Hizmet için hep zafer

Allah (c.c.), 17 Aralık’ta başlayan süreçte Hizmet Hareketi’ne kendi çizgisinde zafer üstüne zafer kazandırıyor:

1. Hizmet Hareketi, bir zaman Demirelci, bir zaman Özalcı, bir zaman Erdoğancı olmakla suçlanırdı. Oysa Hizmet Hareketi, seçimlerdeki tavrıyla bütün partilere eşit mesafede olup, her zaman hak, hakikat, kendi çizgisi ve ülke yararı adına doğru bulduğu pozisyonu aldığını göstermiş; yine, daima iktidar partisini tuttuğu suçlamalarına maruz kalan Hareket, böyle olmadığını, parti taraftarlığından uzak bulunduğunu ortaya koymuştur.

2. Hizmet Hareketi, genellikle sağ-muhafazakâr tabana yayılıyor, sol tabanla olması gereken münasebeti kuramıyordu. Cenab-ı Allah (c.c.), bu defa sol tabana, Hizmet Hareketi’nin insanları kesinlikle siyaset temelinde değerlendirmediğini gösterdi ve Hareket’e şimdiye kadar tam açılamadığı sol tabana açılma, sağ-muhafazakâr tabanda da bilhassa son senelerde kendisine kısmen mesafeli duran ANAP-DYP-MHP’li kesimlerle daha sıcak münasebetler kurabilme imkânı verdi. AKP tabanı da, bugün içlerinde particilik faktörüyle mesafe koyanlar bulunsa da, sonunda yine kaçınılmaz olarak Hizmet’e el verecek, çocuklarını yine güven ve itimatla Hizmet Hareketi’ne teslim edecektir.

3. Hizmet Hareketi, siyasî hedefleri olmakla suçlanıyor ve Türkiye’deki bazı kesimler bu korkuyu pompaladıkları gibi, Hareket’i yurtdışında şikâyet ediyorlardı. AKP hükümeti, bugün bu suçlamalara ve şikâyetlere dünya çapında bütün gücüyle sarılma “şeref”ini kimseye bırakmıyor. Fakat siyasî bir hedefi varsa bunu AKP saflarında daha rahat gerçekleştirme yolu izleyebilecek bir Hareket’in hak, hakikat ve dürüstlük adına AKP’ye karşı durabilmesi ve seçimlerde güçlü bir siyasî etkisinin olmadığı gibi bir neticenin çıkması, Hareket’i bu suçlamalardan da beraet ettirmiş bulunuyor.

4. Hocaefendi’nin sık sık ikaz buyurduğu ve ihlâsa kesinlikle mâni “Cemaat” ve “Biz gururu”, Hizmet içinde bazılarına yol bulmuş olabilirdi. Söz konusu süreç, bu gurur ve aldanışı da inşaallah izale etmiştir.

5. Hizmet Hareketi içinde bazıları mevcut iktidarla bir “gül devri” yaşanabileceği zehabına kapılmış, siyasetten beklentilere girmişlerdi. Mevcut süreç, bu zan ve beklentileri de inşaallah gidermiştir.

6. İslâm, özellikle son yıllarda terör suçlamalarıyla büyük yaralar almıştı; İslâm dünyasının perişan hali ve bu dünyadaki özellikle siyasî-İslâmî hareketlerin yanlışları, hem Müslüman kitlelere yılgınlık ve ümitsizlik yaşatıyor, hem de İslâm’ın imajını kararttıkça karartıyordu. Türkiye’de İslâmcı kökenli güçlü bir iktidarın onca yolsuzluk, rüşvet, ihtikâr ve ihtilâs gibi savcılık iddiasına girmiş ve bilhassa İslâm ile asla bağdaşmayacak suçlarına, hukuksuz-kanunsuz uygulamalarına karşı Müslüman kesimler içinde en güçlü itirazı Hizmet Hareketi’nin yapması, hem Türkiye içinde, hem dışarıda bu suçların İslâm’a mal edilmesinin ve İslâm’ın imajının bir yara daha almasının önüne güçlü bir set çekti ve Hareket, bilhassa dışarıda kendi prestij ve güvenirliğini de arttırdı. Bugün bilhassa “meşrep” ve “menfaat” mülâhazalarıyla iktidarın yanında duran Müslüman cemaatler yarın bu tavırlarından çok utanıp pişman olacak ve kitleler, daha bir itimat ve güvenle Hizmet Hareketi’ne yönelecektir.

7. İktidar, seçimleri kazanmış olmanın hızıyla bilhassa Hizmet’e karşı zulüm üstüne zulüm işlemeye devam edecek görünüyor ve bu da, onları mukadder sonlarına daha hızla ve şiddetle yaklaştıracaktır.

Evet, Kur’ân buyuruyor: “Olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız da o şey hakkınızda hayırlıdır; bir şeyi seversiniz ama, o şey ise hakkınızda şerlidir. Allah bilir, siz bilmezsiniz.” (2, 216)