Avrupa ve Türkiye'nin Neo-Mürtecileri
27 Nisan'da başlayan "askerî" süreç nasıl Türk "aydınlarının" ne kadar aydın olduğunu ortaya dökmeye devam ediyorsa, Batı'nın o ağzından hiç düşürmediği Türkiye'de demokrasinin güçlendirilmesi sloganına özde ne kadar itibar ettiğini de gözler önüne seriyor.
Bütün kötülüklerine rağmen bu tür süreçlerin demokrasi saflarının netleşmesi açısından ihmal edilemez faydaları var.
27 Nisan'dan bu yana namuslu Batılılar, askerî muhtıraya net bir tavır takındı. AK Parti muhafazakâr olduğu için değil ama AK Parti'nin hakkını teslim ettikleri için. Bu süreçte yıldızlaşan Avrupa Parlamentosu üyeleri Joost Lagendijk, Cem Özdemir, Andrew Duff, Graham Watson gibi isimler Türkiye'deki "aydınların" saldırısına uğruyor. Neymiş, demokrasi mücadelesi görüntüsü altında "şeriatçı" AK Parti'yi destekliyorlarmış. Böylece Sevres'e kestirmeden ulaşılacakmış!
Hürriyet'te yazan Özdemir İnce, gayet asabi bir şekilde Joost Lagendijk'i "beşinci kol ajanı" ilan etmiş. Sebebi de New York Times'a verdiği mülakatta laiklerin AB ile müzakereleri asla başaramayacağını söylemesiymiş. Genelkurmay'ın e-muhtırasında olduğu gibi İnce, sinirinden olsa gerek maddî hatalar yapmış yazısında. Lagendijk'i AB'nin "resmî görevlisi" ilan etmiş, Avrupa Parlamentosu milletvekili olduğunu es geçerek.
Cumhuriyet'te yazan; ama ismini anmaya değer bulmadığım bir "köşe aydını" da Cem Özdemir'in Fethullah Gülen'in müridi ilan ediyor. Yakın zamana kadar "soykırımcı", "Kürtçü" ve "Alevici" olan Özdemir, şimdi unvan listesine bir de Fethullahçılığı ekledi. Avrupa Parlamentosu'nda Gülen'in sözcülüğünü yapmakla itham edilen Özdemir'in suçu CHP'yi eleştirmek. O CHP ki Sosyalist Enternasyonal'in kallavi bir tokat atmak için 22 Temmuz seçim sonuçlarını beklediği, darbeye çanak tutan "sol" bir parti.
Hakikat şu ki, Türkiye'deki mürteci tanımı hızla değişiyor. 27 Nisan'ın en büyük faydalarından biri Türkiye'nin yeni mürtecilerinin tespit ve teşhisini hızlandırmış olması. "Avrupa'nın yeni mürtecileri" olarak isimlendirilen isimler, Türkiye'nin yeni mürtecilerinin saldırısına uğruyor. Kemalizm'i, Türkiye'yi evrensel değerlere daha da yakınlaştırdığı için hürmete layık gören Avrupalı aydınlar, Mustafa Kemal adına gericilik yapanları görünce şoke oluyorlar. Darbeyi savunmak, Kürt meselesini ağzına almamak, her türlü demokratik açılıma "Sevres gerçekleşiyor" diye tempo tutmak dünyanın neresinde "ilericilik" olarak savunulabilir?
27 Nisan, Türkiye'nin yeni mürtecilerini ortaya çıkarmıştır. 27 Nisan kendilerine Kemalist diyen Kemalizm istirmarcılarını deşifre etmiştir. Türkiye'nin artık "yeni mürtecilerini" tanıma vakti gelmiştir. Laiklik nasıl tekrar tanımlanmaya muhtaçsa, mürtecilik de yeni bir tarife ihtiyaç duymaktadır.
- tarihinde hazırlandı.