim muhaliflerin bir söylem ya da eylemi yok.

Son dönemde içine girdiğimiz çıkışı gőrűlen son tünelin, gurbetçiler nezdinde müthiş merakla takip edilen bir algısı var.

Gurbette çok zor şartlar altında garipliğin envai çeşidini,yıllarca zehir yudumlar gibi yudumlayan bu insanlar, anavatanlarında olup bitenler karşısında en az bizim kadar hassaslar.

Hemde son yıllara kadar kendilerini sadece ve sadece döviz makinesı olarak görmenin ötesinde başka bir misyonu olmamış devlet babanın soğuk yaklaşımına rağmen.

Bu yönü ile vatan anlayışını gurbette bu kadar canlı yaşayan başka insanlar varmıdır bilmiyorum?

Türkiye'den gelmiş biri olarak sordukları sorular, yaptıkları yorumlarla nasıl bir bilinç içinde olduklarını çok iyi anlattılar.

Ergenekondan e bildiriye, oradan Dolmabahçe görüşmesine, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı olmasından kapatma davasına geçen süreci çok yakından izlediklerini Hasan Cemal, Perihan Maden, Ahmet Altan, Şamil Tayyar, Tamer Korkmaz, Emre Aköz vb isimlere yaptıkları atıflardan anlamak hiç zor olmadı.

Anlaşılan o ki artık gurbetçiler, gurbetçi kelimesi içine sıkıştırılmayacak kadar bilinç,ufuk ve sosyal sorumluluk sahibi olmuşlar ve yaşadıkları çok kültürlü toplumda gurbetçi olmaktan öte, kendileri olarak var olmaya ve toplumsal konularda ortak çözümün parçası olmaya soyunmuşlar. Avrupa ya göç olgusunu kuşaklar üzerinden okuyan her sosyal bilimciden bilhassa 2. ve 3. kuşak ile ilgili duyduklarımız, hep içler acısı dram hikayeleri oldu.

Kendi olmayı başaramamış rehbersiz, sivil toplumdan yoksun insanların, zihin ve hayat kodları farklı toplumlar içindeki çaresizce savrulmaları farklı acıları yaşattı.

Geldiğimiz noktada farklı bir olgu var.

Acılar kadar, muştusu Zümrüdü Anka kuşunun kanatlarında şekillenen sevinçlerde yaşanmaya başlamış artık.

Küllerinden yeniden doğan bir medeniyet anlayışını, bu gün bilhassa gurbetçilerin yaşadığı her yerde görebilirsiniz.

Bir anlamda Sivil Toplum Medeniyeti olan AB ölçeğinde, devletten bağımsız olarak Anadolu insanının ortaya koyduğu Sivil Toplum dayanışması bu güne kadar hayal bile edemedikleri ufuklara taşımış onları.

Hemde Zümrüdü Anka kuşunun kanatlarında.

Avusturya ölçeğinde gurbetçi olmaktan çıkmış AB üyesi Anadolu insanı, herhangi bir bölünme korkusu yaşamadan kendini bölenin cehalet olduğunu anlayarak el ele vermiş, açtığı okulla geleceğe artık güvenle bakıyor.

Onlar için Kaf Dağının ardı kadar bilinmez ve korkutucu olan gelecek, Zümrüdü Anka kuşumuz PHÖNIX'in kanatlarında, barış ve huzur içinde kendimiz olarak başkaları ile birlikte yaşamanın habercisinden başka bir şey değil.

Avusturya ölçeğinde bu işi kotaran herkese ve bilhassa hayallerini gerçeklerimiz yapan Sayın Bahattin Çeki gibi proje liderlerine ülkemiz, insanımız, neslimiz ve geleceğimiz adına sonsuz teşekkürler.