Bir Yumurtayla Ortalığı Ayağa Kaldıranlar ve Gülen Okulları

Türkiye'de standardı birileri belirliyor.

Bunların yaptıkları meşru, kendi dışındakilerin ki gayr-i meşru.

Eğer bunlar bir konuya eğilmişlerse kendi yaptıkları yasal, başkalarınınki yasa dışı.

Kendilerin yaptıkları her türlü övgüye değer, ötekilerinki tu kaka.

***

Fethullah Gülen cemaatine yakın işadamları, yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da eğitime önem veriyorlar.

Bu okulların başarısı konusunda kimsenin diyebileceği bir şey yok. Herkes bu konuda şapka çıkarmak durumunda kalıyor.

Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, Sudan'ın başkenti Hartum'da 5 yıl önce açılan Türk okulunun yeni binasının temel atma törenine katılıyor. Tüzmen, tören alanına gittiğinde, elinde Türk bayraklı çocuklar coşkulu bir karşılama yapıyor.

Törenden sona bir gazeteci, Bakan Tüzmen'e "Okulun sahibinin Fethullah Gülen" olduğunu hatırlatıyor. Bakan'a bunu bilip bilmediğini soruyor.

Kürşat Tüzmen, Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanına yakışır bir cevabı veriyor. "Türk yatırımı neredeyse temelini atar, bitirince açılışını yaparım, sorunları varsa çözerim" diyor.

400 öğrencinin eğitim gördüğü Türk okulunda, yeni binanın hizmete girmesiyle öğrenci sayısı 1200'e çıkacak.

Fethullah Gülen cemaatine yakın işadamlarının dünyanın 100 dolayında ülkede 500 kadar okulu bulunuyor.

Gözündeki at gözlüğünü çıkarıp, insafla bakan herkes, bu okullarda nasıl eğitim verildiğini görür.

Ben yurt dışındaki okulların hiç birini görmedim. Ama oradan mezun olanların neler başardıklarına çok şahit oldum.

Hazırladığım ekonomi programı dolayısıyla sık seyahat etmek durumunda kalıyorum. Geçtiğimiz yıl ortalarında Kazakistan'a gittim. İstanbul'dan Almatı'ya uçuş süresi yaklaşık 5,5 saat. Uçakta daha önceden tanıştığım bir işadamı da vardı. Kazakistan'da 300 milyon dolarlık yatırımı var idi. Uzun süre sohbet etme imkanı oldu.

Başkent Astana'da bir açılış, bir de temel atma törenine katıldım. Başkanlık Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Nazarbayev ile röportaj yapma fırsatım oldu.

Astana Havaalanı'ndan itibaren bize refakat eden iki Kazak genci oldu. Otele vardığımızda yeni gençlerle tanıştık.

Hepsi gayet düzgün Türkçe konuşabiliyordu. Üniversiteyi bir-iki yıl önce bitirmiş, çalışma hayatına atılmış insanlardı.

Hemen hepsi de kendi dillerinin dışında, Türkçe'yi, İngilizce'yi ve Rusça'yı gayet iyi biliyordu. Çalıştıkları şirketlerin belkemiği durumundaydı.

Nazarbayev'in Muhafız Birliği'nin (Bizdeki Muhafız Alayı'nın karşılığı) komutanlarından birisi ile de tanışmıştım. O da Türkiye Türkçesi'ni gayet iyi biliyordu.

Bu saydığım isimlerin hemen hepsi ile sohbet ettiğimde bu kadar düzgün Türkçe'yi nasıl öğrendiklerini sordum. Hepsinin tek bir ortak cevabı vardı:

"Ben Türk okullarından mezun oldum."

Programlarımız birbirinden bağımsız idi, ama yukarda sözünü ettiğim işadamı ile dönüşte de aynı uçakta olduk.

Sosyal demokrat kimliğiyle tanınan bir işadamı idi. Sohbet ederken, Kazak gençlerinden söz açıldı. Ben, oradaki Türk işadamları için bu kişilerin büyük nimet olduğunu söyledim.

Sosyal demokrat işadamının söylediklerini, kendi ifadeleriyle aynen aktarmak istiyorum:

"Bu adam var ya. Eğer bu adamın okulları, oralardan mezun olanlar olmasaydı, bizim buralarda bu kadar büyük yatırımlara imza atmamız kolay olmazdı."

***

Fethullah Gülen'i, ya da cemaatini sevip sevmemek ayrı bir şey. Ama eğitim alanında dünya çapında yapılanların yansımaları, daha yeni yeni ortaya çıkmaya başladı.

Bu okullardan mezun olanlar, yakında kendi ülkelerinin yönetimlerinde yer alacaklar. Her biri Türkiye'yi tanıyan, bilen... Dahası Türkiye'ye sevgi besleyen...

Bütün dünyada, Türkiye lehine yapılan en büyük lobi çalışması.

Fethullah Gülen ve cemaatinin yaptığı başka hiçbir şey olmasa bile, yurt dışındaki okulları aracılığıyla Türkiye lehine oluşturduğu lobi çalışmaları yeterli.

Kimi bir yumurta çıkarıp tavuk gibi mahalleyi ayağa kaldırır, Fethullah Gülen vizyonu da dünyanın dört bir yanında sessiz sedasız Türkiye'nin geleceğine yatırım yapar.