Acaba, Gülen Hoca dönmek ister mi?

Başbakan, yıllardan beri Amerika’da yaşayan Fetullah Gülen Hoca’yı “Hasret bitsin artık” diye ülkeye davet etti.

Hele de Türkçe Olimpiyatları’nın kapanışında, iyi düşünülmüş, güzel bir jest yaptı.

Jest, güzel olmasına güzel de, geri dönüş kararını verebilmek o kadar kolay olmasa gerek. O kadar kolay olsaydı, şimdiye kadar çoktan dönerdi.

“Cemaat”in hem görünürlüğü, hem dili hem de etkinliğini gösterme çabası giderek artıyor. İşte böyle bir süreçte, geminin kaptanının binlerce mil uzakta olacağına, burada bulunması gayet tabii daha yararlıdır. Aracılarla yönlendirileceğine, bire bir görüşme yapılması farklıdır.

Bunların hepsi mantıklı… Ancak gelin görün ki, işin içinde başka hesaplar da var.

Gülen’in Türkiye’ye gelişinde milyonlar tarafından karşılanmasının yaratacağı bir mini depremin etkisi nasıl hissedilir?

Sağlık sorunları etkilenir mi?

Türkiye’de işin içinde mi olmayı, yoksa olayların dışında kalmayı mı tercih eder?

Bu soruların yanıtlarını ararken tabii bir de 2014 sonrasındaki değişimi de hesaplayacaktır.

Başbakan’ın Köşk’e çıkması, bir başkasının parti liderliğine oturması, bu ülkede birçok şeyi değiştirecektir. Bilinmeyenlerin listesi de epey uzun.

Ben Gülen Hoca’nın bu daveti alınca hemen valizlerini toplayıp İstanbul’un yolunu tutacağını pek sanmıyorum.