Cemaatin dokunulmadık bir yeri kaldı mı?
Ahmet Şık'ın tutuklu yargılanmalarının üzerinden tam bir yıl geçti.
Çok kısa bir şekilde hatırlayalım o olayı;
3 Mart 2011 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında yapılan bir operasyonda gözaltına alınmış ardından da tutuklanmıştı. Tutuklananlar arasında Prof. Dr. Yalçın Küçük, Nedim Şener, Oda TV koordinatörü Doğan Yurdakul, Oda TV Ankara temsilcisi Mümtaz İdil de vardı.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Ahmet Şık'ın evinde yapmış olduğu arama sonucunda elde ettiği 'kitap taslağına' 'Ergenekon silahlı terör örgütünün amacına hizmet etmek ve adil yargılamayı etkileme' gerekçesiyle el konulmasına karar verdi.
"Ahmet Şık'ın kitap taslağı, Ergenekon davasını etkisizleştirmeyi ve değersizleştirmeyi amaçlamaktadır" denilerek kitabın yazarı olduğu iddia edilen kişi tutuklandı. İddia edilen diyorum çünkü OdaTV tarafından organize edilerek yazdırıldığına dair bir takım deliller vardı.
O kitabın adı 'İmamın Ordusu' idi. Fethullah Gülen ve Hizmet Hareketinden bahsediyordu. Kitabın içeriği hiç yabancı değildi. Bugüne kadar pek çok kitap bu üslup ve ifadeler ile yazılmıştı. Bildik iftiralardı, yeni bir iftira yoktu.
İşte 'dokunan yanıyor' cümlesi Ahmet Şık tarafından tutuklandığı an söylenmişti.
Ahmet Şık'ı tanımam, ama güvendiğim ortak dostlarımız var. Sayın Şık'ın Ergenekon gibi bir örgütten haberdar olmadığını, OdaTV tarafından kullanılmış olabileceğini hep düşünmüşümdür. Gönlümden geçen Sayın Şık'ın tutuksuz yargılanmasıdır.
Tutuklandığında söylediği o cümleye zannediyorum inanıyordu. O kitabın içeriğinden dolayı tutuklandığını zannediyordu. Ama bu cümle kısa zamanda yanacak olanların, suçluların ön almak için kullandıkları bir cümle haline geldi.
Bütün propaganda bu cümle üzerine kurgulandı. Halkı buna inandırmaya çalıştılar. Öyle bir yaygara kopardılar ki zannedersiniz gerçekten cemaat aleyhine yazı, kitap yazanlar yanıyor. Utanmadan bu yalanı söyleyebildiler.
Ahmet Şık tutuklandığında 'eyvah bunu birileri hemen kullanacak' diye düşünmüştüm. Tutuklayanların umarım ellerinde sağlam gerekçeler vardır, yoksa 'cemaati' zor duruma düşürmek için ideal bir tutuklamaydı bu çünkü.
Cemaatin emniyeti ele geçirdiği mesnetsiz iddia ve iftiraları temel yapılarak cemaat tutuklattı demek Gülen hareketine gönül vermiş insanları ahmaklar topluluğu olarak görmek demekti.
Gelelim dokunan yanar cümlesine.
Ben kendimi bildim bileli bu cemaate dokunulur. Adeta milli spor haline gelmiştir bu dokunma. Son zamanlarda İslami hassasiyetleri olan medya da bile bazı kalemler dokunmanın cazibesine kapılmışlardır.
Bu hareket hakkında söylenmedik hiçbir şey kalmamıştır. Şeriatçı, Turancı, devleti ele geçirmek istiyor, Sayın Gülen gizli Kardinal, misyoner işbirlikçisi, ABD uşağı, Siyonist, yeşil kuşak taşeronu, hükümeti devirmeyi amaçlıyorlar, MİT'i ele geçirmek istiyorlar.... bunlardan sadece birkaçı.
Hukuk önünde hadi ispatlayın bu iddialarınızı dediğinizde hep bir ağızdan 'ben böyle inanıyorum' cümlesini duyarsınız.
Sizler için bir kalemde cemaate dokunmak amaçlı hazırlanmış kitapları topladım. Bu kitapları yazanların hiç birine dokunulmadı ve yanmadılar. Üstelik Fethullah Gülen adının reyting cazibesi ile iyi de para kazandılar. İşte sizlere bunlardan sadece bir kısmı;
Ergun Poyraz'ın 'Kanla Abdest Alanlar' (2007), Zübeyir Kandıra'nın 'Cemaatin Copları' (2010), Serdar Öztürk'ün 'AKP ve Gülen'i Kurtarma Planı-Made in CIA) (2011), Ahmet Akgül'ün 'Küresel Fesatçılık ve Fethullahçılık' (2010) ve Eren Erdem'in 'Nurjuvazi' (2011) Hikmet Çetinkaya'nın "Kuzu Postunda Kurt Türkiye'de Tarikatların ve Cemaatlerin Örgütlü Siyasi Gücü, Fethullah Hoca'nın Önlenemeyen Yükselişi (1996); Fethullah Gülen'in 40 yıllık Serüveni 1 (2004); Fethullah Gülen'in 40 yıllık Serüveni 2-Yol Arkadaşı Nurettin Veren Anlatıyor (2005); Fethullahçı Gladyo (2008); Amerikan Mızıkacıları (2009)
Günlük köşe yazarlarını buraya eklemiyorum.
Dokunan yanıyor diyenlerin bütün bu örnekleri bilmemeleri imkânsız. Bildikleri halde hala 'dokunan yanıyor, ay çok korkuyorum onun için yazamıyorum, hükümet emniyeti cemaatten temizledi de artık rahatça dokunabileceğiz' diyenlere sadece gülüyorum.
Söyler misiniz Allah aşkına 'cemaatin' dokunulmadık neresi kaldı ki?
- tarihinde hazırlandı.