"İnancın Gölgesinde" Kitabına Takriz

İrfan sahibi birinin çalışmalarının basında yer almaya başlaması gün doğumuna benzer. Okuyucu merak ve hayranlıkla onu seyreder. Güneşin ilk ışıkları zümrüt gibi çiğ damlalarını aydınlattığında da böyle olur, daha sonra insanoğlu büyük bir arzu ile derin bir nefes alır; dinçliğini, gücünü ve inancını tazeler. Evet, insanoğlu bilhassa Allah'ın bağışlayıcılığına olan inancını, hem sabahın tazeliğinde yeniler hem de Kâinatın Sahibi'ne, her şeyi bağışlayan Allah'a ruhunu açarak o irfan sahibinin güzel çalışmalarında tecessüm eden O'nun iradesini ve takdirini anlamaya çalışır.

Yirmi birinci yüzyılın Mevlâna'sı, düşünür ve ilâhiyatçısı Fethullah Gülen'in her yeni çalışması, onu tanıyan ve takip edenler arasında heyecanla karşılanır. Sadece seçilmiş olanlara bahşedilen gerçek bilgeliğin özünde insanlığı aydınlatmak vardır. Günümüzün mânâ sultanı, saygıdeğer Fethullah Gülen'in fikirlerindeki bu bilgelik ve iyilik, onu dinlemek ve tek Yaratan'a inanmak isteyen herkesi aydınlatmaktadır. Yaratıcı'yı tanıtmak için kaleme alınan bu eserler bir güneş gibi dünyamızı aydınlatmakta ve bütün insanlığa hitap etmektedir. F. Gülen'in çalışmaları sadece mukaddes kitap Kur'ân'a inananların değil, tek bir Yaratan'a inanan herkesin ilgisini çekmekte, geniş bir kültür çevresince de beklenmekte ve arzu edilmektedir. Rusça konuşulan ülkelerdeki Müslümanlarla barış ve diyaloga endişeyle yaklaşanlar, hattâ İslâm'a peşin hükümle bakıp onlara karşı şiddet kullanmayı öngörenler bile bu kitaplardaki hoşgörü ve güzellikler karşısında kendilerini tekrar sorgulama ihtiyacı hissetmektedirler.

F. Gülen'in "İnancın Gölgesinde" adlı kitabındaki coşkunun gücü, yeryüzünde yaşayan bütün insanların çektikleri ıstıraplara tercüman olması bakımından benzeri yazarlardan farklılık arz etmektedir. Muhterem F. Gülen'in 'hakikat balını paylaşmanın Allah'ın emri olduğu' konusundaki inancı, bütün kitaba işlenmiş temel bir düşüncedir. Bu düşünceyi anlamak ise, başlı başına bir nimettir.

Kalınlığına rağmen (yaklaşık 400 sayfa) "İnancın Gölgesinde" bir solukta okunabilmekte ve istisnai şekilde derli toplu, tamamlanmış ve kendi içinde yeterli bir eser intibaı uyandırmaktadır. Hiç de azımsanmayacak sayıdaki kitabın yazarı ve daha da önemlisi, inanan bir insan olarak ben böyle bir çalışmanın ancak aklın ve kalbin bütünlüğü içerisinde ortaya konulabileceğini biliyorum. Ruhumuz da bütün her şeyimiz gibi Hak Teâlâ'ya aittir. F. Gülen'in kitabının başarısı da buradan kaynaklanmaktadır.

Kitap altı bölümden müteşekkildir. Yazar bir bölümden öbürüne inancın aksiyoner, derunî mantığıyla geçmektedir. Fethullah Gülen, eserinde kavram ve düşünce dünyasını takdim ederken hem Müslümanların hem de diğer dinlerden olanların kavrayabilecekleri ruhun temel dinamiklerinden hareketle yola çıkmakta, böylece, kilise ve camilerdeki genel yaklaşımların dışında farklı bir anlayışı öne çıkarmaktadır.

Rusya Tabiî Bilimler Akademisi'nin bir üyesi olarak defalarca Rus, Türk ve diğer ülkelerin basınında Allah inancındaki 'sezgiye dayalı bilginin' tesirini (veya üstünlüğünü) materyalist, mekanik ve sınırlı bir anlama metoduna karşılık savundum. Herhangi bir dine inanan okuyucu, F. Gülen'in kitabının ikinci ve üçüncü bölümlerinde Hak Teâlâ'nın birliğini ve O'nun iradesi olmaksızın 'var olamayan' bütün maddî unsurların ancak ikinci derecede önem arz ettiğine dair tevhid anlayışını derli toplu ve inandırıcı bir biçimde bulacaktır. Aslında, benim hocalarım olan V. İ. Vernadskiy, İ. P. Pavlov ve D. İ. Mendeleyev de kâinatın yaratıldığına inanıyorlardı.

Bu yazıda F. Gülen tarafından ele alınan temel konular (meselâ, kâinattaki ve günlük hayattaki sebep-netice münasebeti -şartlı determinizm- veya tabiatın kendi kendine mi oluştuğu, yoksa bir Yaratıcı tarafından mı yaratıldığı gibi konular) kesinlikle anlaşılır bir şekilde ortaya konulmuştur. Kitabın başından itibaren en geniş okuyucu kitlesine hitap edecek tarzda olması ve konuların ortaya konmasındaki sâdelik, başka kitaplarda sık sık görülen hatalara düşülmediğini, sâdelik ve basitliğin 'ilkellik' mânâsına gelmediğini göstermektedir. Düşünen insanın, yani 'akıllı insanın' F. Gülen'in kitabı vasıtasıyla inanan insanı algıladığını belirtmek gerekiyor. Hristiyan bir bilim adamı olarak bence bu düşünce ve takdim tarzı, çeşitli medeniyetlere ait insanları birleştiren ahlâkî temellere sahip çok yerinde bir yaklaşımı göstermektedir.

Ahlâkî ve mânevî temel dinamiklerin gücü, F. Gülen'in bu harikulade çalışmasının ilk sayfasından son sayfasına kadar görülmektedir. Özünde yazar, geniş okuyucu kitlesine, ahlâkın, hak ve adaletin, günlük hayatın normlarının ve içtimaî nizamın önceliklerinin kâinattaki senfoniyle iç içe kaynaştırıldığı İslâm'ın değerler dünyasını açmaktadır. Bununla birlikte F. Gülen İslâm inancının değerlerini ve günlük hayatın pratiğini, İslâm'ı yalandan sevenlerin kullandıkları politik dalaverecilikten ve spekülasyonlardan haklı olarak arındırmaktadır. Bununla birlikte, Müslüman olmayan okuyuculara da iyiliği, namuslu ve doğru olma gibi yüce idealleri kavrama ve öğrenme yolunda benzersiz bir seyahat imkânı sunmaktadır. İslâm dünyasında sosyal eşitlik, yardım beklemenin ve yardım almanın haklılığı gibi keskin konular samimi olarak ele alınmıştır. F. Gülen şöyle yazıyor: "İnsanları maddî olarak eşit kılmak sadece imkânsız değil, aynı zamanda yararsızdır da." Ey okuyucu, bir düşünün, bu sözlerdeki sâde ifade, acı çeken yürekleri şefkat yüklü merhemiyle nasıl da iyileştirmektedir! Bizler uzun zamandır yüksek sesle yapılan eşitlik, adalet, paylaşmak.. gibi çağrıları duyuyoruz. Bütün bunlar ne getirdi? Maalesef neticeler ortada ve acı dolu!

F. Gülen samimi olmayan ve Güneş'in Dünya'nın etrafında döndüğü gibisinden gerçekleşemez sloganlar ileri sürmüyor. Onun gücü, hükümlerinin yatıştırıcı saflığından, barışı sağlama çağrısından ve herkesin yüreğinde itminana vesile olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü hepimiz Yaratan'ın karşısına tek başımıza çıkacağız ve O bizi, hep birlikteki haykırışlarımızdan dolayı değil, yaptığımız işlerden dolayı yargılayacaktır.

Bilindiği gibi, kim ki niyetlerinde ve amellerinde Hak Teâlâ'nın iradesine uyarsa, o meleklerle aynı sırada olacaktır. F. Gülen'in kitabı iyiyi ve kötüyü, meleklerin, ruhların, cinlerin vs. varlıkların özel dünyalarını İslâm inancı açısından derinlemesine ele almakta, mekân-zaman kavramlarını modern fizik ve metafizik açıdan da değerlendirmektedir. Bütün bu bilgilerin kaynakları Kur'ân'a ve hadîslere dayanmakta olup, bu da Hz. Muhammed Peygamberin (sas) kişiliğinin ve amelinin önemini değerlendirmek için ayrıca bir imkân sağlamaktadır.

Rus okuyucular son peygamber Hz. Muhammed'in (sas) yeryüzünde vesile olduğu müthiş inkılâbı, insanlığa getirdiği güzellikleri anlamak ve değerlendirmek için mükemmel bir imkâna kavuşmuştur (dördüncü bölüm). Kitapta, Hz. Muhammed'in (sas) risâlet vazifesiyle gerçekleştirdiği büyük inkılâbın ve bunun insanlık âleminde vesile olduğu iyiliklerin tumturaklı ifadeler kullanılmaksızın takdim edildiği kanaatindeyim.

Nihayetinde, İslâm dünyasının dışından olan fakat kâinatın ve bilginin bütünlüğüne inanan okuyucular, O'nun doğrudan Kelâmı olan Kur'ân'ın önemini anlayacak, Müslümanlar ise onaylayacaktır. İlim adamı ve hayatı iyi anlamış bir mürşit olan Fethullah Gülen Hoca hepimize faydalı bir tefekkür için temel bir eser hazırlamıştır. Biz okuyucuları da yazara en içten şükranlarımızı sunuyoruz!

Vitalii İvanaoviç Şeremet, Tarih Bilimi Doktoru, Rusya Tabiî Bilimler Akademisi Akademisyeni, Uluslararası Doğa ve Toplum Bilimleri Akademisi Akademisyeni Moskova

Pin It
  • tarihinde hazırlandı.
Telif Hakkı © 2025 Fethullah Gülen Web Sitesi. Blue Dome Press. Bu sitedeki materyallerin her hakkı mahfuzdur.
fgulen.com, Fethullah Gülen Hocaefendi'nin resmî sitesidir.