Şeffaflık, algı, paranoya vs.

Son Fenerbahçe kongresinde yapılan birkaç konuşma, bu ülkede yapılmaya çalışılan provokasyonun nisbî olarak tuttuğunu göstermesi açısından bazılarının hoşuna gitmiş olacak ki, bu damar üzerine bir süre daha çalışacaklar gibime geliyor.

Çok fanatik bir Fenerbahçeli dostum var. Şike dedikodularının konuşulmaya başlandığı günlerden bu yana duruşunu hiç değiştirmedi. Söylenenlere bazı zamanlar hak verir gibi olsa da başından beri 'Fenerbahçe'nin kurban edildiği'ni söyledi. Bir süre sonra, oluşan bu mağduriyetin sorumlularını aramaya başlamış olacak ki, son bir yıldır her görüşmemizde farklı bir sorumlu anlattı bana. Şampiyonun belli olduğu maçtan sonraki görüşmemizde ise onun çok enteresan bir mantık örgüsünü makul bulduğunu gördüm.

Benim son yazım üzerine ise bir görüşme daha yaptık. Size bu konuşmanın genel hatlarıyla içeriğini aktarmak isterim. Şöyle dedi dostum: 'Ne yani son maça bakınca, söylenenlerde hiç mi haklılık payı bulmuyorsun?'

'Söylenenler' dediği bazı kesimlerin F. Bahçe'nin yaşadığı sıkıntının sorumlusu olarak Cemaat'i göstermesini kastediyordu. Şöyle bir mantık yürütüyordu sanırım: Cemaat, Ergenekon davalarında açıkça tavır aldı ve demokrasiden yana olduğunu her fırsatta dile getirdi. Yıllardan beri oluşturulan vesayet ve karanlık düzenin yıkılmasında taraf olmak, onları hakim ve savcılarla aynı tarafa koydu. Eh buna bir de emniyeti ekleyince bu algı iyice güçlendi. Zaten Ergenekon kesimi de hemen harekete geçip, emniyetin Cemaat eline geçtiği yaygarasını da o dönem koparmıştı.

'Bunu nereden çıkardın?' diye sorduğumda, 'Polisin tavrını görmedin mi?' diye sordu bana. 'Tamam da, polis diyorsun, olayları çıkaran cemaat miydi? Bunu mu demek istiyorsun?' dediğimde net bir cevap veremedi. Bu konuda atıp tutan, kalem oynatan herkesin içine girdiği tuhaf bir suskunluk krizinden sonra devam etti: Tamam, elle tutulur bir belge ya da bilgi yok.

Şunu sordum: 'Bugüne kadar cemaatten herhangi birinin kulüp yönetimine, teknik kadroya, takıma ya da F. Bahçe ile ilgili bir yere talip olduğunu, kayıt olduğunu, aktif rol aldığını gördün ya da işittin mi?' Cevabı elbette 'Hayır' oldu.

Eh, nasıl bir ele geçirme planıydı ki bu?

'Ama F. Bahçe'ye bir oyun oynanıyor' dedi. 'Eyvallah da, bunu kimin yaptığı hakkında bir fikrin var mı?' diye sorduğumda oluşturulmaya çalışılan algıdan bahsetti. Kolayına gidiyordu bunu yapmak. Sonra ikinci argümanı geldi, 'Allah aşkına söyle, bu tür kirli işleri yapmayan kulüp var mı?' Bu da doğru bir tespitti ama cemaat bunun neresindeydi?

Sonrası daha ilginç oldu ve beylik lafı etti, 'Cemaat şeffaf olmadığı için bunlar oluyor!' Güldüm tabii, bir vaizin kürsüden yaptığı çağrıyla başlatılan bir hareketin, her kademesinde halktan birilerinin olduğu, hizmet edenlerin hepsinin bu milletin evlatlarının olduğu ve her kademesi halk tarafından bilinen bir camianın şeffaf olmadığını söylemek komik ötesi bir durumdu. Esas kimlerin şeffaf olmadığı konusunda kısa bir konuşma yaptık. Misal, can siperâne Ergenekon'u savunan birtakım isimlerin şeffaflığı konusunda bir soru sordum ve 'falanca kişiyi ne kadar tanıyorsun misal?' diye. Durdu.

Şurası kesin; Ergenekon muvazzafı medya leşkerleri, olanı değil, olmasını arzu ettiklerini anlatıyor ve bunu 'gazetecilikmiş' gibi sunmayı deniyorlar. Esasen bu, bir algı oluşturma çabası ve ne yazık ki böylesi paranoyalara teşne -giderek azalmakla beraber- bir kitle bulmasını amaçlıyor. Dahası bir suçlamada bulunuyor ve bunu kanıtlamak yerine 'Cemaat buna cevap versin' diyorlar. Onlar da çok iyi biliyor ki, olmayan bir gerçeğe verilen hiçbir cevap yeterli görülmeyecek ve 'bakın, bir şey olmasa niye savunsunlar' diyecekler. Çoğu zaman provokasyon boyutuna ulaşan bu çabayı kınamayı bırakın, en ufak eleştiriyi bile 'hedef gösteriliyoruz' vaveylasıyla da bastırmayı denemeyi de genel karakteristiğe dönüştürmüş durumdalar.

Mevcut paranoya işlerini kolaylaştırıyor açıkçası. Bu konuda, aklıselim insanların, yani hem Fenerbahçe taraftarı, hem olan bitenin gösterilmek istenilen gibi olmadığını idrak eden kitlenin sessizliği bu kesimin ekmeğine bir nevi yağ sürüyor. Bir şeffaflık sorunu varsa, bu tür tartışmaları her fırsatta provoke edip, paranoyaya dönüştürmeye çabalayan kitlede var gibi geliyor bana!