Batı'da Kilise Hakimiyeti ve Ruhbanlık

Bu konuda İslâm ile batı dünyası arasında mühim bir fark söz konusudur. Batıda ilmin galebesiyle Hıristiyanlığın ve ruhbanlığın sultası yıkılmıştır. İslâm âleminde ise batının aksine, ilmin ilerlemesiyle dine yöneliş daha da artmıştır.

Rönesans ve Reform öncesi Avrupa'da, kilise hakimiyeti altındaki fertlere ağır vergiler uygulanıyor.. kilisenin devamlı değişen kanunları karşısında herkes tedirgin, herkes huzursuz ve yarınlarından endişeliydi.

Ruhânî liderlerde ciddî bir ilim düşmanlığı vardı ve ilmî buluşlara hiç mi hiç müsamaha göstermiyorlardı. Hemen bütün ilmî buluşlar, keşifler mahiyetlerine bakılmadan tereddütsüz reddediliyordu. Değişik keşif ve tespitlerinden ötürü engizisyonlarda çok ağır cezalara çarptırılanların sayısı hiç de az değildi.

İnsanlar, bu baskıcı anlayışa karşı hiçbir şey söyleyemiyorlardı. Az bir aristokratın dışında hemen herkesin, hususiyle fakirlerin ezilmesi, kadın hakları diye bir şeyden söz edilememesi, hatta değişik iş yerlerinde kadının yarım insan sayılarak yarım ücretle çalıştırılması neticesinde, hemen her sınıfta dine karşı bir küskünlük hâsıl olmuştu.

İşte bu umumî antipatiden ötürü değişik yerlerdeki Reform hareketleriyle kiliseye ait her şey gümbür gümbür yıkılmış, kilise bu sarsıntıyla yıkılırken, ahlâkî değerler de yerle bir edilmişti.