Hepsinin ar damarı çatlamamış olmalı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçenlerde uslu gazetecilerle yaptığı televizyon sohbetinde, AKP milletvekillerinin cemaate karşı açıklama yapmamalarından rahatsız olduğunu söyledi.

“O yüreği ortaya koymaları lazım. Bu bakan da olabilir milletvekili de olabilir. Yüreğini ortaya koyacaklar. Bu mücadele istiklal mücadelesiyse bu mücadeleyi beraber vereceğiz. Konuşmamalarından rahatsızım” dedi.

Başbakan, bu durumu milletvekilleri ya da bakanların “paralel yapı” tarafından “tehdit ediliyor olmaları” ile açıkladı.

“Şimdi tabii şantaj yapılıyor. Şantajla, tehditle kafeslenen insanlar var. İşadamları olsun siyasiler olsun. Bunların sayısı çok. Partimde de var. Bu milletvekili olur, bakan olur” dedi.

Başbakan milletvekilleri ve bakanların bu konuda suskun kalmalarını “tehdit ve şantaja” bağlıyor ama sanırım başka nedeni de olmalı.

Çünkü hepsi “şantaj ve tehditle” korkup susuyorsa, onların da saklanacak hoş olmayan durumların içine girmiş olduklarını varsaymamız gerekir.

Hepsine böyle bir suçlama yapmak haksızlık olabilir, bilemiyorum!

Bu kadar suskunluğun bir nedeni sakın ortalığa saçılan bunca rezillikten milletvekilleri ve bakanların da utanmaya başlamaları olmasın?

Ne de olsa onlar miting meydanlarında heyecana kolayca getirilecek durumda değiller, işin içindeler, nelerin döndüğünü bizler kadar biliyorlar.

İhaleye fesat karıştırmanın, yargıya baskı yapmanın, ayakkabı kutularından taşan paraların, işsiz güçsüz çocukların kurduğu vakıflara yapılan yüz milyonlarca liralık “bağışların”, villaların, değerleneceği önceden bilinen arsaların, havuzlar kurdurup gazete–tv satın almanın nesini, nasıl savunabilecekler ki?

Başbakan, herkesin ar damarının aynı anda çatlamamış olabileceğini de hesaba katmalı!