Bugün yapılanlar yarın döner sizi tırmalar!
Son üç-beş senedir bu ülkede olan tüm olumsuzluklar ve ileride olacaklar, siyasal iktidar tarafından otomatikman "paralel yapı"ya bağlandı. Hatırlayın, buna en son Diyarbakır'daki bayrak indirme olayı da eklendi.
Her ne kadar, Başbakan'a bağlı MİT tarafından bayrağımızı indiren PKK'lı teröristin kimliği açıklanmış olsa da...
İlk açıklama orada duruyor.
Daha önce de yazdım. Merkez medya, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına ve ardından yaşanan gelişmelere mesafeli durdu.
Bilgiler, belgeler, doğrulamalar, tutarsız açıklamalar bile olan bitenin teyidi için yeterliydi.
Siyasal iktidar, "paralel yapı" ile mücadele adına ülkeyi adeta kemoterapiye soktu.
Sözüm ona "virüsü" imha için devlet metabolizmasını adeta felç etti.
Geri dönülmez yasalar çıkarıldı.
Her şey ama her şey "yürütme"ye bağlandı.
Antidemokratik yasalar arka arkaya geldi, Anayasa'ya aykırılık denetimi bile yapılamadan resmileşti.
Çankaya Köşkü'nde ışıklar hep yeşildi, hiç sarıya dönmedi.
En şiddetli vesayet!
Cemaat'e ülkeyi dar edeyim derken...
Serbest piyasanın, hür düşüncenin nefes boruları kesiliyor birer birer.
Parti devleti, öncelikle bürokraside ve kamuda... Yargı'da, Emniyet'te... Sonra iş dünyasında... Ardından medyada... Bağımsız-özerk kurul ve kurumlarda... Sendikalarda ve sivil toplum örgütlerinde buram buram yaşanıyor. Buram buram...
Türkiye'nin belki de tarihi boyunca yaşadığı en şiddetli vesayet, tepeden aşağı hissediliyor.
Peki, millet görmüyor mu bunu?
Görüyor elbette çünkü her şey gözümüzün önünde oluyor!
Sıradan bir işletmeye bekçi olmak için bile partinin il veya ilçe başkanının "oluru" gerekmiyor mu?
Bütün Anadolu biliyor bunu. Müthiş bir menfaat sarmalı...
Yeni "devlet…"
Ve toplum... O kadar acayipleşti ki, düne kadar lafına itibar ettiğiniz, değer verdiğiniz nice insan, adeta zombileşti.
Nice isim var ki... Yazıklar olsun, "kalıbının adamı" değilmiş.
"Kumpas" deyip daniskasını kuruyorlar.
"Komplo" deyip alasını yapıyorlar.
"Paralel" deyip kendi devletlerini inşa ediyorlar.
Evet, devleti tahrif ediyorlar!
Hepimiz içindeyiz bunun.
Bir gün sıra suskunlara da gelecek.
Ve yazın bir kenara; bu yaptıkları değişiklikler, suyu tersine akıtmalar, yasa dışılıklar, usulsüzlük ve adaletsizlikler… Dönüp bumerang gibi kendilerini vuracak.
Nereden mi biliyorum, Allah'ın da bir hesabı var.
İmhal eder (yani erteler) ama ihmal etmez!
- tarihinde hazırlandı.