Erdoğan'ın Hizmet hareketine yönelik hakaretleri

Tayyip Erdoğan'ın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında Cemaat'e yönelttiği ağır sözleri yayınlıyorum. Erdoğan, yolsuzluk iddiaları karşısında hesap vermek yerine, bir "paralel yapı" icat etmeyi tercih etti. Ayakkabı kutusundan taşan paraları, sıfırlama konuşmalarını, çikolata kutusuyla servis edilen rüşvetleri, "paralel" masalıyla örterek, hakaretlerle süsleyerek, kendi tabanının önemli bir bölümüne yutturmayı başardı. En azından onlara iddialar karşısında çiğneyecekleri bir sakız verdi. Siz yolsuzluk dediğiniz vakit onlar "Hükümete darbe yapıldı" cevabını veriyor. Akla ziyan bir durum ama bu sakızı hâlâ çiğniyorlar.

İşte Tayyip Erdoğan'ın makamına yakışmayan sözleri:

"Bunlar Haşhaşi, bunlar nebbaş! Mezarlık soyguncusu. Bunlarda yalan var, dolan var, takiye var, fitne var, fesat var, iftira var, örgüt var. Şia'yı filan geçmiş vaziyetteler bunlar, hain bir terör örgütü var. Bunlarda ahlak yok, bunlarda edep yok, bunlarda vatan, millet, bayrak sevgisi yok. Çünkü onda evlat yok. Ne sahtekâr ya, bunlar müfteri, bunlar montajcı, bunlar itikadi noktada da bir sapıklığın içindeler. Bunlar kandan beslenen vampirler. İşte bunlar bu kadar alçak, bu kadar hain. İstikameti kaybetmişler; bu arada cennet cehennem burada bunu da satabilirler. Bu kaos çetesi, bu kan lobisi, bu paralel yapı, ihanet çetesi. Türkiye hasımlarının maşası olmuş, uluslararası çetelerin maşası olmuş bu örgütler. Herkesi şantajla diz çöktürmek istediler. Paralel yapının borazanları, dalkavukları. Virüs, sülük gibi emiyorlar. Kokuşmuşluğun, çürümüşlüğün hüküm sürdüğü ortaya çıkacak. İninize gireceğiz, biz bu cadı avını yapacağız. İsrail'i eleştirdiğini gördünüz mü? Yapamaz... İpini tutan efendisini eleştiremez. Yalancı peygamberleri, sahte velileri, içi boş, kalbi boş zihni boş alim müsveddeleri. O gün nasıl ırkçıysa, bugün de ırkçı. Bunların dershanelerinde yavrularınız varsa alın, okullarında varsa alın. Bunlara verilmiş ne kadar yer varsa, ne kadar bina varsa, bunların hepsini tek tek geri almalısınız. Artık olimpiyat molimpiyat hepsi hak getire. Bundan sonra bizden bunlara su yok su. Hem dindarım diyeceksin hem de gözünü kırpmadan iğrenç biçimde masum insanlara iftira atacaksın! Yazıklar olsun!"

* * *

Asıl herkesi kucaklaması gereken ama öyle yapmayan Cumhurbaşkanı'na yazıklar olsun! İnsan bu kadar mı ağır konuşur, bu kadar mı hakaret eder? AK Partililer bu sarf edilen sözlere hiç mi üzülmüyorlar? Bu topyekûn karalama kampanyası karşısında hiç mi rencide olmuyorlar? Hiç mi yüzleri kızarmıyor?

Maşallah güle oynaya yollarına devam ediyorlar.

El Kaide güzellemesi

Mehmet Doğan, El Kaide sempatizanı bir kişi. Zaten kitaplarında ve müritleriyle konuşmalarından bu anlaşılıyor. Ocak 2010 operasyonundan sonra, Yiğit Bulut'un Haber Türk'te yayınladığı görüntüler de bunu gösteriyor. Orada, "Usame Bin Ladin sizi çağırdığı zaman karnınızın üzerinde emekleyerek de olsa harbe katılın" diyor.

Aynı gruptan Halis Bayancuk'un sözleri de El Kaide çizgisinde olan IŞİD'e sempatiyi gösteriyor. Bayancuk bakın ne diyor:

"Biliyorsunuz kardeşlerim geçen haftadan bu yana İslam Cephesi adındaki bir oluşum, Suriye'de; Maliki de Irak'ta, Irak İslam Şam Devleti'nin (IŞİD) bütün karargâhlarına saldırı düzenledi. Ve maalesef Türkiye'de kamuoyuna baktığımız zaman, basına baktığımız zaman çok ciddi taraflı bir haber yapılıyor. Şu anda bir algı operasyonu var. Basında anlatıldığı gibi ilk bu olayları başlatan IŞİD değildir. Bu olayları başlatan onlardır. IŞİD kendini müdafaa ediyor. Onların saldırdığı bir durumda nasıl IŞİD suçlu oluyor? AK Parti hükümeti Ahmet Davutoğlu'ndan başlamak üzere IŞİD'e karşı açıklamalar yapıyor. Bu açıklamalar niye yapılıyor? Türkiye'deki Müslümanlar'ın bu konuda sükût etmesi için. Yani insanlar şöyle düşünsün: 'Hükümet tarafını belirledi. Öyleyse bizim sükût etmemiz lazım. Yoksa Allah muhafaza, o örgütün üyesiymiş gibi bize de zarar verebilirler.' IŞİD bizim Müslüman kardeşimizdir. Onlara yapılmış her saldırıyı biz kendimize yapılmış biliriz. Bütün Müslümanlar'ın desteğini vermesi gerekir. İnşallah o kardeşlerimin yanındayım. Dualarımla, desteklerimle o kardeşlerimin yanındayım. Ve kim o kardeşlerimize saldırı yapmışsa, bu bana yapılmıştır... Onların kadınlarının esir alınmasını benim kadınımın esir alınması, onların çocuklarının öldürülmesini, benim kendi çocuklarımın öldürülmesi olarak kabul ediyorum."

* * *

Bu gibi gruplar, MİT'in ya da Emniyet İstihbarat'ın her zaman takibi altındadır. Üzülerek görüyorum ki, bir zamanlar başörtüsünü dahi laikliğe tehdit olarak değerlendirenler, sırf Cemaat'e karşı bir operasyona sahip çıkmak adına, El Kaide güzellemesi yapıyor. Ne diyeyim Allah ıslah etsin!