Siyasetin 17 Aralık sınavı

Size bir soru: Bugün bir savcı herhangi bir AK Partili ile ilgili iddiayı soruşturabilir mi? Hele bu iddia yolsuzluk ekonomisiyle ilgiliyse. İşin içinde rüşvet, irtikap, zimmet, karapara aklama varsa... Ben soruşturma kararı verirken çok zorlanacağını düşünüyorum. Her partilinin adı gibi ak ve pir ü pak olduğuna inandığı için değil elbette. Velev ki çok ciddi, suçüstü olsun bir iddiayı soruşturmaya kalkarsa başına gelecekleri kestirmek zor değil. Bir kere görev verecek adli kolluk bulamaz. Olayın boyutuna göre ‘darbe yapmakla’ bile suçlanabilir. O savcının boynuna türlü türlü yaftalar takılabilir. Manzara-i umumiye bütün çıplaklığıyla ortada.

‘17 Aralık soruşturması’ ne âlemde sorusunun cevabı yok. Ne oldu o iddialara? İçi dolar dolu ayakkabı kutularına, yatak odasındaki para kasalarına?.. Bir hayal miydi? Hadi, bir kısmı abartıldı diyelim, hepsi mi boştu? İddialar savcıdan savcıya değişir mi? 17 Aralık’ın adli boyutu her açıdan soru işareti. Genç İranlı, hafta sonu ‘ata binerek’ lisan-ı halle cevap verdi.

Yolsuzluk iddiası, siyaset için en ağır yüktür. Ne bir parti altından kalkabilir ne de Meclis.

17 Aralık’ın ‘siyasi boyutu’ da var. İddialar yüzünden ilk anda 4 bakan koltuğunu kaybetti. Ağır aksak da olsa fezlekeleri Meclis’e geldi. Ancak kimse ne yazdığını öğrenemedi. Ne milletvekilleri okuyabildi, ne de kamuoyunun bilgisi oldu. Bakanlar tam olarak neyle suçlanıyor? İddiaların tümü medyaya yansıdığı gibi mi?

Muhalefetin salvolarından bunalan iktidar, uzun süre ne yapacağına karar veremedi. Sonunda komisyona ‘evet’ dedi. İlk adımı da kendisi attı. Soruşturma için önerge verdi. Siyasetin ilk kez karşılaştığı sorun değil bu. Bugüne kadar birçok bakanla ilgili komisyon kuruldu. Gereği düşünüldü. Yüce Divan’a gönderildi.

AK Parti, 2002’de iktidar olur olmaz yolsuzluk iddialarını araştırmak için harekete geçti. Azmi Ateş’in başkanlığındaki komisyon başarılı çalışma yaptı. Ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan için Yüce Divan kararı verildi. Mesut Yılmaz, Türkbank ihalesine fesat karıştırmakla itham edildi. AK Parti döneminde bir başbakan 7 bakanı Yüce Divan’lık oldu.

Yolsuzluk iddiası, siyaset için en ağır yüktür. Ne bir parti altından kalkabilir ne de Meclis. AK Parti de iktidarını büyük oranda kendinden önceki partiler hakkındaki yolsuzluk iddialarına borçlu. Toplum, iddia düzeyinde de olsa yolsuzluğa karşı eninde sonunda gereğini yapar. Örnekleri ortada.  

17 Aralık, AK Parti’nin sınavı. Propaganda üstünlüğünü kullanarak dikkatleri başka yöne çekmek istedi. 17 Aralık’ın karşısına başka iddiaları hatta seçim sandığını koydu. ‘Paralel yapı’ dedi’, ‘hükümete darbe’ dedi. O kadar yüksek perdeden konuştu ki diğer sesleri bastırdı. Fakat takvimlerden 17 Aralık’ı silip atmak mümkün değil. Bir daha 16 Aralık’a dönülemez. Er ya da geç iddialarla hesaplaşmak zorunda. Kolayı değil zoru seçti. İlk anda cesaretle üzerine gidemedi.

Benzer tutumu komisyon görüşmelerinde de sergiledi. Müzakereleri Meclis TV’nin yayın yapmadığı güne denk getirdi. İnternet yayını bile sağlıklı çalışmadı. Bir bakıma karartma uyguladı. Meclis’teki tartışmaları kamuoyunun duymasını istemedi. Oysa hiç çekinmeden “Herkes eteğindeki taşları döksün, parti olarak her iddianın üzerine gideceğiz, merak etmeyin gereğini yapacağız.” diyebilirdi.

Meclis sadece AK Parti’nin önergesini değil, CHP’nin her bakan hakkında ayrı ayrı verdiği önergeleri de ele aldı. Oturum önceki gün öğleden sonra başladı, sabaha karşı bitti. Milletvekilleri aralıksız 16 saat mesai yaptı. Biri dışında üç bakan kürsüye çıktı, cevap verdi. O iddialar karşısında söyledikleri zayıf kaldı.

İddiaları 15 üyeden oluşan komisyon soruşturacak. 9’u AK Partili, 6’sı muhalefet partilerinden olacak. Çalışmalar gizli yürüyecek. Süresi iki ay, bir o kadar da ilave süre alabilecek. Komisyonun raporuna göre Yüce Divan’a Genel Kurul gizli oylamada karar verecek. Arada cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. Belki siyasi iklim değişecek.  

Neticede iddiaların ciddiliğinden ziyade siyasi saiklerin etkili olacağını tahmin etmek zor değil. Anlayacağınız siyasi boyutu adli boyutundan farklı değil. Tencere tava, aynı hava...