Başbakan'a hakaretler savrulan 'mail'e sarılmak...

Havuz medyası saplantı halinde sabah akşam “paralel” iftiralar yayınlıyor.

Yalanlarına dürüst insanların hayalleri bile yetişemez...

Havuz medyasının bir merkezden çıktığı belli olan, 5 aydır aralıksız süren iftiralarında şüphesiz siyasilerin ağır söylemlerinin rolü var.

Sürekli Camia’ya operasyon yapacaklarını ve “inlerine gireceklerini” söyledikleri için, havuz medyası da maksatlı ve yalan haberleriyle aklınca malzeme üretiyor.

Siyasilerin iddiaları bir delile dayanmadığı gibi havuz medyasının yalan haberleri de gerçek dışı.

Algı operasyonlarıyla Camia’yı zan altında bırakmak ve kamuoyunda yıpratmak için “itibar suikastı” yapıyorlar.

Israrla dile getirilen yalan iddialarla Camia’nın dostlarını korkutmak, soruşturma ve operasyon iddialarıyla da sevenlerini sindirmek istiyorlar.

28 Şubat darbesinin “psikolojik harekât” haberlerinden hiçbir farkı yok.

28 Şubat’ın kasetçileri gibi...

Bu tarz yayınların 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmalarının ardından gelmesi rastlantı değil tabii.

Yolsuzluk iddiaları gündemden düşürülmeye, yargı süreçleri itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.

Mevcut soruşturmaları savsaklamak ve yenilerinin açılmasını önlemek için bugüne kadar 15 binden fazla bürokratın görev yeri değiştirildiği halde, suçlu olduğu ispatlanan tek bir isim bile yok.

Hukukun bu kadar ayaklar altına alındığı ve devlet ciddiyetinden bu kadar uzaklaşıldığı dönemler, sadece darbe günlerinde olmuştur.

Önceki akşam bir televizyon kanalında dile getirilen komik iddialar ve delil olarak öne sürülen Hocaefendi’nin eski sohbetlerinden montajlanmış görüntülere bakın.

Programı yönetenlerin ne kadar komik ve aciz duruma düştüklerine şahit olacaksınız...

28 Şubat’ta “kaset operasyonu” yapanlar acemice taklit edilerek, kendilerince “delil” ve “zan” üretmeye çalışmışlar.

Suç duyurusu Başbakan’a...

Benzer bir durum Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında Ankara’da açılan soruşturmada da karşımıza çıkıyor.

Camia’ya yönelik adli sürecin başladığına delil olarak gösterilen, Gülen’in ABD’den iadesi için gerekçe gösterilen “soruşturma”, meğerse savcılığın inceleme başlattığı bir “şikâyet maili”nden ibaretmiş.

Dahası Gülen’e inceleme başlatılan elektronik postada Başbakan’a açıkça “Hasta Ruh ve Zihin Sahibi Recep Tayyip Erdoğan ve Yapılanmasının Bertaraf Edilmesi” ifadeleriyle hakaretler ediliyor.

Suç duyurusu da esas itibarıyla Gülen hakkında değil bizzat “Başbakan ve Yapılanması” hakkında...

Hakaretler ve acizlik...

İhbar mailini atan şahsın birkaç satırlık elektronik postasında “satılık, hain, korkak, dalkavuk, aşağılık, alçak, hırsız, sapık, şizofren, yobaz, cahil, şerefsiz” gibi onlarca çirkin hakaret sözcüğü de yer alıyor.

Suçlama olarak hiçbir husus sunulmuyor.

Başbakan’a hakaretler edilen bir mailden medet ummak, esas itibarıyla Başbakan’ın yakın çevresine yönelik suçlamalar yöneltilen bir maili Camia hedefmiş gibi sunmak, tam bir acizlik göstergesi.

Tek amaçları insanlığa sevgi ve barışı ulaştırmak olan insanları yalan ve iftiralarla hedef göstermek, içlerindeki kin ve hasedi bu yolla dışa vurmak, asıl havuz medyasının itibarına darbe vuruyor.

28 Şubat’ın gözde meslektaşlarına baksınlar, umarım çok geç olmadan hatalarının farkına varırlar...